Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2460 E. 2022/7724 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Pasif tapu kaydında malik olarak görünen kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, derdest olan tapu iptali ve tescili ile hasımlı veraset davaları varken, ayrıca tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 27. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 18.02.2022 ve 23.02.2022 (tavzih) tarihli 2021/1644 Esas, 2022/233 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde, mirasbırakanı ....oğlu ... ile 12 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ...’un aynı kişi olduğunu, bu nedenle İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/471 Esas sayılı davası ile taşınmazın malikinin mirasçısı olduğunun tespiti ve mirasçılık belgesi verilmesi için Vakıf İdaresi aleyhine açtığı, davanın kabulüne karar verildiğini ancak, istinaf aşamasında kayıt maliki ile kendi mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırıldığını, bu nedenle eldeki davanın açıldığını ileri sürerek, mirasbırakanı .... oğlu ... ile 12 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ...’un aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı, davanın reddini savunmuştur.

2. Birleştirilen davada davalı, taşınmazın kayyımla idare edildikten sonra mahkeme kararı ile kurumları adına tescil edildiğini, taşınmaza kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yüklenici aracılığıyla bina yaptırılarak 4 tane bağımsız bölümün yükleniciye verildiğini, adlarına kayıtlı olan bağımsız bölümler için davacının ve diğer mirasçıların İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/76 Esas sayılı davasında tapu iptali ve tescili istemli dava açtıklarını, kayıt malikinin ne zaman nerede öldüğünün tam olarak belli olmadığını, Emvali Metruke Kanunları ve Vakıflar Kanunu 17 nci madde uyarınca davacının kayıt malikinin mirasçısı olsa dahi davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının murisinin vatandaşlıktan çıkarıldığı için miras yoluyla mülk edinmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, 28.06.2018 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere Tekirdağ ili, .... ilçesi, .... Mahallesi, Ciltno:1, Hane:411, BSN:1'de kayıtlı 21098105804 TC Kimlik numaralı ... ve .... oğlu ... ile İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, .... Mahallesi, 12 ada 6 parsel sayılı taşınmaz maliki .... oğlu ...'un aynı kişi olduğu, kapalı kayıtlarda tescile karar verilemeyeceği, tespit ile yetinileceği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Asıl davada davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacının murisi ile tapu kaydı malikinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti gerektiğini, düzeltme için öncelikle idareye başvurulması ve aynı kişi olduğunun tespiti için daha detaylı araştırma yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Birleştirilen davada davalı istinaf dilekçesinde özetle, davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı olmadığını, taşınmazın hükmen ... adına tescil edildiğini, taşınmaz mutasarrıfının kayıp ve yitik kişilerden olduğunu, öncelikle vaziyet kararının iptali gerektiğini, davacının murisi ile mutasarrıfın aynı kişi olduğunun tespitinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini, hatalı ve eksik inceleme ile denetime elverişli olmayana bilirkişi raporu esas alınarak karar verilediğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.02.2022 tarihli 2021/1644 Esas, 2022/233 Karar sayılı kararı ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün cevabi yazılarına göre Yasef oğlu ... isimli başkaca şahsın bulunmadığı, yapılan zabıta araştırması, dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının murisi Yasef oğlu ... ile dava konusu 12 ada 6 parsel sayılı taşınmazın eski kayıt maliki Yasef oğlu ...'un aynı şahıslar olduğunun ispatlandığı, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle birleştirilen davada davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, 23.02.2022 tarihli tavzih kararı ile aynı gerekçelerle asıl davada davalının istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Asıl davada davalı temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki gerekçelerle kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Birleştirilen davada davalı temyiz dilekçesinde özetle, hasımlı veraset davasının sonucu beklenilmeden eldeki davada karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, vaziyet kararı kaldırılmadıkça eldeki davanın açılamayacağını, tasfiye kanunları uyarınca idareye geçen taşınmazın miras yoluyla iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, kayıt malikinin firari şahıslardan olduğunu, Türk vatandaşı olmadığını, bu konuda bir araştırma yapılmadan sonuca varılmasının doğru olmadığını, malikin kimlik bilgileri ile davacının murisi arasında bağlantı kurulamadığını, tapuda sadece baba adının olduğunu, davanın ispat edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davada uyuşmazlık, pasif tapu kaydında malik olarak görünen kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. HMK’nın 114 üncü maddesinde dava şartları

“a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.

b) Yargı yolunun caiz olması.

c) Mahkemenin görevli olması.

ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.

d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.

e) Dava takip yetkisine sahip olunması.

f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.

g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.

ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.

h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.

ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.

i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.

(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

3.2.2. HMK’nın 115 inci maddesi ile de “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesi yapılmıştır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden; dava konusu 12 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 12.01.1962 tarihinde kadastro tespiti nedeniyle Yasef oğlu ... adına tescil edildiği, taşınmazın nev’i kısmında Ali Ahmedi Vakfı ibaresinin yer aldığı, taşınmazın 15.10.1990 tarihinde ... adına tescil edildiği, 09.10.2007 tarihinde dava konusu taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, ... adına kayıtlı olan bağımsız bölümlerde malik isminin Ali Ahmedi Vakfı olarak değiştirildiği, eldeki asıl davanın 01.08.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/592 Esasında açıldığı ve Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, bunun üzerine dosyanın İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/247 Esasını aldığı, birleştirilen davanın ise 04.03.2019 tarihinde İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/209 Esasında açıldığı ve Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, bunun üzerine dosyanın İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/928 Esasını aldığı ve Mahkemece davanın İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/247 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verildiği, İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/247 Esas sayılı davası sonunda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/153 Esas sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlendiği ve davanın 2021/125 Esasını aldığı, tarafların bildirimlerinden de Vakıflar İdaresi aleyhine İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2016/471 Esas (kaldırma kararı sonrasında 2017/543 Esas) sayılı hasımlı veraset ilamı istemli davanın açıldığı, Mahkemece 14.02.2017 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesinin 2017/902 Esas ve 2017/899 Karar sayılı kararı ile “…İstinafa konu kararı veren Sulh Hukuk Mahkemesinin karar verirken sadece nüfus kayıtlarına göre mirasçılar ve muris arasındaki bağı değerlendirip mirasçılık belgesi verdiği, oysaki davanın hasımlı veraset davası olduğu, hissesi vakıfa devredilen ...'un davacının miras bırakanı ... olup olmadığı hususunun çözümlenmediği, kararda buna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, bu haliyle davacıların miras bırakanı ... ile tapuda ismi geçen ...'un aynı kişi olduğu hususunun ispat edilmediği, murise ait olduğu iddia edilen tapu kaydının tüm dayanakları ile birlikte dosyaya celp edilmediği, Mahkeme, tapu kayıtları ve tescile dayanak belgelerden açık şekilde tapu maliki ...'un mirasçılık belgesi istenilen ... olduğu sonucuna varamıyor ise, yasal hasım hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, mevcut durumda ortada bir mülkiyet ihtilafı olmakla davacılara görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu maliki ... ile mirasçılık belgesi istenilen ...'un aynı kişi olduğunun tespitine dayanarak tapu iptali ve tesciline ilişkin dava açmak üzere süre verip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verildiği, dava konusu taşınmaz için İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesine 2017/76 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasının da açıldığı anlaşılmıştır.

3.3.2. Somut olayda, eldeki asıl ve birleştirilen davaların dışında, İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/76 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davası ve İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/543 Esas sayılı hasımlı veraset davasının açıldığı ve davaların halen derdest oldukları anlaşılmaktadır. Tapu iptali ve tescili davasında davacının taraf sıfatının bulunup bulunmadığının denetlenmesi bakımından hasımlı veraset ilamına ihtiyaç bulunmaktadır. Ne var ki, hem açılan hasımlı veraset davası için, hem de açılan tapu iptali ve tescili davası için gerekli olmamasına rağmen eldeki tespit istemli asıl ve birleştirilen davaların açılmasında hukuki yarar yoktur. Hasımlı veraset ilamı ile mirasçılık belgesi alındıktan, bir başka ifade ile davacının mirasçı olduğu belirlendikten sonra tapu iptali ve tescili davasında gerekli araştırma yapılarak, tapu maliki ile veraset ilamına göre davacı olan kişinin murisinin aynı kişi olup olmadığı belirlenerek sonuca gidilecektir.

3.3.3. Hal böyle olunca, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

1. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekillerinin, (V/3.3.) numaralı paragrafta açıklanan gerekçelerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 HMK'nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.