Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4089 E. 2022/7344 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı temlik işleminin muvazaalı olup olmadığı, davacının daha önce açtığı davadan feragatinin geçerli olup olmadığı ve miras payına düşen değerin tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaasına ilişkin deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, davacının feragatinin iradesini sakatlayan hileli bir işlem sonucu gerçekleştiği ve temlik işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı yapıldığı kanaatine varılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA BATI 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-bedel istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 17/02/2022 tarihli, 2021/1796 Esas ve 2022/271 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacı, mirasbırakan eşi ...’ın maliki olduğu ... ada 1 ve 63195 ada 5 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını dava dışı oğlu... ...'ın damadı olan davalı ...'ye temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, daha önce aynı nedenle davalı aleyhine açtığı Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/13 Esas sayılı dosyasında hile ile iradesi fesada uğratılarak davadan feragat etmesinin sağlandığını, feragatin geçersiz olduğunu ileri sürerek feragat beyanının iptali ile davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaline ve miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 03/03/2021 tarihli dilekçe ile 63195 ada 5 parsel bakımından miras payına karşılık gelen 182.837,37 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunduğunu bildirmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/13 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğurduğunu, aynı iddia ile dava açılamayacağını, iddiaların doğru olmadığını, davacının miras payına düşen payı nakit olarak aldığını, sonradan açılan davanın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2019 tarihli ve 2018/114 E., 2019/462 Karar sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil istekli davanın tefriki ile diğer davanın kabulüne, davacının 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/13 sayılı davasındaki feragatinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/11/2020 tarihli ve 2020/336 Esas, 2021/1426 Karar sayılı kararıyla; “ ….Bu durumda kademeli olarak ileri sürülen istekler tefrik edilmeksizin tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yargılama yapılıp davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle tefrik kararı verilmiş olması isabetsizdir. Hâl böyle olunca açıklanan nedenden ötürü davalının istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, tefrik edilen ve halen derdest olduğu anlaşılan muris muvazaasına ilişkin dava dosyası ile eldeki davanın birleştirilmesi, yargılamasının birlikte yürütülmesi, asıl dava bakımından öncelikli ileri sürüldüğü için feragatin iptali istemi bakımından değerlendirme yapılması hâsıl olacak sonuca göre birleşecek diğer talep olan muvazaa iddiası bakımından bir karar verilmesi... gerektiği" gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemecesince verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/07//2021 tarihli ve 2019/437 Esas, 2021/350 Karar sayılı kararıyla; feragat beyanının iptali talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davalının kayınpederi olan...’in taşınmazları satarak satış bedelinden miras hissesini vereceğini söyleyerek davacıyı yanılttığı, duruşmadan önce davacının evine gelerek...'in bu hususta taahhütte bulunduğu, davacının da ...'in teklifini kabul ettiği, ...'in duruşma günü yanında davalı ... olduğu halde teklifini adliyede tekrarladığı, davacının taşınmazların satılacağı, satış bedelinden hissesine isabet eden parayı alacağı inancıyla davadan feragat ettiği, ancak kendisine yapılan taahhütün yerine getirilmediği, davacının yanıltıldığı, davalının kayınpederi olan...'in aldatma eyleminden haberdar olduğu, hatta adliyede birlikte hareket ettiklerinin tanık beyanlarıyla sabit olduğu, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin değerlendirilmesinde; dinlenen tanıkların ifadeleri, temlik işlemi sırasında murisin ve davalının ekonomik durumları dikkate alındığında söz konusu temlik işleminin muvazaalı olduğu, tarafların gerçek iradelerinin taşınmazın bedelsiz olarak bağışlanması olmasına rağmen tapuda satış işlemi olarak gösterildiği, murisin mirasçılardan mal kaçırma amacını taşıdığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5.İstinaf Nedenleri

Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ankara Batı Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2015/13 Esas sayılı dava dosyasında davacının davadan feragat ettiğini ve kararın 07.04.2015 tarihinde kesinleştiğini, eldeki feragatin iptaline ilişkin davanın ise kesinleşmenin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra 06.03.2018 tarihinde açıldığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiğini, Ankara Batı Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2018/110 Esas ve 2019/321 Karar sayılı dosyası ile açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu kararda ...’ın, dava dışı... ...’ın kayın biraderi olması ve tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmiş olması, dosya bakımından güçlü delil olarak kabul edilmişse de her iki dosyanın davalıları, savunmaları ve tanık anlatımlarının farklı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davacının başka bir kişiye karşı açtığı tapu iptal ve tescil davasının lehine sonuçlanmış olmasının, bu dosya bakımından güçlü delil olarak kabul edilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini, lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 17/02/2022 tarihli, 2021/1796 Esas ve 2022/271 Karar sayılı ilamı ile; davalının asıl dava bakımından istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, birleştirilen muris muvazaası davası yönünden ise, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki hükmün kuruluş biçiminin isabetli olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen karar kaldırılıp asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair yeniden karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel ve feragatin iptali isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HMK m.311). Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.

Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir halin nedenine dayandığı (HMK m.311) kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinden kuşku yoktur.

Feragate ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK'nın 163.maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir. 3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) nolu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/6.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 11.184,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.