Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4007 E. 2022/7700 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-mirasta denkleştirme istemli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 08/04/2022 tarihli, 2022/956 Esas ve 2022/862 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...'nun maliki olduğu 298 - 283 – 108 ve 1397 parsel sayılı taşınmazlarını davalılardan oğlu Hüseyin, 1501-980-588 ve 465 parsel sayılı taşınmazlarını davalılardan oğlu ..., 787 ve 470 parsel sayılı taşınmazlarını davalılardan oğlu ..., 468 parsel sayılı taşınmazını ise davalılardan oğlu Bayram adlarına kadastro tespiti sırasında (daha önceden bu taşınmazları davalılara sattığını ve zilyetliğini devrettiğini beyan ederek) kadastro memuru huzurunda tespit ettirdiğini ve davalılar adına tesciline muvafakat ettiğini beyan ettiğini, bu taşınmazların gerçekte muris tarafından davalılara satılmadığını, bağış yoluyla muvazaalı olarak devredildiğini, bahsi geçen taşınmazların imar işlemleri sonucu çeşitli parsellere gittiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde mirasta denkleştirme hükümleri uyarınca bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile terekeye iadesine karar verilmesini istemiş, aşamada sunduğu 15.04.2013 tarihli dilekçesinde davalılardan ... yönünden davayı atiye terkettiğini bildirmiş, yine davacının yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ... ve Bayram Tütüncü, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere kadastro tespiti sırasında mirasbırakanın tapulu taşınmazının zilyedi adına tesciline kadastro teknisyeni huzurunda muvafakat vermesinin işlemi geçerli hale koyduğunu, bu nedenle muvazaa nedeniyle tapu iptali istenemeyeceğini, dava konusu taşınmazların muristen haricen satın ve teslim alındığını, kadastro tespiti sırasında kadastro teknisyeni huzurunda tespite muris tarafından muvafakat edildiğini, davanın kadastro tespiti sırasındaki muris muvafakati nedeniyle şartları oluşmadığından reddi gerektiğini, yine TMK.nun 669.maddesinde aranan şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/05/2017 tarihli ve 2013/214 E., 2017/453 K. sayılı kararıyla; kadastro tespiti sırasında murisin beyan ve muvafakatıyla oluşturulan tapu kayıtlarının muvazaa ile illetli olduğu ve bu işlemlerin taşınmazların devri için gerekli olan resmi şekil şartlarına uyulmadan gerçekleştirildiği iddiasının dinlenemeyeceği, kadastro tesbiti sırasında bizzat taşınmaz tapu malikinin tapulama memuru önünde hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın verdiği sözlü beyanına göre oluşturulan tapu kaydının aksinin iddia edilemeyeceği, eski tapu malikinin tutanağı imzasıyla tasdik etmesi karşısında muvazaa nedenine dayalı iptal istenemeyeceği, tapuların oluşumundan sonra 40 yılı aşkın zaman geçtiği, hatta murisin ölümünden 4 yıl sonra dava açıldığı, bu hususun TMK.nun 2.maddesi kapsamında değerlendirildiğinde iyi niyetle bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı (ilk)

Bölge Adliye Mahkemesinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/1033 E., 2017/1065 K. sayılı kararıyla; “...1-Bu durumda, tapu iptali ve tescil davasına konu olan taşınmazlar yönünden, dava tarihi itibariyle davacının hisse payı olarak bilirkişilerce belirlenen değer üzerinden Harçlar Kanununa göre eksik harcın davacı tarafa tamamlattırılmasına, 2-Davacı tarafın tapu iptali ve tescil davasının yanında terditli olarak açtığı, davaya konu taşınmazların MİRASTA DENKLEŞTİRME hükümleri uyarınca tapu kaydının iptali ile terekeye iadesine ilişkin isteği de bulunmaktadır. Ne varki mahkemece bu istek hakkında bir inceleme ve araştırma yaptığını söyleyebilme olanağı yoktur. Bu istek yönünden araştırma ve değerlendirme yapmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Ayrıca, davalı taraf cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olmasına rağmen TMK.nun 669.maddesinde düzenlenen mirasta denkleştirme davası yönünden mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davaya devam edilmesi de hatalıdır. (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 30/06/2009 tarihli 2008/5549 Esas,2009/12895 Kararı) 4-TMK’nun 669.maddesine göre açılan mirasta denkleştirme davasına göre dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile TEREKEYE İADESİ istenilmiş olduğundan. Davacının, TMK. nun 669. maddesine dayanarak dava açması mümkün ise de bunu sürdürebilmesi; diğer mirascıların muvafakatini almak veya terekeye bir mümessil atanmasını sağlaması ile mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde: Murisleri ...'nun davacı ve davalılar dışında mirascısı olarak dosyada bulunan Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/562 Esas,2013/568 Karar sayılı veraset belgesine göre davadışı Mümüne Tütüncüoğlu (Tan)' da bulunduğundan Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözetilerek, davacıya dava dışı mirasçı....'ın da muvafakatini almak, muvafakatı alınamıyorsa terekeye bir mümessil atanmasını temin için önel vermek ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. 5- İstinaf konusu edilmemiş olmasına rağmen, davanın reddine göre de, davacı taraf, davalı ... hakkında açılan davayı 15/04/2013 tarihli dilekçesi ile atiye terk ettiğini beyan etmesine rağmen, ...nun 123. maddesine göre davacı hüküm kesinleşene kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabileceğinden, davalının rızası sorulmadan,davanın reddine karar verilmesi de dosya kapsamına göre uygun olmamıştır.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun ...nun 353/(1)-a-4 ve 114.madde ile ...nun 353/(1)-a-6.maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince İlk Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18/07/2018 tarihli ve 2017/524 E., 2018/395 K. sayılı kararıyla; davacının tapu iptali ve tescil istemli davasının esastan reddine, tenkis yönündeki talebinin hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. Kaldırma Kararı (ikinci)

Bölge Adliye Mahkemesinin 18/11/2020 tarihli ve 2020/1274 E., 2020/1789 K. sayılı kararıyla; “ ....O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle çekişme konusu taşınmazlar yönünden, 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ancak koşullarının varlığı halinde tenkis istenebilir. Davada tenkis isteği de yoktur. Açıklanan nedenlerle mahkemenin muris muvazaasına yönelik red kararı isabetlidir...Somut olayda, davacı mirasta denkleştirme talebinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanununun 669. maddesi uyarınca mirasta denkleştirme istemi mirasın paylaşılması tamamalanana kadar gerçekleştirlebilir. Başka bir anlatımla mirasta denkleştirme, mirasın paylaşılmadığı süre boyunca zamanaşımına uğramaz. Mahkemece davacının Türk Medeni Kanununun 565. maddesine göre tenkis isteği olmamasına rağmen, bu itibarla hak düşürücü süre nedeniyle tenkis isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca mahkemece TMK 669 maddesi gereği mirasta denkleştirme şartları oluşmadığından bu istemde red olmuştur. Dairemizce daha önceki kaldırma kararında terekeye iade istemi olduğundan terekeye temsilci atanmak üzere davanın görülmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece davacıya süre verilmiş Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/192E-2018/643K sayılı ilamı ile dava dışı Mümine Tütüncüoğlu Tan terekesini temsil etmek üzere ... temsilci atanmıştır. Dairemiz kararı yanlış anlaşılmıştır. Mümine dava dışı mirasçı olup ölü değildir. Tereke sahibi tarafların murisi olan ...'dur. Mahkemece ya dava dışı mirasçı Mümine'nin muvafakatı alınması için davacıya süre verilmeli bu olmuyorsa tereke sahibi ... terekesine temsilci atamak üzere davacıya süre verildikten sonra taraf teşkili sağlandıktan sonra bu istem hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Dava dışı ve sağ olan mirasçı Mümine terekesine hatalı olarak temsilci atayan Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/192E-2018/643K sayılı ilamı ile bu dava görülüp bitirilemez...Somut olayda davacı davalı ...'e açmış olduğu davayı geri almış davalı kaldırma kararından sonra vekalet verdiği vekili aracılığıyla davanın geri alınmasına muvafakat etmiştir. Bu nedenle bu davalı yönünden davanın reddine değil dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmalı ve yargılamada oluşan kanaata göre haksız olduğu düşünülen taraf vekalet ücreti ve yargılama giderlerine mahkum edilmelidir. Vekalet ücreti verilirken AAÜT 3/2 maddesi de dikkate alınmalıdır. Ancak mahkemece bu yönde değerlendirme yapılmamakla verilen karar bu yönüyle isabetsizdir.Davalılar Bayram mirasçıları ... ve ... vekili vekalet ücretinin 705.284.64TL üzerinden nispi olarak verilmesini istemiş ve istinaf etmiş davacı ise vekalet ücretinin fazla olduğunu istinaf etmiştir. Mahkemenin ilk kararına bakıldığında dava red olmuş ve kendisini vekil ile temsil ettiren .....ve ..... lehine 1980.TL vekalet ücreti takdir edilmiş anılan kararı sadece davacı istinaf etmiştir. Davalıların anılan kararı her hangi bir şekilde istinafı olmadığından 1980TL vekalet ücreti davacı lehine usulü kazanılmış haktır. Davacının istinafı sonucunda kaldırılan karar üzerine davacılar aleyhine nereden hesaplandığı da anlaşılmayan 7.700,77TL nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması hatalıdır. Davacının usulü kazanılmış hakkı dikkate alınarak davacı aleyhine dava red olacaksa bu davalılar (Bayram mirasçıları ... ve ...) lehine 1980TL'den fazla vekalet ücreti verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4-6.maddesi gereği esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. İlk Derece Mahkemesince İkinci Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 02/12/2021 tarihli ve 2020/531 E., 2021/383 K. sayılı kararıyla; davacının, davalılar ..., ... ve ... hakkındaki muris muvazasına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davasının esastan reddine, davacının davalılar ..., ... ve ... hakkındaki terditli mirasta denkleştirme istemli davasının esastan reddine, davacının, davalı ...'na karşı açtığı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

7. İkinci Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

8. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris ...'nun, davaya konu taşınmazları, kadastro tespiti sırasında daha önceden davalılara bu taşınmazları sattığını ve zilyetliğini devrettiğini beyan ederek kadastro memuru huzurunda tespitin bu şekilde davalılar adına yapılmasına muvafakat ettiğini beyan ettiğini, halbuki, bu taşınmazların davalılara gerçekte muris tarafından bedelsiz olarak bağışlanmış taşınmazlar olup satış işleminin söz konusu olmadığını, kadastro tespitinin yapıldığı tarihte ve öncesinde davalılara böyle bir satış işlemi yapılmasının söz konusu olmadığını, zira, davalılar ile murisin kadastronun geçtiği dönemde geçimleri ortak olup, davalıların o tarihteki ekonomik güçleri ve yaşlarının taşınmaz satın almaya elverişli olmadığını, salt kadastro teknisyeni huzurunda verilen muvafakat bildiriminin resmi memur önünde serbest irade ile belirtilen tescil isteme beyanı olarak görüldüğünü, tespite muvafakat beyanının haricen satış gibi ya da başka bir nedene dayandırılarak ileri sürülmüş olmasının da bu kabulde sonuca etkili olmadığından bahisle muris muvazaası bulunmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, mirasbırakanın arzusunun ve asıl iradesinin kızlarından mal kaçırmak olduğunu, kadastro teknisyeni huzurunda yapılan muvafakat beyanlarının tapusuz taşınmazlar için geçerli olduğunu, tapulu taşınmazlar için bu kuralın geçerli olmadığını, mirasta denkleştirme istemli davalarıın reddine karar verilmesinde de hatalı değerlendirmede bulunulduğunu, mahkemece davalının cevap dilekçesinde dayandığı ibraname dikkate alınarak murisin mirasını paylaştırdığı düşünülmüşse de, işbu ibranamenin muris adına kayıtlı olan .... Köyü 49 nolu parselin kamulaştırılması nedeni ile tahsil olunan bedelin bir kısmının müvekkillerinin murisi ...'a ödenmesine ilişkin olup müvekkillerinin murisi ...'a da taşınmaz verildiği yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, usuli kazanılmış haktan bahisle davalılar lehine 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde ise de aynı durumun davalı ... yönünden de geçerli olduğunun göz ardı edildiğini, davalının atiye terke muvafakati bulunduğundan lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, dolayısıyla atiye bırakmaya muvafakat edildiği de göz önüne alındığında işbu davalı yönünden davacı müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilleri aleyhine hatalı olarak fazla harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08/04/2022 tarihli ve 2022/956 E., 2022/862 K. sayılı kararıyla; davacılar her ne kadar TMK 669 maddesine dayalı mirasta denkleştirme sonucu terekeye iade istemli davayı da istinaf etmişse de bu istem hakkında terekeye temsilci atandığı, tereke temsilcisinin ise bu yönden istinafı olmadığı, davacıların bu nedenle bu istem açısından istinaf hakları olmadığı, istinaf dilekçelerinin sadece ilk talep muris muvazaasına ilişkin olduğu, muris muvazaasına yönelik verilen red kararı incelendiğinde; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mirasta denkleştirme istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, ''muris muvazaası, mirasbırakanın danışıklı olarak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklaması halinde, saklı pay sahibi olsun yada olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin BK'nun 18. Maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinde şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu'' olarak tanımlanmaktadır. Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.

3.2.2. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Eldeki temyize konu davada terditli uyuşmazlık; mirasta denkleştirme hükümleri uyarınca terekeye iade talepli tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkin olup, bu talep yönünden tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığı gözetildiğinde, mirasbırakanın terekesine temsilci olarak atanan ...’a kararın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ve tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada davacı sıfatı kalmayan ... mirasçılarının temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

3.3.2. Davacıların muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açtıkları davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.1) nolu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV.9.) nolu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

3.3.3. Öte yandan, her ne kadar dosya kapsamından, 16.4.2021 tarihli celsede ; tarafların karşılıklı olarak davadan feragat ettikleri hususu zapta geçirilmek suretiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, daha sonra yine 16.4.2021 tarihinde tutulan Tutanak başlıklı belgede ; “Mahkememizin 2020/351 E sayılı dosyasında taraf vekillerinin karşılıklı olarak feragat dilekçeleri sunduğu, dosyanın duruşma ve karar evrakları hazırlanmak üzere işlem yapılmaya başlandığı, dosyanın duruşma gününün 26/05/2021 gününe bırakıldığı, işlem yapılmak istenilen dosya olarak sehven 2020/531 E sayılı dosya seçilerek feragat üzerine duruşma zaptı hazırlandığı anlaşılmıştır. Bu durumun fark edilerek aynı günlü işlem ile dosyaya yeniden duruşma günü verilmiş olup, Mahkemece sehven hazırlanan duruşma zaptının iptali ve geçerli bir işlem olmadığına dair iş bu tutanak birlikte imza altına alınmıştır.” şeklinde düzeltme yapıldığı anlaşılmakta ise de, bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı ve temyiz sebebi yapılmadığı anlaşılmakla bu konuya değinilmekle yetinilmiştir.

3.3.4. Yine davalılardan Hüseyin hakkındaki dava yönünden ( davanın geri alınması sebebiyle) karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gözetilerek, hakkında karar tarihinde yürürükte bulunan AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Mirasta denkleştirme talebi yönünden; davayı takip yetkisi bulunmayan davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Muris muvazaasına dayalı talep yönünden; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 23/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.