"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BİSMİL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Hazine adına kayıtlı 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine 2510 sayılı Kanun uyarınca Dicle ve Batman barajlarının yapımından etkilenen 540 aileye konut yapılarak 2004 yılında teslim edildiğini, davalıların ilk hak sahipliğinin 1999 yılındaki taahhütname ile başladığını, gerek zeminden gerekse yüklenici firma kusurundan kaynakla oturulamayacak duruma gelen 31 konutun hak sahiplerinin başvuruları ile yeniden inşa edilerek teslim edildiğini, ancak hak sahiplerince maliyet farkının ödenmediğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bismil 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli ve 2019/148 E., 2021/248 K. sayılı kararıyla; davalıların mevzuatın aradığı şartları taşıyarak ilk borçlanma sözleşmesini imzalayıp davaya konu iskan konutunda hak sahibi olduğu, bunun üzerine anılan konutun tahsis edildiği, tahsis işleminin kaldırılmadığı ve devam ettiği, fakat tahsis işlemi sonrasında kusurlu imalatlar nedeniyle davalılara ek borçlanma senedi imzalatılmak istenildiği ancak 5543 sayılı Kanun'un 27. maddesinin 1. fıkrası gereğince ek sözleşme imzalanmasını gerektirecek koşulların davaya konu olayda mevcut olmadığı, yapının yıkılmasında davalılara atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davalıların 2004 yılındaki borçlandırmayı kabul ettiklerini, imalatın kusurlu olması nedeniyle meydana gelen eseri kabulden kaçındıklarını, yeniden yapılan eserin maliyetinin 2004 yılındaki maliyet ile aynı olmadığını ve davalılarca karşılanması gerektiğini, ayrıca dava açarken değer gösterilmediğinden nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09/12/2021 tarihli 2021/897 E., 2021/912 K., sayılı kararıyla; 12.07.2013 tarihinde kabul edilen 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanunu'na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasında "Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu kanuna göre devam eder" hükmüne yer verilmek suretiyle yürürlükten kalkan 2510 sayılı Kanun döneminde hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceği çekişme konusu taşınmazın 27/01/2014 tarihinde 5543 sayılı Yasa gereğince davalılar adına tescil edildiği, ancak dava dilekçesinde de belirtildiği üzere ilk iskanlarının 2510 sayılı Kanun doğrultusunda 05/07/2004 tarihinde sağlandığı, 12/07/2013 tarihinde kabul edilen 6945 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanunu’na eklenen Geçici 7/3.maddesinde yer alan düzenleme dikkate alındığında davalıların hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceği gözetilerek davanın reddedilmesinde ve Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca değer esası üzerinden nispi harca tabi olan uyuşmazlık konusu olan husus taşınmazın aynına yönelik olduğundan ve davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan AAÜT.nin 13.maddesi gereğince taşınmazın toplam değeri olan 124.172,00 TL. üzerinden davalı lehine nispi avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 2510 sayılı Yasa'nın 27. maddesi; '' (1) İskân ve fiziksel yerleşim düzenlemelerinde hak sahipleri; kendilerine verilen taşınmazlardan dolayı, kamulaştırılan ve satın alınan taşınmaz mallar için kamulaştırma veya satın alma bedelleri, yapılar için maliyet bedelleri, Hazine arazileri için rayiç bedelleri üzerinden borçlandırılırlar. Ancak, iskân amacıyla kamulaştırılmış, satın alınmış, inşa edilmiş olup, çeşitli nedenlerle tahsisleri bir yıl içinde yapılmamış taşınmaz mallar yeniden iskân uygulamasına alındığı takdirde, yeni hak sahipleri bu taşınmaz malların rayiç bedelleri üzerinden borçlandırılırlar. (2) Borçlandırma muameleleri, aile fertleri veya kendi başlarına iskân edilenlerin adına yapılır. (3) Taşınmaz mallara ait borçlandırma bedelleri faizsiz olarak tahsil olunur. Bu Kanun uyarınca açılacak işletme ve donatım kredileri ile fiziksel yerleşimi düzenleme amacıyla yapılacak taksitli arsa satışları ve aileye verilen konut ve işletme binası kredileri faize tâbidir.'' hükümlerini içerir.
3.2.2. Bilindiği üzere, 5543 sayılı İskan Kanunu’nun geçici 7/3. maddesinde, “Mülga 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanun'a göre devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır.
3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, (V/3.2) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bendde yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370.maddesi gereğince ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 10/11/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.