"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, Kocasinan Mahallesi’nde bulunan 14738 parsel sayılı taşınmazının satışı için kardeşi ...’a vekaletname verdiğini, taşınmazın 220.000,00 TL bedelle davalı ...’a satılması hususunda 17/12/2018 tarihinde mutabakata varıldığını, davalının vekil ...’ın birlikte çalıştığı ...’i tanıması nedeniyle satıştan sonra parayı vereceğini belirttiğini, tapuda satış işlemleri tamamlandıktan sonra davalının bedeli ödemeden ayrıldığını ve bir daha kendisiyle sağlıklı bir iletişim kurulamadığını, davalının daha sonra satış bedelini ödemeyeceğini beyan ettiğini, davalının bu eylemi daha öncesinden planladığı ve bu eylemin organize bir nitelik arz ettiği, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiş, aşamada müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiğini, taşınmazın ...’e ait olduğunu ve taşınmazı bu şahıstan satın aldığını ancak bedelini resmiyette vekaleten devir yapan ...’a ödediğini, parayı ... ve ...’in önünde vekile verdiğini, kendisinin de karşı taraftan davacı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli ve 2019/81 E. 2020/362 K. sayılı kararıyla; davanın satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, davalının taşınmazın devri sırasında iradeyi bozan herhangi bir hileli davranışta bulunmadığı, satış bedelinin ödenmemesinin tapu iptali ve tescil sebebi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların öncelikle bedelin tapuda ödenmesi hususunda anlaştıklarını, satış işlemleri sürerken davalının bedeli börekçide ödeyeceğini belirterek satış işlemlerinin tamamlanmasını sağladığını, satış işlemi bittiğinde börekçiye gidildiğini ancak davalının taşınmaz bedelini ödemediğini ve vekilin yanından ayrıldığını, bunun üzerine suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin iradesinin sakatlandığı ve aldatıldığı dikkate alınarak tescil talebinin kabulünün gerektiğini, tanık beyanları ile davalının hileli hareketlerle temsilcinin iradesini sakatladığının sabit olduğunu, davalının ödemeye ilişkin delil sunmadığını, ödemenin satışı müteakip yapılacağının kararlaştırıldığını, ödemenin ileri tarihli yapılacağına ilişkin bir iddianın bulunmadığını, buna ilişkin emsal Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26/10/2021 tarihli ve 2021/502 E. 2021/1574 K. sayılı kararıyla; satış işleminin iradi olduğu, satış sözleşmesini yapması konusunda davalının hileli bir davranışının bulunmadığı, davanın satış bedelinin ödenmemesi sebebine dayalı olarak açıldığı, somut olayda bedelin sonradan ödenmesinin taraflarca kararlaştırıldığı ve itirazı kayıt konulmamış olduğu, bedel isteminin bulunmadığı, TBK'nın 235. maddesi hükmü uyarınca, satış bedelinin ödenmemesi halinde akdi feshederek satışa konu şeyin geri alınması hakkı saklı tutulmadıkça veya bu konuda bir itirazı kayıt dermeyan edilmedikçe satılan şeyin istirdadının istenemeyeceği, bu nedenle satıcının hakkı bedel olup ödenmemesi halinde yasal yollara müracaat ederek tahsilinin sağlanabileceği, ödememenin tapu iptal ve tescilin hukuki nedenini teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamıştır.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/3.2.) paragraflarında açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu paragrafta gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 30/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.