Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3427 E. 2024/336 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/260 E., 2022/435 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/1509 E., 2018/775 K.

Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 105 ada 199 ve 109 ada 27 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak bu iki taşınmazın davacıların miras bırakanına ait olduğunu ve ondan davacılara intikal ettiğini ileri sürerek vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili ve ... vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kadastro tespitinin doğru yapıldığını, dava konusu yerde kadastro çalışmalarının kesinleştiği tarihin sorulmasını, davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların (A) ve (B) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmazları dava tarihinden geriye doğru 20 yıl boyunca nizasız ve fasılasız zilyet olarak ekonomik amaçlı imar-ihya edip kullandıkları, dava konusu yerde kadim mera bulunmadığı, mera tahsis kararının kadastro çalışmalarından sonra verildiği, dava konusu taşınmazların mera parseli ile bütünlük göstermediği, aksine çevresindeki tapulu olarak kullanılan taşınmazlar ile bütünlük gösterdiği, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerindeki şartların sağlandığı gerekçesiyle çekişmeli 109 ada 27 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 11.07.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 9.999,13 metrekarelik taşınmaz ile çekişmeli 105 ada 199 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 11.07.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 14.146,34 metrekarelik taşınmazın ifrazı ile yeni bir parsel numarası verilerek davacılar adına sulu çayır vasfı ile miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarının hüküm vermeye elverişli olmadığını ve gerçeği yansıtmadığını, davacıların davasını ispat edemediğini, taşınmazların zamanaşımı ile kazanılabilecek yerlerden olmadığını, imar- ihya ile iktisap edilemeyeceğini, mera olarak sınırlandırılan taşınmazlarda tarımsal faaliyet yapılamayacağını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının davanın kabulü için yeterli olmadığını, davacı tarafın zilyetlikle iktisap için gerekli koşulları sağladığını ispatlayamadığını, taşınmazın nitelikleri itibariyle zilyetliğe konu edilemeyeceğini ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı ... vekili ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı mera sınırlandırılmasının iptali ile tapuya tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü 16 ıncı ve 17 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713 üncü maddesi

3. Değerlendirme

... köyünde 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 105 ada 199 parsel sayılı, 664.506,31 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz mera olarak tespit edilmiş, daha sonra 2015 yılında mera tahsis kararı alınarak mera özel siciline kaydedilmiştir. 109 ada 27 parsel sayılı 66.716,79 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, daha sonra 2014 yılında cins değişikliği yapılarak kamu orta malı olarak sınırlandırılıp mera özel siciline kaydedilmiştir.

Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacı taraf yönünden belgesiz zilyetlik yolu ile sulu ve kuru ayrımı yapılarak edinilebilecek miktar üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinde mera vasfında olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olup olmadığı kesin olarak saptanmamış, mera parseli ile çekişmeli bölümler arasında herhangi bir doğal ya da yapay sınır olup olmadığı, mera bütünlüğünün bozulup bozulmadığı belirlenmemiş, zilyetliğin süresi hususunda en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından istifade edilmemiş, hava fotoğraflarının ardışık iki tane olması ve stereoskopik aleti ile incelenmesi gerekirken tek fotoğraf üzerinde inceleme yapıldığı ve nasıl incelendiği hususu açıklanmadan rapor hazırlanmıştır. Dava konu taşınmaz bölümlerinin niteliği ve zilyetliğin şekline dair son derece soyut ve yetersiz ziraat mühendisi bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.

Hal böyle olunca; davacılar için 3402 sayılı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı, dava konusu yere ilişkin stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaları ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğrafları temin edilmeli; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmaza ilişkin tespit edilen tüm hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.

Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köye komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenen taraf tanıkları, teknik bilirkişi, daha önce keşfe götürülmemiş farklı jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişisinden oluşturulacak kurulun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak bu keşif sırasında taşınmazların öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının tespitine çalışılmalı ve bu kapsamda bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla, sıvat yeri gibi özel mülkiyete konu olamayacak umuma tahsis edilmiş yerlerden olup olmadığı, genel çayır mı yoksa özel çayır mı olduğu, meradan açılıp açılmadığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulup açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazları değişik yönlerden gösteren fotoğraflar da eklenmek suretiyle taşınmazların niteliğini, toprak yapısını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğini şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın istifadesi umuma ait olan mera, yaylak gibi yerlerden olup-olmadığı ve taşınmazların mera parselinden doğal yahut yapay ayırıcı sınırlarla ayrılıp-ayrılmadığı, tasarruf sınırlarının belirgin olup-olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği, mera bütünlüğünün bozulup bozulmadığı, genişleme imkanının bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazların kadastro paftasında ki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile sınırlarını gösteren, taşınmazların üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde imar-ihya edilip edilmediği, imar ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisinden keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde Oltu Belediyesine iadesine, Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.