"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı, davalı ..., davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; .... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu taşlık olarak tespit harici bırakılan sınırları dava dilekçesinde belirtilen yaklaşık 80.000 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini ve davacı tarafından 20 yılı aşkın zamandır nizasız-fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığını ileri sürerek, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bu yerin davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davacının yasanın aradığı şartları yerine getirmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili ve ... vekili cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, davacı taraf lehine yasada aranan şartların yerine gelmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/05/2010 tarihli 2007/241 Esas 2010/137 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, 14/05/2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40.562.00 metrekare yüz ölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümünün tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07/03/2021 tarihli 2010/4400 Esas ve 2011/1251 Karar sayılı kararı ile "...dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreye ait topoğrafik harita ile tescili istenen taşınmaza komşu 443, 472, 409, 449 ve 412 sayılı parsellere revizyon gören vergi kayıtları ile 454 sayılı parselin tapu kaydının hükmen oluştuğu gözetilerek bu parsele ait hüküm dosyası bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, topoğrafik haritanın uzman bilirkişi üç harita mühendisi aracılığıyla komşu parsellere ait vergi kayıtları ile 454 sayılı parselin hüküm dosyasında bulunan teknik bilirkişinin krokisi ve bu krokide yer alan sınırlar teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, topoğrafik haritaya göre taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesi, hangi tarihte kültür arazisi haline getirildiği ve hangi tarihte imar ihyanın tamamlandığı, komşu kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, teknik bilirkişiye krokisinde işaretlendirilmesi, bundan ayrı dava konusu yerin davacının dedesinden babasına ve ondan da paylaşım sonucu davacıya kaldığı dosya kapsamıyla anlaşıldığından davacı ... babasının taşlık niteliğinde bulunan bu yerin imar ve ihyasına hangi tarihte başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, ne biçimde para ve emek sarf ettikleri imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle belirlenmesi, 20 yıllık kazanma süresinin imar ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren başladığının düşünülmesi ve ayrıca davacının babası 1992 yılında ölmüş olup, dava tarihine kadar davacının ve diğer mirasçıların bağımsız 20 yıllık zilyetlikleri bulunmadığı gözetilerek muris Ahmet Karakuş, davacı ... dava dışı tüm mirasçılar açısından zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin ise, ilgili Kadastro Müdürlüğünden sorulması, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların bulundukları mahkemelerden, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanak ve ekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/09/2014 tarihli 2011/201 Esas 2014/523 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, 15/07/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40.561,93 metrekare yüz ölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümünün tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16/09/2020 tarihli 2016/9396 E. 2020/3034 K. sayılı kararı ile; "...4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi gereğince tescil davalarında, Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi gerektiği, yargılama sırasında, Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişileri olarak ... ve Pirhalil köyü tüzel kişiliğine dava yöneltilmekle birlikte, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığının da ilgili kamu tüzel kişisi olarak davaya dahil edilmesi gerektiğinin gözden kaçırıldığı bu nedenle davada, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delillerinin sorulması, bildirdiği takdirde delillerinin toplanması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/03/2021 tarihli 2020/488 Esas 2021/158 Karar sayılı kararıyla; jeoloji ve ziraat mühendisinin hazırlamış olduğu 24/07/2014 tanzim tarihli bilirkişi ek raporunda dava konusu taşınmazın 1985 yılından bu yana yaklaşık 22 yıldır (dava tarihi 31/10/2007 tarihi itibariyle) işlemeli tarım yapıldığı ve imar ihyanın 1985 yılında tamamlandığının bildirildiği, dava konusu taşınmazda davacının 20 yılı aşkın süreyle eklemeli zilyetliğinin dava tarihi itibariyle tamamlandığı ve bu zilyetliğin davasız ve aralıksız olarak sürdüğü, taşınmazın başlangıçta taşlıkken davacının babası tarafından imar ve ihya edilerek temizlenip işlenerek tarıma elverişli hâle getirildiği, taşınmazın halihazırda tarımsal amaçlı kullanımına devam edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 15/07/2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40.561,93 m²'lik alanın davacı adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... temsicisi ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ilk kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu, bozma kararına uyulduğunu, nispi karar ve ilam harcı konusunda bozma yapılmadığı halde bu hususun kesinleşmesi gerekirken Mahkemece bu sefer yeni harca hükmetmesinin hukuki olmadığını, kesinleşmiş hüküm ve kazanılmış hak olduğunu, bu nedenle 13.622,28 TL olan nispi karar ve ilam harcının 1.312,00 TL olarak düzeltilmesi gerektiğini, davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının babası ile birlikte taşınmazı kullandığını, tek başına 20 yıllık zilyetlik süresinin yettiğini belirterek harcın ve kısmen ret edilen bölüme yönelik kararın bozulmasını talep etmiştir.
8.2.Davalı ... temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
8.3.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerindeki şartların davacı yararına oluşmadığını, yeterli araştırma yapılmadığını, ret edilen kısım yönünden Belediye lehine vekalet ücretine hüküm kurulmadığını belirterek kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.”
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
9.3.2. Davalı ... temsilcisinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Mahkemenin önceki 03/09/2014 tarihli 2011/201 Esas 2014/523 Karar sayılı kararı ile temyize konu kararla aynı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı ... bu hükmü temyiz etmediğinden kısmen kabul kararı davalı aleyhine kesinleşmiştir. Temyiz incelemesine konu olan hükümle davalı ... aleyhine yeni bir hukuki durum yaratılmadığına göre kesinleşen hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan davalı ... temsilcisinin temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
9.3.3. Davalı ... vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için yasanın aradığı tüm koşulların eksiksiz olarak davacı taraf lehine gerçekleşmiş olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla davacı tarafın önce dava konusu taşınmazı masraf ve emek sarf ederek imar ve ihya ettiğini daha sonrada tarıma elverişli hale getirdikten sonra çekişmesiz ve aralıksız 20 yıl zilyet olduğunu belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile ispat etmesi gerekir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, ziraatçı bilirkişi raporunda taşınmaz bölümünün imar ihyasının 1985 yılında tamamlandığı belirtildiği halde harita mühendisi bilirkişi ek raporunda taşınmaz bölümünün imar ihyasının 1985 yılında başladığı bildirilmesine rağmen bu çelişki Mahkemece giderilmemiştir. Taşınmaz bölümünün niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile üç kişilik jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleye kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetiminin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, çekişmeli taşınmazı ve yöreyi iyi bilen, mümkün olduğunca yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan; taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hâkiminin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalıdır.
Ziraatçı bilirkişi kurulundan; çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın başlangıç tarihi ile varsa tamamlanma tarihlerinin açıkça gösterildiği, çekişmeli bölüm ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri hususunda fark bulunup bulunmadığı ve çekişmeli bölümün niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösteren renkli fotoğraflarının eklendiği, önceki raporu da irdeleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan; hava ve uydu fotoğrafları tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte bitirildiğini ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmelidir.
Davacı yararına dava tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.nin 3/2. maddesi gereğince; birden fazla davalı aleyhine açılan davada kısmen ret kararı verilmesi nedeniyle Hazine ile birlikte ret sebebi ortak olan ... lehine de vekalet ücretine hükmedilmemiş olması isabetsiz olmuştur.
V. SONUÇ
1- Kararın (IV/9.3.1.) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Kararın (IV/9.3.2.) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle davalı ... temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz isteminin REDDİNE,
3- Kararın (IV/9.3.3.) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatıran Belediyeye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.