Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3735 E. 2022/7218 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcareteynli taşınmazın maliklerinin gaipliğine karar verilerek taşınmazın vakfa tescili talebinin hukuki dayanağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca icareteynli taşınmazlarda maliklerin gaipliğine karar verilip taşınmazın vakfa tescil edilebilmesi için, maliklerin mirasçılarının bulunup bulunmadığı ve taşınmazın icareteynli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, önceki Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği ve bu hususlara yerel mahkemece uyulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacı, Üsküdar ilçesi 273 ada 70 parsel sayılı ... Avni Efendi Vakfı'ndan icareli ahşap ev vasıflı taşınmazın kayıt malikleri "... kızı ..." ve "... oğlu ..."'nin tespit edilemediğini, bu nedenle Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla davalının kayyım olarak atandığını ileri sürerek, kayıt maliklerinin gaipliğine ve 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca taşınmazın tapusunun iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, vakfiyenin araştırılması ve kayıt maliklerinin mirasçıları bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, vakıf şerhinin tek başına taşınmazın vakfa döneceği sonucunu doğurmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.09.2013 tarihli ve 2012/256 E., 2013/332 K. sayılı kararıyla; iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile kayıt maliki "... kızı ..." ve "... oğlu ..."'nin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde davalı tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 08.04.2015 tarihli 2015/4518 E., 2015/4998 K. sayılı kararıyla; “....Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin… hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, çekişme konusu taşınmazın tespit ve tesciline esas dayanak belgeler getirtilmediği gibi kayıt malikleri "... kızı ..." ve "... oğlu ..."'nin mirasçılarının bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden araştırılmamış, ayrıca "... Avni Efendi Vakfı"'nın niteliği ve taşınmazın icareteynli veya mukataalı taşınmazlardan olup olmadığı tespit edilmemiştir. Hal böyle olunca, kadastro tespitine dayanak tüm belgelerin eksiksiz temini, getirtilecek ve dosyada mevcut belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle adı geçenlerin nüfus kayıtlarının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden sorulması, vakfın icareteynli ya da mukataalı olup olmadığının Vakıflar idaresinden sorulması,vakfın niteliğinin ve taşınmazın icareteynli ya da mukataalı vakıf taşınmazlarından olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ..." gerekçesiyle karar bozulmuş; bozma kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteği, Dairenin 04.11.2015 tarihli 2015/9880 Esas, 2015/12633 Karar sayılı kararı ile reddilmiştir.

3. Mahkemece Bozma Kararı Sonrası Verilen Karar

İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli ve 2016/12 E., 2016/100 K. sayılı kararıyla; önceki kararda direnilerek iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile kayıt maliki "... kızı ..." ve "... oğlu ..."'nin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

5. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

Dairenin 01.02.2017 tarihli 2016/18619 E., 2017/569 K. sayılı kararıyla, direnme kararının temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

6. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunun 08.04.2021 tarihli 2017/1-1240 E., 2021/444 K. sayılı kararıyla; ”...taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı ve kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği açıktır…. Davada da taşınmaz mutasarrıfının gaip kişilerden olduğu ileri sürülerek, anılan yasa maddesi uyarınca kayıt maliklerinin gaipliğine karar verilerek, taşınmazın ... Avni Efendi Vakfı adına tescili istenmiştir. Ancak az yukarıda açıklandığı üzere 743 sayılı Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan mazbut vakıfların yönetim ve temsil yetkisi Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Bu nedenle davanın Vakıflar Genel Müdürlüğünü temsilen ... tarafından açılmış olduğu gözetilerek, aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından öncelikle ... Avni Efendi Vakfı’nın niteliği ile vakfiyesinin araştırılarak mazbut ya da mülhak vakıf olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir….Mahkemece yapılacak inceleme sonucunda mülhak vakıf olduğunun anlaşılması durumunda bu tür vakıflar, vakfiye şartlarına göre Meclis tarafından atanacak yönetici eliyle yönetilip, temsil edilir ise de vakfiyedeki şartları taşımamaları nedeniyle kendilerine yöneticilik verilemeyenler bu şartları elde edinceye, küçükler ile kısıtlılar fiil ehliyetlerini kazanıncaya veya boş kalan yöneticilik yenisine verilinceye kadar, vakıf işleri Vakıflar Genel Müdürlüğünce temsilen yürütüleceğinden bu hususun da açıklığa kavuşturularak, işlerin Vakıflar Genel Müdürlüğünce temsilen yürütülüp yürütülmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Mazbut vakıf olduğunun anlaşılması durumunda ise taşınmazın mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı ve kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı hususunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapılmalıdır…. Direnme kararında dava konusu taşınmazın icareteynli vakıf olduğu hususunun kadastro tutanağının dayanağı olan eski tapu kaydında açıkça yazılı olduğu belirtilmiş ise de tespite esas eski tapu kaydında taşınmazın 3/4 payının ... Avni Efendi Vakfından icareli olduğu yazılıdır. Böyle olunca vakfın niteliğinin ve taşınmazın icareteynli ya da mukataalı vakıf taşınmazlarından olup olmadığının Vakıflar idaresinden sorularak tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, kadastro tespiti sonucunda 3/4 payı “... kızı ...”, 1/4 payı da “... oğlu....” adına tescil edilen taşınmazın dayanak tüm belgelerinin eksiksiz temini ile temin edilecek ve dosyada mevcut bulunan belge içeriklerinden yararlanmak suretiyle adı geçenlerin nüfus kayıtları ve mirasçılarının bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir….Davalı vekili tarafından direnme kararının temyizinden sonra sunulan 05.05.2016 tarihli dilekçede, dava konusu taşınmazın satışı için kayyım tarafından Üsküdar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/392 E., 2004/537 K. sayılı dosyasında izin alındığı, bu iznin Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin onayından geçerek kesinleştiği ve taşınmazın açık artırma ile dava dışı ...’a satıldığı, ancak tapuda tescil yapılamadığından adı geçen kişinin eldeki bu dosya ile birleştirme talepli olarak tapu iptali ve tescil davası açtığı belirtilerek, kararın bu nedenle bozulması talep edilmiş ise de bahsi geçen ihalenin ihtiyari ihale olduğu, mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı durumların hüküm altına alındığı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen cebri icra ihalesi niteliğinde olmadığı, böyle olunca birleştirme kararı verilmesi durumunda gerekli görüldüğü takdirde bu hususun mahkemece değerlendirileceği açıktır….Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına, bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerle uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

7. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09.03.2022 tarihli ve 2021/424 E., 2022/168 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak, dava konusu taşınmazın icareteynli vakıf olduğu, vakıf taşınmazların 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren Vakıflar Kanunu'nun 5737 sayılı Yasa ile vakfına rücu edeceği gerekçesiyle, kayıt maliki ".... kızı ..." ve ".... oğlu ....'nin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilmiştir.

8. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

9. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ¾ payının ..... Efendi Vakfından icareli olduğu yazılı olmasına rağmen vakıf şerhinin taşınmazın tümünü kapsayacak şekilde işlenmesi ve taşınmazın tümünü kapsar şekilde hüküm kurulmuş olmasının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, gaiplik konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, vakfın sahih-gayri sahih niteliği açıklığa kavuşturulmadan karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

10. Gerekçe

10.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesine dayalı olarak açılan gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

10.2. İlgili Hukuk

10.2.1. Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.

10.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde, “Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.” hükmünü içermektedir.

10.3. Değerlendirme

(IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararlarının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 922,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03/11/2022 tarihinde taşınmazın değeri itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.