Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2621 E. 2022/7723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davanın kabulüne karar verilen taşınmazlar yönünden mirasçıların payları dışında kalan kısmın davalıya mı ait bırakılacağı yoksa davalı adına tesciline mi karar verileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilen taşınmazlar yönünden mirasçıların payları oranında iptal ve tescile karar verildikten sonra kalan payın davalı üzerinde bırakılması gerekirken, edinme sebebini değiştirecek şekilde kalan payın davalı adına tescili yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : VAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : VAN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 13.01.2022 tarihli ve 2021/771 Esas, 2022/46 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan ...’nin 1065, 1430, 1428, 1336, 1112, 1110, 1066, 1337, 1111, 592, 1571, 108, 388, 374, 144, 242, 1336, 567, 537, 48, 16, 441, 1429, 537, 401, 492 ve 457 parsel sayılı taşınmazlarını mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak ilk eşinden olma oğlu davalı ...’a temlik ettiğini ileri sürerek, satış işlemlerinin iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, murisin 1995 yılında davacılardan ... ile evlendiğini, mirasbırakanın davacıların aşırı harcamaları nedeniyle birçok taşınmazını satmak durumunda kaldığını, 243, 401, 1336, 1337, 48, 441, 388, 1066, 1429, 1111, 321 ve 324 parsel sayılı taşınmazların farklı nedenlerle elden çıkarıldığını ve bedellerini davacıların harcadıklarını, kendisinin 1336, 1337, 1066, 1111, 48, 401, 457, 388, 1429, 492 ve 457 parsel sayılı taşınmazların hiçbir zaman maliki olmadığını, paraya ihtiyacı olan ve üçüncü kişilere satış yapan mirasbırakandan kalan taşınmazlarını satın aldığını, babasına elden ödeme yaptığını, murisin borçlarını ve tüm giderlerini kendisinin ödediğini, davacıların muris hayatta iken ehliyetsizlik ve muvazaa nedenleri ile açtıkları davanın reddedildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu 1336, 1066, 1337, 1111, 388, 48, 1429, 401 ve 457 parsel sayılı taşınmazların davalıya hiç devrolmadığı ve halen de davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle bu taşınmazlar bakımından davanın usulden reddine, diğer taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, konusuz kalan ve davalı tarafın mülkiyetinde olmayan taşınmazlar yönünden verilen kısmen ret kararına istinaden hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olmayıp Mahkemenin bu yönde vermiş olduğu kararın kaldırılması gerektiğini, devri yapılan tüm taşınmazlar için talebinin olmasına rağmen sadece bir kısım taşınmaz için hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

2.2. Davalı istinaf dilekçesinde özetle, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usulen ve esasen hukuka aykırı olduğunu, harçların eksik hesaplandığını, taşınmazların bilirkişi raporunda belirtildiği gibi fahiş bedelde olmadığını, taşınmazların tarla vasfında olduğunu, taşınmazlar arsa vasfında değerlendirilerek fahiş bedelle hesaplanmasının yasaya aykırı olduğunu, davacıların adli yardım talebinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yeterli, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan peşin hüküm verildiğini, gerekçeli kararda buna ilişkin bir karar verilmediğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/771 Esas, 2022/46 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen 14 parça taşınmaz yönünden murisin yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, 1336, 1066, 1337, 1111, 388, 48, 1429, 401 ve 457 parsel sayılı taşınmazlarda davalının malik olmadığı, bu taşınmazların dava dışı kişi/kurum adına kayıtlı olduğu, bu parseller yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi ve davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, davanın reddine konu edilen taşınmazlar yönünden davanın husumetten reddine ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu olmayan taşınmazlardaki tedbirin kaldırılması gerektiğini, davacıların yanlış kişiye değil, yanlış taşınmazlara dava açtığını, bu nedenle husumetten ret ve maktu vekalet ücretine ilişkin hükmün doğru olmadığını, dava dışı taşınmazlarına tedbir konulduğunu ve kaldırılmadığını, muvazaaya ilişkin yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, taşınmazları uygun bedelle babasından aldığını, bilirkişi raporlarının gerçeğe uygun düzenlenmediğini, belediye rayiç bedellerinin ve emsal taşınmazların değerlerinin dikkate alınmadığını, delillerinin hiçbirinin dikkate alınmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Bilindiği ve 6100 sayılı HMK'nın 297/2 nci maddesinde düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’un 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “İstek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

3.3.2. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilen taşınmazlar yönünden davacıların payları oranında iptal ve tescile karar verildikten sonra kalan payın davalı üzerinde bırakılması gerekirken edinme sebebini değiştirecek şekilde kalan payın davalı adına tescili yönünde hüküm kurulması doğru değildir.

3.3.3. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. SONUÇ

1. Açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;

2.1. Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 13.01.2022 tarihli ve 2021/771 Esas, 2022/46 Karar sayılı kararının “B/A-a-14” bölümünde yer alan “davalı adına tapuya kayıt ve tesciline” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine hükme; “davalı üzerinde bırakılmasına,” ifadesinin eklenilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.