Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2074 E. 2022/2765 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, davalı vakfın tapu kaydına güvenen iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki aleni hatanın vakıf tarafından bilinmesi gerektiği ve iktisabın gerçek malikten olmadığı gözetilerek vakfın iyiniyetli üçüncü kişi olarak korunamayacağına ve davanın kabulüne karar verildiğinden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : SİNOP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarihli 2020/1463 Esas 2020/1585 Karar sayılı kararıyla HMK’nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı TSK Güçlendirme Vakfı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... ve davalı Hazine vekili Avukat ...geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... v.d. gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan “... oğlu ...’un” maliki olduğu kök 893 parsel (yenileme ile 135 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında mirasbırakanın soyadının “Turan” olarak hatalı yazılması nedeniyle mirasbırakanın oğlu olan davalı ... tarafından açılan dava sonucunda Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/822 Esas, 1997/141 Karar sayılı 15/05/1997 tarihli ilamına göre, tapu kaydında mirasbırakanın soyadının “Kurt” olarak tashihine karar verildiğini, ancak bu ilamın hatalı infazı sonucunda taşınmazın malikinin “... oğlu ... Kurt” şeklinde yanlış tescil edildiğini, yani mahkeme ilamı doğru şekilde infaz edilmediği gibi bir de kayıt malikinin adının da hatalı tescil edildiğini, davalı ...’un bu hatalı tescili düzelttirmek yerine adına tapu senedi düzenlettirerek taşınmazın çıplak mülkiyetini 24/03/2016 tarihinde davalı Vakıfa bağışladığını, davalı ... Müdürlüğünün de yasal hasım olduğunu ileri sürerek, dava konusu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Vakıf adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan “...” adına tescilini istemiş; aşamalarda, tapu kütüğünde malik adının hatalı olarak “... oğlu ...” şeklinde tescil edildiği halde, “...oğlu ...” adına tapu senedi verildiğini ve bağış işlemini de “...oğlu ...’un” yaptığını, tapu kaydındaki bu açık ve aleni hata karşısında davalı Vakıfın iyiniyetinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulünü istemiş; bilahare tereke temsilcisi atanmak suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

1.1. Davalı ..., iptal tescil istekli eldeki davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davalı ...’un talepleri doğrultusunda işlemlerin gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

1.2. Davalı ..., tüm mal varlığını davalı Vakfa bağışladığını, dava konusu taşınmazla ilgisi kalmadığını, sadece yaşamının sonuna kadar taşınmazı kullanacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

1.3. Davalı ... aşamalarda, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, TMK’nin 1023. maddesine göre iktisabının korunması gerektiğini, yolsuz tescili bilmesinin mümkün olmadığını, tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da tereke temsilcisi atanması gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli 2016/565 Esas, 2020/187 Karar sayılı kararıyla; iptal tescil istekli eldeki davada, davacının tazminat talebi bulunmadığından, davalı ... Müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği, tashih kararının hatalı infazı sonucu “... oğlu ...” adına oluşan tescilin yolsuz olup, adına tapu senedi alarak bağış işlemini yapan davalı “...oğlu ...’un” iyiniyetinden söz edilemeyeceği, ancak son kayıt maliki davalı Vakıfın tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olup, kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Dava konusu taşınmazın tapu kaydında malikin, ... oğlu ... olarak yazılı iken, tapu senedinde ise ...oğlu ... olarak yazıldığını, tapu kaydındaki hata ve yanlışlığın açıkça belli olduğunu, bu durumda davalı Vakıfın iyiniyetinden söz edilemeyeceğini, tapuyu inceleyen herkesin bu hatayı fark edebileceğini, davalı Vakıfın TMK’nin 1023. maddesinden faydalanamayacağını, davanın tereke temsilcisi tarafından takip edilmesi nedeniyle vekalet ücretinin sadece davacıya yükletilmesinin doğru olmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarihli 2020/1463 Esas, 2020/1585 Karar sayılı kararıyla; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eldeki davada, davalı ... Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmadığından bu davalı yönünden davanın sıfat yokluğundan reddinin doğru olduğu; ancak, tapu kaydında kayıt malikinin soyadının tashihine ilişkin ilamın yanlış infaz edildiği, kayıt malikinin sadece soyadı düzeltilecek iken ön adının da "..." olarak değiştirildiği, bununla birlikte davalı adına da kayıt oluşturulmadığı, zira davalı, "...oğlu ..." olup, tapuda adına kayıt oluşturulan kişinin ise "... oğlu ..."olduğu, bu durumda davalı “...oğlu ...'un” taşınmazı diğer davalı Vakıfa bağışlamak için tapuya müracaat ettiğinde kütükte kayıt malikinin “...oğlu ...” olmaması nedeniyle akit isteminin reddi gerekirken, bağış işleminin gerçekleştirildiği, aleni olan tapu kaydında malikin “... oğlu ...” olması karşısında davalı Vakfın herkese açık olan bu kaydı bilmediğini öne süremeyeceği ve iktisabının kayıt maliki “... oğlu ...'tan” olmaması nedeniyle iyiniyet iddiasında da bulunamayacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, kayıt malikinin soyadının mahkeme kararı uyarınca düzeltilmesi gerekirken kayıt malikinin adının da değiştirildiğini, ... oğlu ... yerine, ... oğlu ... olarak tescil yapıldığını, bu işlemlerin Tapu Müdürlüğünün sorumluluğunda olduğunu, tapu senedinde ... oğlu ... değil, ...oğlu ... yazılı olduğunu, Tapu Müdürlüğünün fark edemediği bir durumu davalı Vakıfın bilmesinin beklenemeyeceğini, tapu senedine göre malik olan ...oğlu ...’un bağış işlemini yaptığını, davalı Vakıfın iyiniyetli 3. kişi olduğunu, kayıt maliki ...oğlu ...’tan taşınmazı edindiğini, yolsuz tescili bildiğinin kabul edilemeyeceğini, TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanması gerektiğini, davanın açılmasına davalı ... sebebiyet verdiği halde harç ve yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; "Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.", 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.2.2. Öte yandan; kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı V.3.2. paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, IV.3. paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815.00 TL, gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı ... Vakfından alınmasına, aşağıda yazılı 18.330,43 TL bakiye onama harcının davalı ... Vakfından alınmasına, 05/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.