"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/12/1996 tarihli ve 1996/207 Esas, 1996/1024 Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararın, yasal süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01/11/2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davalı ... mirasçıları vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ... ve müşterekleri vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen diğer davacılar ... ve müşterekleri gelmedi, gelmeyenlerin yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 177 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinden ...’in babası ....ile müvekkillerinden ... tarafından 22.02.1972 tarihinde davalı ...’den satın alındığını ve o tarihten beri iyi niyetli şekilde kullanıldığını ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava konusu taşınmazın kendisinden satın alındığı ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, gayrimenkulün mülkiyetini nakleden sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadıkça muteber olamayacağını, resmi şekilden kastın, satış muamelesinin tapu memurluğu önünde yapılması olduğunu, kaldı ki müvekkili tarafından alınan 30.000 liranın Mahkemece belirlenecek yere yatırılabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.07.1992 tarihli 1991/194 Esas, 1992/388 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, davacı tarafın dayandığı satış senedinin dava konusu taşınmazı kapsadığı ve taşınmazın 20 yıldan beri davacı tarafça kullanıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu 177 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. İlk Bozma Kararı
Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.10.1993 tarihli 1992/13519 Esas, 1993/10643 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucunda, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 60.600,000 lira olduğunun belirlendiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’un 8. maddesine göre değeri 500,000 lirayı aşan taşınmazlar için bu kabil uyuşmazlıkların incelenmesinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu belirtilerek, davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekirken, uyuşmazlığın esasına yönelik olarak karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İlk Karar
Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.02.1994 tarihli 1994/45 Esas, 1994/111 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca Mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Görevsizlik kararı üzerine, Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 12.07.1994 tarihli 1994/319 Esas, 1994/396 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre ortada geçerli bir alım satım işleminin bulunmadığı ve tapulu taşınmazların satışının tapu sicil müdürlüğü huzurunda resmi şekilde yapılması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.07.1995 tarihli 1994/10335 Esas, 1995/8158 Karar sayılı kararıyla; “Dava konusu taşınmazın tapulamadan önce davalı adına kayıtlı olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacıların dayandığı 22.02.1972 tarihli satış senedinin dava konusu taşınmaza uyduğu, o tarihten tespitin yapıldığı 1983 yılına kadar taşınmaza davacıların satın alma yoluyla zilyet olduklarının sabit olduğu, her ne kadar tapuda kayıtlı taşınmazların tapu dışı satışı geçersiz ise de tapulama bölgelerinde 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesi koşullarının oluşması halinde bu gibi satışların hüküm ifade edeceği, bu maddeye göre satış kanıtlanmış ve tespite kadar 10 yıllık zilyetlik süresi geçmiş bulunduğundan, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Temyize Konu Son Karar
Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.1996 tarihli 1996/207 Esas, 1996/1024 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca davanın kabulüne, dava konusu 177 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın yarı payının davacı ... .... adına, kalan payının ise Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.1985 tarihli veraset ilamındaki payları oranında ...... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde, yargılama sırasında vefat eden davalı ... mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki uyuşmazlığa Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, tapulu bir taşınmazın tapu dışı yollarla iktisap edilemeyeceğini, müvekkillerinin murisi Yusuf tarafından dava konusu taşınmazın satışa konu edilmediğini, bu hususta herhangi bir sözleşme de imzalamadığını, davacı tarafın dayandığı satış senedinin sonraki bir tarihte murisin rızası ve bilgisi dışında oluşturulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafın dayandığı satış senedinin resmi bir satış senedinde olması gereken şartları da taşımadığını, davacı tarafın taşınmazda malik sıfatıyla değil kiracı sıfatıyla zilyet olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro çalışmaları sonucunda Adana ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 177 parsel sayılı 20.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kayıtları, vergi kaydı, taksim, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi; “Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur.” hükmünü içermektedir.
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine ve Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp, Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.1985 tarihli 1985/257 Esas, 173 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca, sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; yargılama sırasında vefat eden davalı ... mirasçıları vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, duruşmaya gelen temyiz edilen davacılar ... ve müşterekleri vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı 2.026,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı taraftan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.