"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Dairece hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan ...’ın 136 ada 2, 117 ada 2 ve 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğullarına satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., dava konusu taşınmazların bir kısmını muris babasından bir kısımın da dava dışı amcalarından bedeli karşılığında satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını; diğer davalı ... ise, taşınmazların mirasbırakan tarafından davalı ...’ya devredildiğini, sonrasında ağabeyi ... tarafından payının kendisine satış yoluyla devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/02/2015 tarihli ve 2013/82 Esas, 2015/57 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakanın, mirasçılarını mirastan mahrum etmek kastıyla hareket etmediği, asıl uyuşmazlığın, davalıların, mirasbırakanı kandırıp, onu ikna etmek suretiyle dava konusu taşınmazları bedelsiz olarak devralıp devralmadıklarına ilişkin olduğu ve fakat davacıların iddiasını karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın genişletemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 25/11/2019 tarihli ve 2016/14071 Esas, 2019/6040 Karar sayılı kararıyla; "...Somut olayda, muvazaa bakımından hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, daha önce dinlenilen tanıkların yeniden çağrılarak dinlenmeleri, murisin davacılar ile bir probleminin olup olmadığının, bir başka ifade ile kızlarından mal kaçırmasını gerektirir bir husus olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, murisin başka mal varlığı bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve yukarıdaki ilkeler uyarınca değerlendirme yapılarak mirasbırakanın gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davaya konu taşınmazların ölünceye kadar mirasbırakan tarafından kullanıldığı, mirasbırakanın eşi ve davalı ... ile birlikte yaşadığı, davaya konu devrin yapıldığı dönemlerde davalıların dava konusu taşınmazları satın alabilecek maddi imkanları bulunmadığı, aksine mirasbırakanın yardımları ile geçimlerini sürdürdükleri, mirasbırakanın emekli maaşı olup, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olduğu, davaya konu taşınmazların satışını gerektirecek bir durumun bulunmadığı, cevap dilekçesi ile bildirilmeyen ve 05/10/2021 tarihli celsede ibraz edilen 25 milyon TL bedelli senede ilişkin davacı tarafın muvafakati bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalı ...’nın ödediği borca karşılık temlik ettiğini, borç ödemesine ilişkin dosyaya sundukları senet dikkate alınmadan karar verildiğini, anılan senedin hem borcu söndüren belge niteliğinde olduğunu hem de HMK’nın 145. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, dava dışı 279 parselin mirasbırakanın en değerli taşınmazı olduğunu, bu taşınmazın mirasbırakanın ölümünden sonra aşamada ölen mirasbırakanın eşi ... tarafından vekaleten davalı ...’a temlik edildiğini, davalı ...’a ise borca karşılık değersiz taşınmazların temlik edildiğini, davalı ...’nın uzun yıllar anne ve babası ile yaşayıp onların tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, temlikin muvazaalı olmadığını, taksim sözleşmesinde imzası bulunan davacı ... yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirir bir olgunun bulunmadığını, iddianın kanıtlanamadığını, tanık beyanlarının çelişkili olup hükme esas alınamayacağını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, Dava Konusunun Devri başlıklı 125. maddesinde “ (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.(1) b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’ın 19.04.2004 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davanın tarafları olan davacı eşi ... ve davacı kızları ..., ., ... ve ... ile davalı oğulları ... ve ...’in kaldıkları, mirasbırakan ...’un çekişme konusu 136 ada 2 ve 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki 179/880 payının tamamını 17.06.1993 tarihinde ve 141 ada 25 no.lu parseldeki 1/5 payının tamamını 24.06.1993 tarihinde davalı oğlu ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, sonrasında ...’nın 141 ada 25 no.lu parseldeki 1/10 payını uhdesinde bırakarak kalan 1/10 payını, yine 136 ada 2 ve 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki 179/1760 payını uhdesinde bırakarak 179/1760 payını 14.05.2003 tarihinde davalı kardeşi ...’e devrettiği, davacı ...’in 05/10/2020 tarihinde öldüğü, 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince dava konusu 117 ada 2 parselin 1059 ada 2 parsel, 136 ada 2 parselin 1063 ada 2 parsel, 141 ada 25 parselin 1081 ada 30 parsel olduğu, eski 136 ada 2 parselin dava dışı ... ...’a, eski 117 ada 2 parseldeki davalı ... adına olan ½ payın dava dışı Betül ...’a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
2. Dava konusu eski 117 ada 2 ve 136 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar dava açıldıktan sonra dava dışı ... ve ... ...’a devredilmesine rağmen re'sen nazara alınması gereken HMK’nın 125/1 maddesi gereğince işlem yapılmaması doğru değildir.
3. Hal böyle olunca, Mahkemece güncel tapu kayıtları ve resmi akitler dosya arasına alındıktan sonra HMK'nın 125/1. maddesi gereğince davacı tarafa seçimlik ... hatırlatılarak dava konusu eski 117 ada 2 ve 136 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı ...'a iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.