Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3110 E. 2022/6420 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında ticari plakayı devretmesinin muvazaalı olduğu iddiasıyla, plaka kaydının iptali ve tescili, olmazsa tenkisi davası.

Gerekçe ve Sonuç: Ticari plaka devrinin tapuya kayıtlı taşınmaz devri niteliğinde olmadığı ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın uygulama alanı dışında kaldığı, genel muvazaa hükümlerine göre ise iddianın ispat edilemediği gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen ticari plaka kaydının iptali ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’in .... plaka sayılı ticari minibüs ve ticari plakasını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle davalı oğlu .....’e devrettiğini, ...’in de 2016 yılı Mayıs ayında ticari plakanın yarı payını dava dışı Mücahit Menteşe’ye devrettiğini ileri sürerek, davalı ... adına kayıtlı trafik sicil kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise, bu da mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu minibüsü dava dışı abisi ...’ten satın aldığını, satış bedelini ise mirasbırakandan kendisine kalan taşınmaz hissesi ile ödediğini, abisinden satın aldığı ..... plakalı minibüsün ticari plakasının olmadığını, ticari plaka sahipliğinin 03.05.1986 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile oluştuğunu, kendisinin yaptığı başvuru ile ticari plaka sahipliği kazandığını, plakanın 34 M 3727 sayılı plakaya dönüştüğünü ve tescil edildiğini, yedi defa minibüs değiştirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 16/02/2021 tarihli ve 2020/1244 E., 2021/247 K. sayılı kararıyla; Mahkemece bilirkişi marifetiyle dava konusu taşınır malın değeri tespit edilmesine rağmen, bu değer üzerinden davacının miras payına denk gelen miktar üzerinden harcın tamamlanması gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince; dava konusu ticari minibüs ve ticari hattın mirasbırakandan davalıya geçtiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan ...’e ait....(eski.....) plakalı minibüs hattı ve plakasının mirasçılarına intikal etmeden yolsuz tescil işlemi ile davalı ... adına tescil edildiğini, dinlenen tüm tanıkların dava konusu minibüsün mirasbırakana ait olduğunu belirttiklerini, davalı yanca da Mahkemeye sunulan 24.01.2017 tarihli cevap dilekçesinde minibüsün muris ...’e ait olduğunun ikrar edildiğini, tanık beyanları ve davalının ikrarı göz önüne alındığında dava konusu..... (eski .....) plakalı minibüs hattı ve plakasının mirasbırakan ...’e ait olduğu hususunda tartışma bulunmadığını, davalının dava konusu araçtaki mülkiyet hakkının temelinin yolsuz tescil ile oluştuğunu, ancak bu hususta detaylı araştırma yapılmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08/03/2022 tarihli ve 2021/1360 E., 2022/391 K. sayılı kararıyla; 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince araç satış işlemlerinde muris muvazaası nedeni ile iptal kararı verilemeyeceği, tenkis isteği yönünden ise mirasbırakan tarafından saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılan bir tasarruf bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muvazaa hukuki nedenine dayalı olarak dolmuş hattının trafik tescil kaydının iptali ile tescili, olmadığı takdirde tenkisi ve bedel isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur.

3.2.2. İçtihadı birleştirme kararları kapsamları ile sınırlı gerekçeleri ile yol gösterici ve sonuçları ile bağlayıcı kararlar olduğundan tapuda yapılan temlikler dışındaki işlemler yönünden belirtilen içtihadı birleştirme kararı uygulanamaz. Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “...tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 tarihli ve 1999/4-286 Esas, 1999/293 Karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/6) no.lu paragrafta yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 80,70 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.