"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : AKSARAY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 77 parsel sayılı taşınmazının ifraz edilerek 6957 ve 6958 sayılı parsellere gittiğini, 6958 parsel sayılı taşınmazın da ifraz edilerek, 155 ada 1 ve 155 ada 2 parsel numaralarını aldığını, torunu olan davalıya ev yaptırması amacıyla 155 ada 1 parseli temlik etmek istediğini, ancak 155 ada 1 parsel yerine 6957 parsel sayılı taşınmazdaki payının devredildiğini, yaşının ilerlemesi nedeniyle durumu satış anında farkedemeyip sonradan öğrendiğini, davalıdan durumun düzeltilmesini talep ettiğini, ancak davalının kendisini oyalayarak hatalı işlemi düzeltmeye yanaşmadığını ileri sürerek, 6957 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, hata ile satış yapılmasının söz konusu olmadığını, davacının halen birlikte yaşadığı eşinin baskısı ile dava açtığını, davacının aynı taşınmaz içerisinde parça parça 25 ayrı kişiye yer sattığını, bu kişilerin büyük bir kısmının taşınmaz üzerine ev yaptığını, davacının hangi taşınmazı sattığını çok iyi bilerek işlem yaptığını, satın aldığı yere ev yaptığını, bu evle ilgili olarak imar barışından yararlanarak yapı kayıt belgesi aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, davacının hataen üzerinde evi olan taşınmazı davalı torununa tapuda devrettiği, ancak gerçekte boş olan arsayı devretmek istediği, yapılan hatadan sonra Tapu Müdürlüğünden randevu alındığı, ancak davalının hatayı düzeltmek için randevuya gitmediği, satış işleminde davacının hataya düştüğü gerekçesi ile davanın kabulüne; 6957 no.lu parselde davalı adına olan 2/63 payın (1.371,27 m2) tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacıya ait olan 34157/973475 payın (341,57 m2) tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi hata ile satış yapılmadığını, davalının davacıdan 6957 parsel sayılı evinin olduğu taşınmazı aldığını, tanık beyanları ile savunmalarının ispat edildiğini, davalının dava konusu taşınmaz üzerindeki evde oturduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının davalı torununa ev yapması için boş arsa niteliğindeki 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazı devretmek isterken, öteden beri ikamet ettiği evinin bulunduğu 6957 parsel sayılı taşınmazı devrettiği, dava konusu 6957 parselden ifraz edilen 6958 parselin imar uygulamasıyla 155 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, her iki parselin de kök 77 parsel sayılı taşınmazdan gelmesi ve akit tarihine yakın tarihlerde ifraz ve imar işlemlerinin yapılması nedeniyle davacının iradesine uymayan beyanda bulunarak hataya düştüğü gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 30. maddesinde “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz." düzenlemesi mevcut olup sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı açıktır.
3.2.2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 31. ve devam maddelerinde esaslı hatanın (yanılmanın) tanımı yapılmamış, sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur.
Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nin 35. (BK'nin 25.) ve TMK'nin 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın.
Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK'nin 35. (BK'nin 26.) maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesi gerekir.
Öte yandan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille ispat edilebilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının ve (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 19.724,52 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.