"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 5 nolu bağımsız bölümü eşi olan davalı adına satın aldığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bağıştan dönme şartlarının oluştuğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki değerinin tahsilini istemiş, yargılama sırasında ölümüyle davayı mirasçıları takip etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı davacının kısmi katkısı ile aldığını, bağışlama bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2012/304 Esas, 2016/45 Karar sayılı kararıyla; davaya bakmaya Manavgat Aile Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07/03/2017 tarih ve 2016/2201 E., 2017/3112 K. Sayılı kararıyla; “...davacının dava dilekçesinde açıkça davalının TBK'nın 295/2 maddesi gereğince kanundan kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bağıştan dönme şartları oluştuğunu belirterek bağıştan dönme nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 285 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir. O halde, talep TMK'nın 2. kitabından kaynaklanmadığından Aile Mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu
düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1). Mahkemece davaya genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekirken, Aile Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 22/02/2018 tarihli ve 2017/122 E.,2018/45 K. sayılı kararıyla ;davaya konu taşınmazın evliliğin gerçekleşmesi amacıyla davacı tarafından, davalı adına bağış suretiyle temlik alındığı, fakat davalının, kesinleşmiş mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere evlilik birliği içerisindeki sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, böylelikle bağıştan rücu şartının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 16/09/2020 tarihli 2018/5344 Esas, 2020/4121 Karar sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince, davacı tarafından davalıya bağış suretiyle intikal eden taşınmaz bulunmadığı, kaldı ki davacının taşınmazın bedelini ödediğini ispat edemediği, ödemiş olsa bile iptal-tescil oluşturmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 12/04/2021 tarihli ve 2021/1278 E.,2021/2160 K.sayılı kararıyla reddedilmiştir.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/11/2021 tarihli 2021/294 Esas, 2021/462 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından davalıya bağış suretiyle temlik edilen herhangi bir taşınmaz bulunmadığı, dava konusu taşınmazın dava dışı ... tarafından davalıya satış suretiyle devredildiği, davacı tarafça satış bedelinin kendisi tarafından ödendiği hususunun da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 5 nolu bağımsız bölümün tapu devir hakkının yükleniciden alacağın temliki yolu ile davacı ... tarafından temlik alındığını ve davalıya bedelsiz olarak bağışlandığını, 5 nolu bağımsız bölümün arsa sahibinin dava dışı ... olduğunu, ... ile yine dava dışı ..... İnşaat arasında taşınmaz üzerine bina yapılması için kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince dava konusu 5 nolu bağımsız bölümün yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığını, yüklenicinin arsa sahibi ...’dan olan tapu alacağı hakkını 23.02.2006 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacı ...’e temlik ettiğini, temlik bedeli olarak ... tarafından yüklenici firmaya toplam 82.000,00 TL ödendiğini, ... ‘in de temlik aldığı 5 nolu bağımsız bölümdeki tapu haklarını evliliğin gerçekleşmesi amacıyla davalıya bağışladığını, davalının evin alımında maddi hiç bir katkısının olmadığını, davacı ... tarafından yapılan işlemin, evliliğin gerçekleşmesi için karşılıksız kazandırma niteliğinde bir bağış işlemi olduğunu, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bağıştan dönme şartlarının oluştuğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
9.2.2. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK'nın 246., TBK'nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
9.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan (IV/5.) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.