"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, davalılar vekilinin 01/11/2021 tarihli istinaf karar harcının iadesi talebine ilişkin tavzih talebinin ise 09/11/2021 tarihli ek karar ile reddine ilişkin verilen asıl karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli, 09/11/2021 tarihli ek karar ise davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 30/05/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...’nın en değerli taşınmazı olan 1512 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihi itibariyla mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini, tekrar evlenme niyeti olduğundan taşınmazı satmak istediğini ve temlikin gerçek bir satış işlemi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından bedeli ödenmek suretiyle mirasbırakandan satın alındığını, dinlenen tanıkların da aynı yönde beyanda bulunduklarını, mal kaçırma kastının ve muvazaanın olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25/09/2018 tarihli 2018/1330 Esas 2018/1619 Karar sayılı kararıyla; devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma kastı ile ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Kocaeli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/03/2018 tarihli 2016/200 Esas ve 2018/170 Karar sayılı kararı Dairece "... dinlenen davacı tanıklarının mirasbırakan tarafından yapılan temlike dair bilgilerinin bulunmadığı, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulamadığı, üstelik daha önceden açılan tapu iptali ve tescil davasında davacı olarak yer alan mirasbırakanın kızı Meryem’in tanık olarak beyanında, mirasbırakanın mal hibe edecek bir yapısının olmadığını ve eşi öldükten sonra yeniden evlenmek istediğini ifade ettiği gözetildiğinde, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacılar tarafından ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
3.1. Kocaeli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/09/2021 tarihli 2021/280 Esas ve 2021/375 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3.2. 09/11/2021 tarihli ek karar ile; her ne kadar davalı vekilince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2018/1330 E., 2018/1619 K. sayılı ilamında belirtilen 28.689,60-TL istinaf harcının iadesi için talepte bulunulmuş ise de; harcın tahsiline Bölge Adliye Mahkemesince karar verildiği, bu nedenle talebin ilgili Mahkemeye yapılması gerektiğinden bahisle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; devrin kız çocuklarından mal kaçırma kastı ile ve muvazaalı olarak yapıldığını, davalılar tarafından her ne kadar mirasbırakan tarafından evlenme gayesi ile dava konusu taşınmazın satılığa çıkartıldığı savunmasında bulunulmuş ise de mirasbırakanın böyle bir iradesinin olmadığını, daha önce davacılar tarafından açılan ve harç ikmali yapılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasında dinlenen tanıkların, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalı oğluna devredeceğini söylediğini beyan ettiklerini, mirasbırakanın satış tarihinden bir yıl kadar sonra öldüğünü ve terekesinden para çıkmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
5.2. Davalılar vekili ek karara karşı verdiği temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma kararından önce davanın kabul edildiğini, istinaf talebinin ise esastan reddedildiğini ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında alınması gereken 38.253,60 TL harçtan peşin alınan 9.564 TL’nin mahsubu ile kalan 28.869,60 TL istinaf harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına yönelik hüküm kurulduğunu, oysa kararın temyizi üzerine Yargıtayca kararın bozulduğunu, bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda ki hükmü gereğince yatırılan 28.689,60 TL istinaf karar harcının iadesine yönelik hüküm kurulmadığını, buna ilişkin olarak yapılan tavzih taleplerinin ise İlk Derece Mahkemesince “hükmün İlk Derece Mahkemesince kurulmadığından talebin ilgili istinaf dairesine yapılmasına” karar verildiğini, verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yatırılan 28.689,60 TL istinaf karar harcının iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 305. maddesinde; "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/6.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere (V/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,
6.3.2. Davalılar vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; esas dava yönünden davalılar haklı çıktığına göre istinaf karar harcının iadesine yönelik karar verilmesi gerekirken, istinaf karar harcı yönünden hüküm kurulmamış olması doğru olmamıştır. Ne var ki anılan bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden Mahkeme kararının hüküm kısmına son fıkra olarak ″28.689,60 TL istinaf karar harcının davalılara iadesine” cümlesi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile hüküm kısmına son fıkra olarak "28.689,60 TL istinaf karar harcının davalılara iadesine" cümlesinin eklenmesine hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara iadesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar ile diğer temyiz eden davalılar için 3.815,00'er TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak taraflardan alınmasına, 30/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.