"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KONYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 07.03.2022 tarihli, 2022/128 Esas ve 2022/426 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, oğlu ile boşanma davaları devam eden davalı gelininin dava konusu 43 numaralı bağımsız bölümün yarısını kendisine vermemesi halinde oğlunun homoseksüel olduğu iddiası ile boşanma davası açacağını, kendilerini şehre rezil edeceğini söyleyerek şantaj yaptığını, bu nedenle taşınmazın ½ payını davalıya vermek durumunda kaldığını, diğer ½ payı da istediğini, kabul etmemesi üzerine homoseksüellik iddiaları ile boşanma davası açtığını, bağış yaparken şantaj nedeniyle iradesinin sakatlandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçtiğini, yazılı delille ispat zorunluluğu olduğunu, eşinin homoseksüel ve erkek ayağı fetişisti olduğunu doktor raporuyla da belli olduğunu, bu nedenle boşanma davası açtığını, davacının kendisine şiddet uyguladığını, şantaj iddiasının doğru olmadığını, davacının gelini olarak kendisini sevdiğini herkese söylediğini, mehir ve davacıda olan ziynet eşyaları nedeniyle jest olarak dava konusu taşınmazı bağışladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının davasını ispatlayamadığı, davalının kendisine teklif edilen yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının oğlu ile evliliğine devam etmek için dava konusu taşınmazı istediğini, davalının taşınmazın verilmemesi halinde oğlunun homoseksüellik iddialarını herkese söyleyerek kendilerini rezil edeceğini ve boşanma halinde de torunlarını göstermeyeceğini beyan ettiğini, ses kayıtları ile de bu durumun ispat edildiğini, taşınmazı oğlunun evliliğinin devam edeceği ve asılsız iddiaların gizli kalacağı sanısı ile devrettiğini, taşınmazın mehir amacıyla devredilmediğini, ses kaydının davalının onayı ile alındığını ve hukuka uygun delil olduğunu, isticvap deliline dayanmalarına rağmen mahkemece yazılan ve muvafakatleri olmayan yemin metninin sunulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07.03.2022 tarihli ve 2022/128 Esas ve 2022/426 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafından öne sürülen ikrah ve cebir iddialarının kanıtlanamadığı, ses kaydının hukuken aykırı delil olduğu ve davalının kesin delil olan yemini eda ettiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, istinaf dilekçesindeki gerekçelerle kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tehdit ve bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291 inci maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nin 295 inci maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
3.2.2. Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37 nci maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38 inci maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
3.2.3. Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK'nin 39 m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 12/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.