Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2105 E. 2022/2826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında sınır tespiti hatalı yapılan taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının keşfe katılıp itirazda bulunmaması ve sonradan keşif gününün tebliğ edilmemesinden şikayet etmesinin kabul edilemeyeceği, dosya kapsamına göre toplanan delillerin ve yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... (...) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı A.. O.., ... ili ... ilçesi ... köyünde kain ve tapuda adına kayıtlı ... ada ... parsel numaralı taşınmazın müteveffa ...'dan miras yoluyla kendisine intikal ettiğini ve kadastro tespit çalışmaları sırasında adına kaydedildiğini, söz konusu taşınmazın davalıya ait olan ... ada ... parsel numaralı taşınmaz ile yan yana bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu ettiği iki taşınmazın sınırlarının gerçeğe uygun olarak tespit edilmediğini, yaklaşık 2 ay önce ... ada ... parsel numaralı taşınmazının üzerinde ev yapım çalışmalarına başladığını, davalının kötü niyetli olarak kendi taşınmazından 3 metre uzaklıkta ev yapmadığından bahisle ilgili idari mercilere şikayette bulunduğunu, ev inşaatı için yapılan kazı çalışmaları esnasında babası müteveffa ...'ın kendi taşınmazında yapmış olduğu ve toprak altında kalmış merdivenin bir kısmının ortaya çıktığını ileri sürerek, merdivenin davalı taşınmazında kalan kısmının tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., kendisine ait olan ... ada ... parsel ile davacıya ait olan aynı ada ... parselin arasındaki sınırın, yokluğunda yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit edildiğini, sınırı kadastro çalışmalarında kendisinin göstermediğini, aksine sınırın davacının yengesinin gösterdiği şekilde oluşturulduğunu, davacının temel kazarken merdivene rastladığı ve bu merdivenin şahsına ait arazinin altına gittiği şeklindeki iddiasının kesinlikle doğru olmadığını, dosya içerisine sunulan fotoğraftan da kendisine ait evin şu anki konumunda bulunduğunun anlaşılacağını, zeminde yapılan kazıda komşu arazilere ait eski su borusunun ortaya çıktığını, bu boruların da doğal olarak tam sınırdan geçtiğini, boruların geçiş yerinin kadastro tespitinde belirtilen sınır ile de uyuşmakta olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... (...) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli ve 2019/262 Esas - 2020/780 Karar sayılı kararıyla, dava konusu edilen taşınmazın fen bilirkişi raporu ile tespit edilen ve B harfi ile gösterilen 18,62 m2 yüzölçümündeki kısmının davacıya ait olduğu, davacı ve davalı arasındaki sınırın aşağı kısmını davacı ve davalıların babası tarafından yapılan eski kara duvarın oluşturduğu, arazinin üst kısmındaki sınırı ise şu an zeminde mevcut elektrik direğinin oluşturduğu, bu durumun davalının da kabulünde olduğu, arazinin orta kısmında davacıların babalarına ait yıkılan eski evin merdivenlerinin bulunduğu ve bu hususun keşif mahallinde de gözlemlendiği, her ne kadar dosyaya daha sonra vekaletname sunan davalı vekili tarafından yapılan keşfin usulsüz olduğundan bahisle itiraz ileri sürülmüş ise de keşif esnasında keşif mahallinde bulunan davalı asilin yapılan keşfe bir itirazının bulunmadığını beyan ettiği ve bu durumun tutanağa yazılmak suretiyle davalı tarafından imza edildiği, davalının arazinin alt ve üst kısmında göstermiş olduğu sınırlara göre ölçüm yapılan 2 no.lu krokinin hükme esas alındığı, bu haliyle davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmediği, dava konusu edilen ve fen bilirkişi rapor ve 2 no.lu krokisinde B harfi ile gösterilen 18,61 m2'lik yerin davacının babasına ait olduğu, kardeşler arasında yapılan taksim neticesinde bu yerin davacıya bırakıldığı, davalının bu yerde mülkiyet hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü, Merkez Mahalle Mevki ... Ada ... parsel sayılı davalı adına kayıtlı taşınmazın 26/10/2020 tarihli fen bilirkişi rapor ve 2 no.lu haritasında sarı renge boyanarak B harfi ile gösterilen 18,61 m2 yüzölçümlü kısmının tapusunun iptali ile bu kısmın ... adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiş, bu kez mahkemenin .../02/2021 tarihli kararı ile hüküm kısmının 1. maddesinde yer alan “... ada ...” parsel numarası “... ada ...” parsel numarası olarak tashih edilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, keşif günü kendisine tebliğ edilmeyen davalının evinin önünde icra edilen keşfe doğal olarak katıldığını, Yerel Mahkemenin tarafsız ve yansız mahalli bilirkişi beyanlarını dikkate almak yerine tamamen yanlı beyanlarda bulunan tanık beyanları ile hatalı hüküm ihdas ettiğini, davacı tanıklarının esasen taşınmazın maliki olan davacının murisinin çocukları, yani davacının kardeşleri olduklarını, davalının keşif yerinde belirtmesine karşın, mahkemenin zapta eksik aktardığı surette, kara duvardan elektrik direğine doğru sınırın, davacı taşınmazına doğru kavis çizerek, bombeli surette gittiğini ve yaptığı kavisle direkle buluştuğunu, Mahkemenin, bunu zapta geçirmediği gibi, bilirkişilerin cetvel koyarak belirlediği sınır üzerinden hüküm kurduğunu, davalının tanıklarının dinlenmediğini, beyanlarının "kabul mahiyetinde olmadığı halde" kabulmüş gibi gösterildiğini, icra edilen keşif kabul edilmediği halde, matbu keşif zaptında yer alan "keşfe itirazım yoktur" cümlesinin aleyhine kullanıldığını, tüm bu usule aykırı işlemler nedeniyle davalının büyük bir hak kaybına uğradığını beyan ederek ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/262 Esas ve 2020/780 Karar sayılı usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına/bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/380 Esas - 2021/347 Karar sayılı kararıyla, 18.12.2019 tarihli davalının da hazır olduğu celsede yargılamanın 18.03.2020 tarihine ertelendiği, 18.03.2020 tarihli celsede covid-19 salgını nedeniyle yargılamanın 03.06.2020 tarihine ertelendiği, 03.06.2020 tarihinde duruşmanın 23.09.2020 tarihine ertelenmesine karar verildiği, duruşma gününün davalıya tebliğe gönderildiği ancak davalının adresten taşınması nedeniyle tebligatın iade edildiği, 23.09.2020 tarihli celsede keşif günü verildiği, davalının keşfe katıldığı, beyanda bulunduğu ve herhangi bir itiraz ileri sürmediği, bu haliyle keşif gününün önceden tebliğ edilmemiş olmasının sonradan ileri sürülemeyeceğinin anlaşıldığı, davalı keşif esnasında bizzat yer göstererek bu durum bilirkişilere işaretletildiğinden ve sadece bu hususta dinlenmesi gereken tanıklara artık lüzum kalmadığından, davalının aksi yöndeki istinaf itirazlarının kabul görmediği, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili kararın (IV/2) maddesinde yer alan nedenlerle temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 915,57 metrekare yüzölçümlü taşınmaz kargir bina ve çay bahçesi vasfıyla irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M.. O.. adına tespit ve itiraz edilmeksizin 02/10/2009 tarihinde tescil edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) no.lu paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.