"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne yönelik kararın, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ....'un 1615 ada 39 parselde 24/64 payını 27/04/1973 tarihinde 12/24’şer paylı olarak davalılara temlik ettiğini, 06/08/2003 tarihinde davalı ...'nın payını diğer davalı ...'a devrettiğini, yapılan devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, 39 parsel sayılı taşınmaz için açılan tapu iptal ve tescil davasında İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/219 Esas ve 2016/474 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, kararın onanarak kesinleştiğini, binanın olduğu diğer taşınmazın dava konusu 38 parsel olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı 06/06/1973 tarihinde davalılara muvazaalı olarak devrettiğini, davalı ...’nın taşınmazdaki payını 27/08/1984 tarihinde diğer davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçılarından mal kaçırmak amaçlı olduğunu ileri sürerek, 38 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin yasal faizi ile tahsiline, bunun da mümkün olmaması halinde tenkise kararı verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
2.1. Davalı ..., dava konusu taşınmazın devir tarihinde 15 yaşında, kardeşi davalı ...’un 13 yaşında olduğunu, taşınmazın yarı yarıya kendilerine devredildiğini, mirasbırakanın bir binasını ve bir arsasını, davacının otobüsünü satarak elde edilen gelirle 38 ve 39 parsel üzerine bina yapıldığını, yapılan devrin gerçek bir satış olmadığını belirterek, tüm mirasçıların haklarının verilmesi suretiyle davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
2.2. Davalı ..., 38 parselin mirasbırakan tarafından satın alındığını, eşinin hasta olması nedeniyle babası .....'un parseli eşi mirasbırakan.....'a 1973 yılında devrettiğini, mirasbırakanın taşınmazın yaşları küçük olduğu için davalılarda kalmasını istediğini, taşınmazdaki binayı kendisinin yaptırdığını, babalarının çocuklarına karşılıksız kazandırmalarda bulunduğunu, mirasbırakan .....’un yaptığı devrin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, işlem tarihleri itibari ile mirasbırakanın taşınmazı satmayı gerektirecek bir ekonomik sıkıntısı ve ihtiyacının tespit edilemediği, dosya kapsamına göre satış tarihinde davalı ... ....’un 13 yaşında, davalı ...’nın 15 yaşında oldukları, mirasbırakanın temlikteki gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne; davalı ... dava konusu taşınmazda malik olmadığından anılan davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan....’un, dava konusu taşınmazın davalılara kalmasını istediğini, mirasbırakanın hasta olduğunu ve bu isteğinin sözlü vasiyetname niteliğinde olduğunu, dava dışı diğer kardeşler Muktedir Altınok ve aile bireylerince de bu durum bilindiğini, taşınmaz üzerindeki binanın davalı ... tarafından yaptırıldığını, o dönem Almanya’da çalışan davalının binanın yapımı için babasına para gönderdiğini, binanın yapı izin belgesinin ve ruhsatanın davalı adına düzenlendiğini, taşınmazın gelir vergisinin, emlak vergisinin davalı tarafından ödendiğini, buna ilişkin delillerin toplanmadığını, ön inceleme duruşma gününün davalıya tebliğ edilmediğini, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/276 Esas ve 2011/239 Karar sayılı ilamı ile binanın davalıya ait olduğunun tespit edildiğini, babaları Zülfikar Altınok’un diğer çocuklarına kazandırmalarda bulunduğunu, denkleştirme amaçlı hareket edildiğini, tanıklarının dinlenmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; mirasbırakanın aynı resmi senetle iki parça taşınmazı devrettiği, dava dışı 39 parselin devrinin muvazaalı olduğunun kesinleşen Mahkeme kararı ile belirlendiği, davalı ...’nın kabul beyanı ile devir tarihinde davalıların yaşları da dikkate alındığında temlikin muvazaalı olduğu, davalı ...’nın diğer davalı kardeşine yaptığı 1/2 pay devri yönünden ise davalı ... Altıntok’un iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davalı ...’un istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, ara malik konumunda bulunan davalı ... kayıt maliki değil ise de, muvazaalı eylemi diğer davalı kayıt maliki ile birlikte gerçekleştiren kişi olup, eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu ve davanın kabulü halinde yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden müteselsilen sorumlu olacağı gözetildiğinde, ara malik yönünden husumetten ret kararı verilmesi doğru değil ise de, davalı ...’un bu yöne ilişkin temyizi bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... ..... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.648,38 TL onama harcının temyiz eden davalı ...’tan alınmasına, 26/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.