Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1910 E. 2022/4990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalılara yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü ile alacak taleplerinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme ve istinaf mahkemesinin, mirasbırakanın gerçek iradesinin satış değil bağış olduğu, davalıların taşınmazları satın alabilecek ekonomik güce sahip olmadıkları ve taşınmaz bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesiyle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil taleplerini kabulüne ilişkin kararları, davacıların alacak taleplerini ispatlayamamaları ve karar ve ilam harcının hatalı hesaplanması dışında usul ve yasaya uygun bulunarak düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: DEVELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince verilen asıl davanın kısmen kabülüne birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davacılar ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacılar ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...’un 3, 5, 7, 23, 28, 31, 32, 61, 64, parsel sayılı taşınmazlar ile 972 ada 5 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, Massey Ferguson marka traktörünü satarak parasını, davalılardan oğlu ...’e taraktör alırken verdiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ve payları oranında adlarına tesciline olmadığı takdirde tazminata, traktörden miras paylarına düşen bedelin şimdilik 1.000,00 TL sinin tahsiline, davacı ... yönünden dava dışı tarla satışı nedeniyle verilmesi gereken 30.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, muvazaa iddiasının asılsız olduğunu, murisin o dönemde paraya ihtiyaç duyduğunu, mal kaçırma kastının bulunmadığını, taşınmazların gerçek değerleriyle bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, ...’ye herhangi bir borç bulunmadığını belirterek, davaların reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Develi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/09/2020 tarihli ve 2020/16 E.,2020/146 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmaz almaya hevesli olduğu, satmayı sevmediği gibi taşınmaz satanları da kınadığı, ayrıca murisin taşınmaz satma ihtiyacı içinde olmadığı, maddi durumunun son derece iyi olduğu, davalıların dava konusu taşınmazları alabilecek ekonomik güçlerinin olmadığı, taşınmazların keşif ile ortaya çıkan değerleri ile tapudaki değerleri arasındaki fark, devir tarihleri ve devreden ile devralan kişiler arasındaki akrabalık ilişkileri dikkate alındığında yapılan işlemler her ne kadar tapuda satış işlemi olarak gösterilmişse de bağışlamak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, görünürde yapılan satış işlemlerinin murisin gerçek iradesine aykırı olarak yapılması, bağış işleminin ise kanunen gerekli şekil şartlarını taşımaması nedeni ile muvazaalı taşınmaz temlik işlemlerinin iptali ve davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, davacı ...'nin dava dışı tarlaların satışı nedeniyle satış bedellerini almadığına ilişkin iddiasını resmi akitleri bizzat imzalayarak parayı aldığını beyan ettiğinden aksini aynı kuvvette resmi bir senetle ispat edemediği gerekçesiyle 30.000 TL'nin ödemesine ilişkin talebinin ve davalı ...'e alınan traktörün murisin traktörü satılarak alındığına ilişkin iddanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddi ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili, davanın traktör ve dava dışı tarlaların satışından davacı ...’ye verilmesi gereken 30.000,00 TL yönünden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dinlenen mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları beyanları ile mirasbırakanın... marka traktörü olduğu ve satıldığı, davalı ...’in de New Holand marka traktör satın aldığı, mirasbırakanın sattığı traktörün parasının davalıya verildiğinin ispatlandığını, 30.000,00 TL nin davacı ...’ye verilmediği hususunun tarafların kardeş olması nedeniyle senetle ispat zorunluluğu kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek, reddedilen kısımlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.2. Bir kısım davalılar vekili, dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakandan değil davacı ...’nin eşi ....den temlik alındığını bu parsel yönünden davanın kabulünün açıkça hukuka aykırı olduğunu, davanın görülebilmesi için atanması gereken tereke temsilcisinin atanmadığını, tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından muvazaa iddiasının asılsız olduğunun ortaya çıktığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 10/12/2021 tarihli ve 2021/97 E., 2021/2354 K. sayılı kararıyla;davalıların dava konusu taşınmazların bedelleri ödenmek suretiyle gerçek değerleri ile satın alındığı savunmasını ispatlayamadıkları, mirasbırakanın taşınmazları satma ihtiyacı bulunmadığı, davalıların taşınmazlarıı alabilecek ekonomik güçlerinin bulunmadığı, taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile akitte gösterilen değerler arasında fahiş fark bulunduğu, mirasbırakanın davalı olan oğulları ...ve ... yönünden tapuda satış göstermek suretiyle yaptığı temliklerin, 01/04/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, 137 ada 7 parsel bakımından ise kayıt maliki olan ...'in murisin davalı ...'ten olma torunu olduğu, TMK 1023. Maddesi kapsamında davalıların baba oğul olması nedeniyle muvazaayı bilen ya da bilmesi gereken kişi olduğu, ...'in TMK 1023 korumasından yararlanma imkanı bulunmadığı, davalı ...'in 13/03/1994 doğumlu olup temlik tarihi olan 15/12/2015 tarihinde taşınmazı satın alabilecek durumda olmadığı, bu parsel yönünden de muvazaanın bulunduğu, davacıların alacak taleplerini ispatlayamadıkları gerekçesiyle, istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın reddedilen kısım yönünden bozulmasını istemiştir.

2.2. Bir kısım davalılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlere ilava olarak mirasbırakana ölünceye kadar davalı ... tarafından bakıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere (V/3.2) no.lu parağrafda yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına (III.) nolu parağrafda yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu bendde yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.2. Ne var ki; harç, kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.

Somut olayda;dava konusu taşınmazların dava tarihi itibarıyla tamamının değerinin keşfen 805.921,00 TL olarak saptandığı, dava konusu taşınmazlar davalılar adına kayıtlı olup davacıların miras payları oranında iptal ve tesciline karar verilen çekişme konusu toplam 1/2 paya isabet eden değerin 402.960,00 TL olduğu, davacıların miras paylarına isabet eden toplam 402.960,00 TL üzerinden alınması gerekli nispi karar ve ilam harcı 27.526,19 TL ye hükmedilmesi gerekirken; Bölge Adliye Mahkemesince, fazla harca hükmedilmesi doğru olmamıştır.

Belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.

VI. SONUÇ:

1. Açıklanan nedenlerle davacılar ve bir kısım davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 3. fıkrası hükümden çıkarılarak; 3. fıkra olarak yerine “Davalılardan alınması gereken 27.526,19 TL istinaf harcından peşin alınan 13.763,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.762,69 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,” cümlesinin yazılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.