Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1936 E. 2023/7031 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak gösterilen taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği ve tescil davası açma süresinin dolup dolmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yasalarımızda hakkında tutanak düzenlenmeyen yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak dava açılmasını süre yönünden kısıtlayan bir düzenleme bulunmadığı ve davacının da kadastro öncesi nedene dayanarak dava açtığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/250 E., 2013/330 K.

DAVA TARİHİ : 04.11.2009

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.01.2013 tarihli, 2012/7192 Esas, 2013/431 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece önceki kararda direnilerek davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; kendisine ait olan ve üzerinde 2 katlı evi olan 146 ada 6 parsel sayılı taşınmazının sınırında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünü 30.10.1994 tarihinde Ahmet Özdemir’den satın aldığını, kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümünün hatalı şekilde çıkmaz yol olarak haritasında gösterildiğini, oysa taşınmazı satın aldığı günden beri nizasız ve fasılasız şekilde kullanıldığını ileri sürerek nizalı taşınmaz bölümünün adına kayıtlı 146 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümünün kadim yol vasfında olduğunu, bu nedenle özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MÜDAHALE

... vekili müdahale dilekçesinde; nizalı taşınmazın sınırında bulunan 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, keşif sonrası teknik bilirkişiden alınan raporda nizalı taşınmazın genişliğinin ne kadar olduğunun belirtilmediğini, nizalı taşınmazın sınırlarının müvekkilinin taşınmazının çevresine çektiği teli aşmayacak ve taşınmaza müdahale etmeyecek şekilde yeniden belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davaya müdahale talebinde bulunmuştur.

IV. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.10.2010 tarihli, 2009/515 Esas, 2010/474 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz bölümünün evvelinde taşınmazın sınırında bulunan 146 ada 2 parselin devamı niteliğinde iken taşınmazın maliki tarafından 30.10.1994 tarihli senetle davacıya satılarak zilyetliğinin devredildiği ve o tarihten dava tarihine kadar da davacı tarafından nizasız ve fasılasız olarak zilyet edildiği, doğusundan geçen Bursa-Kestel Karayoluna tecavüzü de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi Özcan Özçelik tarafından düzenlenen raporda (A1) harfi ile gösterilen 116,77 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.01.2013 tarihli, 2012/7192 Esas, 2013/431 Karar sayılı kararıyla; “Uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak gösterilen kısmın zilyetlikle iktisap edilip edilemeyeceği ve tespit öncesi nedenler yönünden makul sürenin geçirilip geçirilmediği, tespit sonrası sebepler için ise yasanın aradığı manada sürenin dolup dolmadığından kaynaklanmaktadır. Dosyada mevcut davacıya ait nizasız 146 ada 6 parsel yönünden kadastro tespitinin 04.12.2003 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise harcı alınarak 04.11.2009 tarihinde açılmıştır. Dairenin kararlılık kazanmış uygulamalarına göre tespit tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar makul süre geçirilmiştir. Tespit sonrası neden için TMK’nın 713/1 inci maddesine göre 20 yıllık süre dolmamıştır. Hal böyle olunca; davacı yararına zilyetlik yoluyla mülk edinip koşulları araştırılmadan karara esas teşkil eden 15.07.2010 tarihli Fenni Bilirkişi raporunda (A1) harfiyle belirtilen 116,77 metrekarelik yere yönelik davanın reddine karar vermek gerekirken yukarıda değinilen kurallar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 22.05.2013 tarihli, 2013/250 Esas, 2013/330 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz bölümünün evvelinde taşınmazın sınırında bulunan 146 ada 2 parselin devamı niteliğinde iken maliki tarafından 30.10.1994 tarihli senetle davacıya satılarak zilyetliğinin devredildiği ve o tarihten dava tarihine kadar da davacı tarafından nizasız ve fasılasız olarak zilyet edildiği, doğusundan geçen Bursa-Kestel Karayoluna tecavüzü de bulunmadığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma kararı kendi içerisinde çelişkili olup kanun koyucu kadastro tesbit tutanağı düzenleme işlemi ile sınırlandırılan yerler için 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesine göre genel mahkemelerde tapu iptali ve tescil davası açılması için 10 yıllık süreyi hak iddia edenlere tanırken, kanun gereği parsel numarası verilmeyerek paftasında gösterilmekle yetinilen tapulama dışı yerlere ilişkin olarak dava açma süresinin Yargıtay’ın takdiri ile "2" yıl olarak kabulünün kanun önünde eşitlik ve hukuki güven ilkesine açıkça aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine ve davanın kabulü ile teknik bilirkişi Özcan Özçelik tarafından düzenlenen raporda (A1) harfi ile gösterilen 116,77 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin direnme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmazın yol olarak haritasında gösterilen yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacak bu yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, delillerinin yeterince incelenmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. 2003 yılında Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Çaybaşı köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, nizalı taşınmaz bölümü yol olarak haritasında gösterilmiştir.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ayni hakların yasal kısıtlama yok ise nitelikleri gereği her zaman ve herkese karşı ileri sürülebileceğine, yasalarımızda hakkında tutanak düzenlenmeyen yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak dava açılmasını süre yönünden kısıtlayan bir düzenleme bulunmadığına, davacı da kadastrodan önceki nedene dayanarak dava açtığına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile Mahkemenin usul ve kanuna uygun olan direnme hükmünün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.