Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4024 E. 2022/7199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarından birine yaptığı temliklerin muris muvazaası olup olmadığı, tapu iptal ve tescil ile bedel isteğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Elden ödeme yapıldığına dair savunmanın ispatlanamaması, temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının tespiti ve yerel mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek, birleştirilen davada verilen hüküm onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile bedel istekli davada, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vasisi, davacının mirasbırakanı ....'ın eşi .....'dan kendisine intikal eden 450 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını 03/08/2010 tarihinde oğlu olan davalıya satış sureti ile bedelsiz temlik ettiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının 1/2 oranında iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davacı vasisi, davacının mirasbırakanı....'ın 266 ada 45 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no.lu bağımsız bölümü 03/08/2010 tarihinde oğlu olan davalıya devrettiğini, bir bedel ödenmediğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalının anılan taşınmazı 25/08/2011 tarihinde dava dışı ....l’a temlik ettiğini ileri sürerek, 27.500 TL'nin satış tarihi olan 25/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı, mirasbırakanın mal kaçırmak amacının bulunmadığını, 12.500,00 TL bedel ile payını temlik ettiğini, mirasbırakanın davacıya ve davacının babasına maddi destekte bulunduğunu, davacı tarafından SGK'ya iade edilen paranın mirasbırakan tarafından ödendiğini, davacının eşinin emekliliği için maddi destek sağladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Birleştirilen davada davalı, mirasbırakanın ....Huzurevine yerleşmek istemesi nedeniyle dava konusu taşınmazı 53.000,00 TL bedel karşılığında devrettiğini, muvazaa amacının bulunmadığını, davacının annesi olan ...'ın defalarca mirasbırakanı evden kovduğunu, mirasbırakanın bu kişiye sürekli maddi destek sağladığını, huzuru kaçtığı için huzurevine yerleşmek istediğini, kendisi ve eşinin yatırım yapmak amacıyla altınlarını bozdurarak dava konusu taşınmazı satın aldıklarını, mirasbırakanın sağlığında davacı ve babasına maddi destek sağladığını, davacının, babası Serdar vasıtası ile mirastan gerekli payını aldığını, bunların mahsup edilmesi gerektiğini, faiz talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmaya ihtiyacının olmadığı, temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı yapıldığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını, mirasbırakanın huzurevine yerleşmek istediğini, bu nedenle paraya ihtiyacı olduğunu, rahatsızlığı nedeni ile özel hemşire gerektiği için huzurevine yerleşemediğini, bu konuda el yazısı ile yazmış olduğu notları olduğunu, taraflarınca sunulan hiçbir delile itibar edilmediğini, davalının 2012 yılından ölüm tarihine kadar mirasbırakana baktığını, mirasbırakanın sarı nokta göz hastalığının değerlendirilmediğini, bu rahatsızlığın rutin işleri yapmasına engel olduğunu, mal kaçırma iradesi bulunmadığını, hangi nedenle davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanındığının gerekçede belirtilmediğini, birleştirilen dava yönünden dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, 3. kişiye temlik edildiği tarih itibariyle değerin esas alınması gerektiğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacının iddialarını ispatlayamadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, davalının elden ödeme yaptığına ilişkin savunmasını kanıtlayamadığı, kararın bu yönü ile doğru olduğu, ancak kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, asıl davada mirasbırakanın 450 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payını davalıya devrettiğinden bu payın tapu kaydının iptali ile davacının miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalı adına kayıtlı payın tamamının iptaline karar verilmesinin ve gerekçeli kararda da m2 belirtilmek suretiyle iptaline şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabulüne karar verilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların satış bedelinin elden mirasbırakana ödendiğini, birleştirilen davaya konu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından huzurevine yerleşmek amacıyla satıldığını, mirasbırakanın tercih ettiği huzurevinin 50.000-TL teminat istediğini, her iki taşınmazın da bu nedenle gerçek değeri karşılığında temlik edildiğini, ancak mirasbırakanın sarı nokta hastalığı nedeniyle kendisine özel hemşire tahsis edilemeyeceğinden huzurevine yerleşmediğini, bu hususa ilişkin delillerin dikkate alınmadığını, davalı tanıklarının ödemenin yapıldığına dair görgüye dayalı beyanda bulunduklarını, davalı tanık beyanlarına hangi gerekçe ile itibar edilmediğinin açıklanmadığını, mirasbırakanın davacıya ve davacının babasına maddi yardımda bulunduğunu, aralarında bir sorun olmadığını, mal kaçırmasını gerektirir bir durum bulunmadığını, mirasbırakanın oldukça bilgili ve aktif bir kişi olduğunu, davalının kendisine baskı yaparak taşınmazların devrini sağladığı iddiasının doğru olmadığını, böyle bir durum olsa mirasbırakanın bu hususu günlüğüne yazacağını, taşınmazların değerlerinin yüksek belirlendiğini, temlik tarihinde bağımsız bölümün 2+1 olduğunu, taşınmazların daha kötü durumda olduğunu, mirasbırakanın sarı nokta hastalığı nedeniyle bakıma muhtaç olduğunu ve kendisi ile davalının ilgilendiğini, temlikin minnet duygusu ile yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak asıl davada tapu iptal ve tescil, birleştirilen davada bedel isteklerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2022 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 107.090.00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

3.2.2. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Asıl davaya konu 450 parsel sayılı taşınmazdaki mirasbırakan tarafından davalıya devredilen 1/4 payın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 43.750,00 TL değeri üzerinden asıl davada davacının 1/2 miras payına isabet eden 21.875,00 TL’nin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

3.3.2. Davalının birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV.3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

1. Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan asıl dava yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, davalıdan alınan peşin harcın iadesine,

2. Birleştirilen davada davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.172,40 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 02.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.