"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1299 E., 2021/1357 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret-Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/19 E., 2021/389 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddi ile kamu düzenine ilişkin nedenlerle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 241 ada 36 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ... mirasçıları adına elbirliği halinde tespit edildiğini, taşınmazın bitişiğinde bulunan 38 parsel sayılı taşınmazın ise ...'ın kardeşi olan ...'nın oğlu ... adına fazla olarak tespit ettirildiğini ve daha sonra muvazalı olarak davalı damadı ...'e satıldığını, esasen bu yerin 3 parça ve tamamı tahminen 6 dönüm olup ikişer dönüm halinde ..., ... ve ...'ya ait olduğunu, ...'nın adına 3,5 dönümlük yeri haksız olarak yazdırdığını, tapudaki fazla miktarın esasen kendi miras bırakanı ...’ya ait olduğunu ileri sürerek 241 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 1.587,22 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptaliyle 36 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle miras bırakan ... mirasçıları adına tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında ... terekesine temsilci olarak ... atanmıştır.
II. CEVAP
Davalı davaya süresinde cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2019 tarihli ve 2016/943 Esas 2019/447 karar sayılı ilamı ile; davanın tereke adına açıldığı, usulüne uygun olarak davet edilen tereke temsilcisinin yargılamaya iştirak etmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacının istinaf başvurusu üzerine; tereke temsilcisi atanmakla davacının taraf sıfatının kalmadığı ve istinaf yetkisinin de bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine dair ek karar verilmiştir.
Tereke temsilcisinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2019/963 Esas 2019/963 Karar sayılı ilamı ile; davada tereke temsilcisi atanmış olması nedeniyle aktif dava ehliyeti yokluğundan bahsedilemeyeceği ancak HMK'nın 150 nci maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılması ve sonrasında şartları oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gereğine değinilerek tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapuya kayıtlı taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için tapu kütüğünden malikinin kim olduğunun anlaşılamaması ya da malikinin gaip olması gerektiği, taşınmazın ... adına tespit edildikten sonra davalı tarafından tapuya güven ilkesine dayanılarak satın alındığı ve davalının uzun süren kullanımına davacı tarafından itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarlamış, yapılan keşifte taşınmazın sadece ... adına tescil edildiğinin beyan edildiğini, taşınmazın üç erkek kardeşe eşit olarak bölünmesi gerektiğine dair tanık ifadelerinin dikkate alınmadığını, ...'nın damadı olan davalının iyi niyetli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının taşınmazın nişan bedeli olarak verildiği yönündeki savunmalarının savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, taraf sıfatı bulunmayan ve tanık listesinde olmayan ...'ın beyanına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, yakın akrabalık nedeniyle tespit malikinin damadı olan davalının iyi niyet kuralından yararlanamayacağı, bununla birlikte davacıların mirasbırakanı ... ile tespit maliki ...'nın ayrı yerleri kullandığı ancak taksimin sınırlarının bilinmediği, bu nedenle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun reddi ile kamu düzenine ilişkin nedenlerle hükmün gerekçesi değiştirilerek kaldırılan kararın yerine yeniden hüküm tesisi suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak tanık beyanları görmezden gelinerek karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, (A) harfi ile gösterilen bölümün davalının kullanım alanının ve tel örgülü alanın dışında kaldığını, bunun bile başlı başına iddianın ispatı için yeterli olduğunu, 36, 38 ve 41 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bir bütün olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden; davacının mirasbırakanı ... ile dava dışı ... ve ...'nın kardeş oldukları, davaya konu 241 ada 38 parsel sayılı 3.540,17 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...oğlu ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 21.11.2006 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 20.06.2012 tarihinde ... oğlu ...'na satıldığı, komşu 241 ada 36 parsel sayılı 412,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...'ya aitken ölümü nedeniyle mirasçıları adına tespit edildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tereke temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı tereke temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...