Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4146 E. 2022/6809 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : AKSARAY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 21/03/2022 tarihli, 2022/329 Esas ve 2022/545 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18.10.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ...v.d. vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'un maliki bulunduğu 589 ada 46 parsel sayılı taşınmazdaki 7 - 5 -1 - 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümlerini 30.12.2016 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile davalılara temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, muris ...’in, eşi ...’un 2014 yılında vefat etmesinden sonra yalnız başına kaldığını, davalı kızı olan Neriman'ın o zamanlar İzmir'de yaşadığı halde, babasının perişan olmaması ve bakımı konusunda kimseye muhtaç olmaması için İzmir'deki evini kapattığını ve Aksaray'a babasının yanına geldiğini ve ölene kadar babasına baktığını hatta son bir yıl murisin yatağa bağlı olarak kaldığını ve altına bez bağlanarak bakıldığını, diğer davalı ...'un ise annesi vefat ettikten sonra murisin tüm hastaneye getirme götürme işlerini, evinin alışverişini, çarşı pazar işlerini ölene kadar en iyi şekilde yürüttüğünü, her gün murisin evine giderek ihtiyaçlarını karşıladığını, son yıllarda yatağa bağımlı olması nedeniyle kız kardeşi diğer davalı ... ile birlikte murisin kaldırılıp yeme içme ve tuvalet ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı olduğunu, davacıların babaları ile hiç ilgilenmediklerini, ziyaret etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/12/2021 tarihli ve 2020/75 E., 2021/297 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın yaptığı temlikin makul sınırlar içinde kalmadığı ve mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkemenin muvazaa konusunda yanıldığını, davalı müvekkillerinin muris babalarına ölene kadar çok güzel şekilde baktıklarını, tanık beyanlarından da bu durumun açıkça anlaşıldığını, davalıların ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiklerini, bu nedenle tapu iptalini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, murisin hem vasiyetname yaparken hem vasiyetnameden dönerken hem de tapuda ölünceye kadar bakma akitlerini gerçekleştirirken sağlıklı irade ile doktor raporu almış olarak işlem yaptığının açık olduğunu, yaptığı işlemlerin iradesine uygun işlemler olduğunu, davacıların kendisi ile yeterince ilgilenmemeleri ve davalıların da kendisine çok iyi bakıyor olması nedeniyle davalıların lehine ölünceye kadar bakma akdi ile taşınmazlarını devrettiğini, satış gösterilerek bağış yapılmış bir durum söz konusu olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Konya Bölge Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21/03/2022 tarihli, 2022/329 Esas ve 2022/545 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu taşınmazları ölünceye kadar bakma akdi ile davalılara devrettiği, devredilen taşınmazların murisin malvarlığının tamamına yakını olduğu, mirasbırakanın bakım ihtiyacını daha az sayıda taşınmazlardaki paylarını vererek karşılaması mümkün iken makul nispetten fazla taşınmazını temlik ettiği, devredilen taşınmazların toplam değerleri ve muris adına kayıtlı çok küçük bir hisseli taşınmaz kaldığı dikkate alındığında makul sınırın aşıldığı sonucuna varıldığı, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, ortada muvazaalı bir işlemin söz konusu olmadığını, davanın kabulüne ilişkin kararın hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin de aynı yöndeki değerlendirmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.2.2. Bilindiği üzere muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde harcı ikmal edilen bu değer üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi, yine bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.

3.2.3. Diğer taraftan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.2. Somut olayda; dava konusu taşınmazların tamamının keşfen belirlenen değeri 765.000 TL olup (dava konusu 1 no.lu bağımsız bölümün ½ payı muristen davalılara devredilen kısım olup, Mahkemece tamamının değeri üzerinden hesaplama yapılmış olması hatalıdır) kabul edilen miras paylarına (3/5) isabet eden 459.000 TL üzerinden nispi karar-ilam harcına hükmedilmesi gerekirken fazla karar-ilam harcı alınması doğru olmadığı gibi, hüküm kurulurken atıf yapılan veraset ilamının dosya ve karar numarasının yanlış yazılmış olması da isabetsizdir.

3.3.3. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. SONUÇ

1. (V/3.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2. (V/3.3.2-3) no.lu paragraflarda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/75 Esas, 2022/545 Karar sayılı, 02/12/2021 tarihli hükmünün; 2. ve 3. fıkraları hüküm yerinden çıkarılarak yerine

"2- Dava konusu Aksaray ili ... ilçesi .... Mahallesi 589 ada 46 parsel birinci kat 7 no.lu bağımsız bölüm, zemin kat 5 no.lu bağımsız bölüm, ikinci kat 9 no.lu bağımsız bölüm, ikinci kat 10 no.lu bağımsız bölüm, bodrum kat 1 no.lu bağımsız bölümün davalılar adlarına olan tapu kayıtlarının mirasbırakan ...’a ait Aksaray 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/227 E -2020/264 K sayılı ve 20.02.2020 karar tarihli veraset ilamındaki davacıların payı oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına”

“3- Alınması gereken 31.354,29 TL harçtan peşin alınan 14.344,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.009,89 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına” cümlelerinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesine ait hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.