Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2540 E. 2022/5708 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli dava sonunda Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2021 tarihli ve 2020/10 Esas, 2021/150 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ...vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, maliki olduğu 2299 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün satışı için vekil tayin ettiği davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullanarak bilgisi dışında taşınmazı akrabası olan diğer davalı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, kendisine herhangi bir satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde rayiç bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 08.06.2017 tarihinde ölümü üzerine yargılamaya mirasçıları devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının ve oğlu İlker’in talimatı ile taşınmazı İlker’in eşi olan davalı ...’ye temlik ettiğini, herhangi bir menfaatinin bulunmadığını, kimseden para almadığını ve kimseye de para vermediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., satış işleminin gerçek olduğunu, taşınmazı belediye rayici üzerinden satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, hile iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05.11.2019 tarihli ve 2016/9737 Esas, 2019/5661 Karar sayılı kararı ile “...İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı, zira vekaletnamenin hile ile alınıp kullanıldığı iddiasının vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasını da kapsadığı açıktır…Somut olayda; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirmeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.12.2021 tarihli ve 2020/10 Esas, 2021/150 Karar sayılı kararıyla; davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; savunma hakkının yok sayıldığını, tebligat ulaşmadan keşif günü verildiğini ve yokluğunda keşif yapıldığını, tanıklarının dinlenilmediğini, Av. Yasin Aygün'ün duruşmalarda hem davacı vekili, hem de davalı vekili olarak yer aldığını, bozma kararına aykırı davranıldığını, Mahkemece bozma kararı sonrasında önce tanık bildirilmesi için süre verildiğini, tanıklarını bildirdiğini, belirtilen delil avansının yatırıldığını, tanıkların dinlenilmesi için yazılması gereken müzekkerenin 3 ay yazılmadığını, mahkemenin sonrasında haksız olarak tanıkları dinlemekten vazgeçtiğini, hiçbir davalı tanığının dinlenilmediğini, harç ikmali yapılmadan davaya devam edildiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının taşınmazın sattıktan 3 yıl 7 ay sonra dava açmasının hayatın akışına aykırı olduğunu, ekonomik olarak zorda olan birinin satış vekaletnamesi verdikten sonra akıbetini 4 yıl boyunca sormamasının normal olmadığını, davacı beyanlarının çelişkili olduğunu, listede adı bulunmayan davacı tanıklarının diğer tanıkla aksi yönde beyanda bulunduklarını, tapuda rayiç bedel gösterilmesinin yaygın bir durum olduğunu, gerekçenin yetersiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Somut olayda, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı ...'ye 06.01.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, gönderici ismi olarak davalı ... yazan zarf ile yurtdışından cevap dilekçesi gönderildiği, bu dilekçedeki hakim havalesinin 12.02.2015 tarihli olduğu ve cevap verme süresinin aşıldığı, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı için tanık deliline de dayanılamayacağı açıktır.

6.3.2. Her ne kadar HMK’nin 241 inci maddesi gereğince diğer tanıkların dinlenilmemesi yönünde verilen ara kararı, usul hükümlerine uygun değilse de (IV/6.3.1) nolu paragrafta değinildiği üzere süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı için tanıkların dinlenilmemesi sonuç itibarıyla doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

6.3.3. (IV/2.) numaralı paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı ...’nin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’den alınmasına, aşağıda yazılı 3.072,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.