"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/189 E., 2022/1 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, Kars ili ... ilçesi ... köyü 163 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın mirasbırakanları ...'e ait olduğunu, ancak yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın davalı ... adına tespit edildiğini ve bu haliyle tapuya tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, katıldığı duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.04.2014 tarihli ve 2009/458 E., 2014/80 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın davalı tarafından dava dışı ...'den satın alındığı, ...'in de kendi beyanından anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazı davacılardan satın aldığının sabit olduğu, bu hususun hem davalı tanığı hem de davacı tanığı tarafından beyan edildiği, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.04.2015 tarihli ve 2014/16391 E., 2015/3940 K. sayılı kararıyla; " ... Davacı taraf, dava dilekçesi ile dava konusu 163 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yanında farklı taşınmazlarla ilgili de dava açmış, mahkemece 20.11.2009 tarihli celsede dava konusu taşınmaz yönünden ayırma kararı verilmiştir. Davacı taraf murisleri ...'in tapu kaydına dayanmış ve ayırma kararından önce 12.4.1945 tarihli birden fazla farklı tapu kaydını dosyaya delil olarak ibraz etmiş, mahkemece tapu kayıtlarının keşifte uygulanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, öncelikle davacı taraftan dava konusu taşınmaz için sunduğu tapu kayıtlarından hangisine dayandığı hususu açıklattırılmalı, tapu kaydının iskanen oluştuğu da dikkate alınarak ilgili kurumdan oluşuma ilişkin belgeler ile varsa haritaları getirtilmeli, revizyon görüp görmediği de araştırılarak mahallinde yapılacak keşifte dayanak tapu kaydı taşınmaza uygulanmalı, tapu kaydının mahalline uymadığı tespit edildiği takdirde bu defa zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirme yapılarak hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.05.2017 tarihli ve 2015/191 E., 2017/382 K. sayılı kararı ile; Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; dava konusu 163 ada 1 nolu parsele yönelik olarak davacı tarafların dayanmış olduğu tapu kaydının açıklatıldığı ve 1945 tarih; cilt 1; 73 sahifeli tapu kaydının getirildiği; iskan kayıtlarının ilgili yazışmalara göre olmadığının anlaşıldığı, mahallinde yapılan keşifte; davacının dayandığı tapunun bu yeri kapsamadığı sabit olduğundan; zilyetlik araştırması yapıldığı ve mahalli bilirkişiler ve tanıkların beyanları ile sabit olduğu üzere dava konusu yerin öncesinde davacıların mirasbırakanına ait iken; ölümünden sonra davacıların mirasbırakanı Süleyman'ın bir kısım çocuklarınca bu yerin ...'e kadastro tespitinden önceki 20 yılı aşkın zaman önce satıldığı ve ...'in de bu yeri kullanırken bundan 25-30 yıl önce davalıya sattığı ve uzun yıllardır tek başına zilyet olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 16.Hukuk Dairesinin 06.11.2020 tarihli ve 2018/866 E., 2020/5199 K. sayılı kararıyla; " ... Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı tarafa hasımlı veraset davası açarak birbiriyle çelişkili mevcut veraset ilamlarını iptal ettirmek ve yeni veraset ilamı almak üzere süre verilmeli, bu suretle muris ... mirasçıları kesin olarak belirlenmeli, devamında mahallinde, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle mevki ve hudutları tek tek okunup, kayıtlarda tapu kaydının oluştuğu tarih itibariyle yazılı sınırların yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup da yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydının kapsamında kalması halinde, taşınmazın kim ya da kimler tarafından kullanıldığı kesin olarak tespit edilmeli, davalı tarafından kullanıldığı belirlendiği takdirde, bu kaydın 3402 sayılı Yasa'nın tespit tarihinde yürürlükte bulunan 13/B-c maddesi uyarınca hukuki değerini koruyup korumadığı tartışılmalı, tapu kayıtlarının hukuki değerini kaybetmediği sonucuna varılması halinde, tapulu taşınmazlarda davalı tarafından sürdürülen zilyetliğe değer verilmeyeceği düşünülmeli, bu halde yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın yöntemine uygun şekilde yapılan taksim neticesinde davacılara düşüp düşmediği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı ve bu suretle davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.01.2022 tarihli ve 2021/189 E., 2022/1 K. sayılı kararı ile; davacı yana celsede keşif ara kararı ile keşif için yatırılması gereken delil avansının kalem kalem hesaplandığı ve tarafa söz konusu avansı Mahkeme veznesine depo etmesi gereken kesin süre ile birlikte, verilen kesin sürede delil avansının yatırılmamasının sonuçları hususunda ihtar edildiği, davanın niteliği gereği dava konusu edilen yerin başında keşif yapılması hususunun davanın esastan karara bağlanması için zorunlu olup Mahkemece belirlenen delil avansı depo edilmemiş olduğundan ve dosyadaki mevcut deliller davanın ispatı için yeterli görülmediğinden, davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle ; mahkemece keşif harç ve masraflarının yatırılmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, mahkeme tarafından her ne kadar bu masrafların ödenmesi için süre verilmiş olsa da yıllardır her türlü masrafı yatıran davacıların sadece bir keşif masrafını yatırmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davanın reddi yoluna gitmek yerine ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere suçüstü ödenediğinden masrafın karşılanmasına karar verilerek keşfin yapılması gerektiğini, bu yolun izlenmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713 üncü maddesi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 94 üncü, 190 ıncı ve 324 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Kars ili, ... ilçesi, .... köyü 163 ada 1 parsel sayılı, 845,37 metrekare yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın 07.04.2007 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, söz konusu tespitin 05.06.2007 tarihinde kesinleştiği, davacıların miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemli olarak eldeki temyize konu davayı açtıkları, ikinci bozma kararı sonrası 19.10.2021 tarihli duruşmada 1 nolu ara karar ile; "... keşif avansının davacı tarafından 02.11.2021 tarihine kadar mahkeme veznesine yatırılması için kesin süre verilmesine, bu hususta davacı yana muhtıra çıkarılmasına, kesin süre içerisinde keşif avansının yatırılmaması halinde HMK 424/2 maddesi gereğince keşif, bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtaratına, ( ihtarat yapıldı)" şeklinde karar verildiği, verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından keşif avansının mahkeme veznesine depo edilmediği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.