"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1300 E., 2021/1358 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/889 E., 2020/124 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesi 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalının mirasbırakanı 'ye ait olduğunu, mirasbırakanın keşif esnasında sınırları gösterilecek olan tapusuz taşınmazını 1974 yılında ... isimli kişiye sattığını, ...'un aynı yıl bu yere besi damı inşa ettiğini, ...'un sağlığında besi damını oğlu ...'a sattığını, ...'un ise bu yeri 2006 yılında davacıya harici satım sözleşmesi ile sattığını ve zilyetliğini teslim ettiğini, ancak tapulama geçtiği sırada taşınmazın davalı taraf adına tapuya tescil edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde taşınmazın belirlenecek güncel değerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; kadastro tespiti üzerinden Yasa'da belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava dilekçesindeki satın alma iddiaların gerçek olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: davacının kadastro öncesi satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil iddiası yönünden taşınmazın tutanağının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3'üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğu; tespit sonrası zilyetlik yönünden ise somut olayda davacı yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/2'inci maddesinde belirlenen iktisap koşullarının oluşmadığı, davacının bedel isteğine gelindiğinde ise dava konusu taşınmazın 2006 yılında harici satım sözleşmesi ile dava dışı ... isimli kişi tarafından davacıya satıldığı iddia edildiğine göre, davacı ve dava dışı ... arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme uyarınca bedelin ancak sözleşmenin tarafı olduğu iddia edilen ...'tan istenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1974 yılından davanın açıldığı 2018 yılına kadar nizasız ve fasılasız eklemeli zilyetlikle davacı tarafından kullanıldığını, taşınmazın adi yazılı senetlerle silsile halinde önceki zilyetlerinden satın alındığını ve en sonunda davacıya temlik edildiğini, taraflar arasında yapılan devir işlemlerinin ve bu işlemler sırasında belirlenen esasların ayrıntılı incelenmediğini, öte yandan terditli bedel isteği yönünden ise denkleştirici adalet gereğince taşınmazın gerçek bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın geldiği 2685 parselin kadastro tespitinin 30.08.1979 tarihinde yapıldığı; ancak davacının dayandığı satış sözleşmesinin 1974-1975 yılında yapıldığının belirlenmesi karşısında davacının kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açtığı davanın tarihi olan 26.12.2018 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 1998 yılı arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 üncü maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, 713/2 nci maddesinde belirlenen koşullar oluşmadığından davacının ve bayiinin kadastro sonrası zilyetliğine değer verilmesinin mümkün olmadığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası yönünden ise satış sözleşmesinin tarafı olmayan tapu maliki davalıya bu nitelikte bir isteğin yöneltilmesi mümkün olmadığından davacı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ek olarak dava konusu taşınmazın 1953 yılından beri tapulu bir taşınmaz olduğunun gözden kaçırıldığını, davanın tapusuz taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılması nedenine dayandığına dair nitelemenin hukuka aykırı olduğunu, zira dava dilekçesinin içeriğinde çekişmeli taşınmazın tapulu olması halinde, tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılması yönünde talepte bulunduklarını, şu halde davanın hukuki nitelendirmesinin hatalı yapıldığını, davalının bedeli mukabilinde taşınmazı satın almadığı, bu nedenle bedele yönelik taleplerinin davalıdan önceki zilyetlere teşmil edeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 inci maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil ile bu taleplerin kabul görmemesi halinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak bedel tahsili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3'üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2'inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan eski 2685 parsel sayılı taşınmaz genel mahkemede görülen davanın kadastro mahkemesine aktarılarak kesinleşmesi sonucu 16.547 metrekare yüz ölçümü ile tarla vasfıyla ...,... mirasçıları adlarına paylı mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmiştir. Bilahare yapılan imar uygulaması sonucunda dava konusu 138 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1.030,00 metrekare yüz ölçümüyle davalı ... ile dava dışı... adına eşit hisselerle tapuya tescil olduğu anlaşılmaktadır.
2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...