"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Yargıtaya Geliş Tarihi: 28/03/2022
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davalı ... vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 1199 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 18/412 payını aldığı borca karşılık teminat olmak üzere davalı ...’e devrettiğini, borcun bir kısmını ödemesine rağmen davalı ...’in çekişmeli payı diğer davalı ...’ya temlik ettiğini, inanç sözleşmesine aykırı davranıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa tazminini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını, inançlı işlem iddiasının doğru olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., çekişmeli payı bedeli karşılığında satın aldığını, tapu kaydına güvenen iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Birinci Kaldırma Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10/10/2017 tarihli ve 2017/996 E., 2017/1055 K. sayılı kararıyla; 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, Mahkemece işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, sözleşme konusu borcun ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, borç ödenmemiş ise davacının sözleşmeye dayalı dava açma hakkı bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince, kaldırma kararı sonrası yeniden görülen dava neticesinde, davacı ve davalı ... arasındaki sözleşmeden kaynaklanan borcun tamamı davacı tarafından ödenmediği, bu nedenle davacının sözleşmeye göre dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Birinci Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İkinci Kaldırma Kararı ve Ek Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 28/05/2019 tarihli ve 2019/475 E., 2019/828 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borcunun tamamını ödemediği, kredi olarak alınan borç para ödenmeden TMK’nın 716/1. maddesine göre açılacak tapu iptal ve tescil davasında davanın hemen reddedilmemesi ve bakiye bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği gerekçesiyle, esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden görülerek bir karar vermek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verilmiş; davalı ... vekilinin 27.06.2019 tarihli dilekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kaldırma kararı ve son kaldırma kararının gerekçelerindeki maddi hatanın düzeltilmesini istemesi üzerine, 27.06.2019 tarihli ek karar ile bu isteğin reddine karar verilmiş; davalı ... vekilinin bu kez 16.07.2019 tarihli temyiz dilekçesiyle 28.05.2019 tarihli ana ve 27.06.2019 tarihli ek kararının bozulmasını istemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 16.07.2019 tarihli ek karar ile; verilen kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesi reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 20/04/2021 tarihli ve 2019/4046 E., 2021/2411 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Hemen belirtilmelidir ki, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalı ... vekilinin yaptığı temyiz başvurusunun reddine ilişkin 16.07.2019 tarihli ek kararın yerinde olup olmadığı, bir başka ifade ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin nitelik taşıyıp taşımadığıdır....Eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesince 28.05.2019 tarihli karar ile; davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borcunun tamamını ödemediği, kredi olarak alınan borç para ödenmeden TMK’nın 716/1. maddesine göre açılacak tapu iptal ve tescil davasında davanın hemen reddedilmemesi ve bakiye bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup, gönderme kararının yasal dayanağı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi yapılmıştır. HMK’nın 353/1.a.6. maddesi ile İlk Derece Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir. Oysa, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kaldırma kararından sonra tarafların dayandığı delillerin toplandığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da davacı tarafın 07.03.2006 tarihli sözleşmesinin bir örneğini dosya içerisine sunduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının, resmi senetlerin, vekaletname örneğinin ve ilgili bankadan ödemelere ilişkin kayıtların getirtildiğinin belirlendiği, keşfen çekişmeli taşınmazın değerinin saptandığına yer verildiği, bu delillerin değerlendirildiği, ancak 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır...Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tutunulan HMK 353/1.a maddesi gereğince verilen kararın kesin olabilmesi için, altı bent halinde sayılan durumlardan birinin eldeki davada bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Yukarıda açıklandığı üzere, eldeki davada HMK’nın 353/1.a.6 maddesinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. O halde, taraflar arasındaki inançlı işlem iddiasının toplanan deliller çerçevesinde değerlendirilmesi, inançlı işlem iddiası sabit görülür ise; 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi uyarınca varsa davacı tarafa borcunu mahkeme veznesine depo etmesi için usulüne uygun önel verilmesi ve davacı tarafın tutumuna göre bir karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 353/1.a.6 maddesine aykırı olarak kararın kesin olduğundan bahisle karar verilip, dosya aslının yeniden görerek bir karar vermek üzere İlk Derece Mahkemesine, suretinin ise temyizen incelenmek üzere Daireye gönderilmesine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesine gönderilen ve yeni esas üzerinden görülen dosya esasının kapatılarak iş bu dosya arasına gönderilmesinin istenmesi ve yukarıda açıklandığı üzere inceleme ve değerlendirmenin Bölge Adliye Mahkemenizce yapılması gerektiği saptanmıştır...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin 16/07/2019 tarihli ek kararı ortadan kaldırılarak, 28.05.2019 tarihli asıl kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarihli ve 2021/1444 E., 2021/2006 K. sayılı kararıyla; önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davada tüm delillerin toplandığını, kaldırma kararı verilmesinin yersiz olduğunu, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere Bölge Adliye Mahkemesince kaldırma kararının kesin olduğundan bahisle karar verilemeyeceğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a maddesinde; "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:"
28.07.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilen 353/1.a.6 maddesi ile ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 369/1. maddesinde; "Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir." hükmüne yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Somut olayda, davacı tarafın 07.03.2006 tarihli sözleşmesinin bir örneğini dosya içerisine sunduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının, resmi senetlerin, vekaletname örneğinin ve ilgili bankadan ödemelere ilişkin kayıtların getirtildiği, keşfen çekişmeli taşınmazın değerinin saptandığı, bu delillerin değerlendirildiği, ancak 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle kaldırma kararı verildiği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tutunulan HMK'nın 353/1.a maddesi gereğince verilen kararın kesin olabilmesi için, altı bent halinde sayılan durumlardan birinin eldeki davada bulunması gerektiği kuşkusuz olup, eldeki davada HMK’nın 353/1.a.6 maddesinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplandığı gözetilerek, inançlı işlem iddiasının toplanan deliller çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.