"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : DURAĞAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 06/04/2022 tarihli, 2022/505 Esas ve 2022/822 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ......’nin maliki olduğu 29 ve 120 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarını 2002 yılında, 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 2005 yılında, 31 parsel sayılı taşınmazını ise 2009 yılında ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalı ...'e temlik ettiğini, davalının, murisin ikinci eşinin ilk evliliğinden olma oğlu olduğunu, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, köyde bir dönem muris ile oturduğu evi bedeli karşılığında satın aldığını, ölünceye kadar bakım akdinin tüm şartlarını eksiksiz yerine getirdiğini, murisin ölmeden önceki son iki yılında kendisi ile Kastamonu’da yaşadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Durağan Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/03/2018 tarihli ve 2016/116 E., 2018/103 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden; tapu kayıtları incelendiğinde söz konusu taşınmazın davalıya olan devrinin ölünceye kadar bakma akdi değil, satış akdi ile olduğu ve satışın muvazaalı olduğunun dava dilekçesinde iddia edilmediği gerekçesi ile bu parsel yönünden davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden; yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı olduğu iddiasının sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davalı tarafından adli yardım talepli ve davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 6.7.2018 tarihli ara karar ile; davalının adli yardım talebini HMK’nın 334 vd maddeleri uyarınca reddederek, davalı vekilinin eksik olan istinaf başvuru harcı ile istinaf nispi harcını yatırması için HMK’nın 344.ve 352.maddeleri gereğince dosyanın geri çevrilmesine karar vermiş, nispi harcın yatırılmaması üzerine yerel mahkemece 30.10.2018 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 19/04/2019 tarihli ve 2019/801 Esas, 2019/834 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin 30.10.2018 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun süresinde olmadığından ...nın 352.maddesi gereğince usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-a-4 ve 114/2.maddesi ile HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Durağan Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Durağan Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2021 tarihli ve 2019/62 Esas, 2021/139 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın çekişmeli taşınmazları temlikteki gerçek amacının mirasçısı davacıyı miras haklarından mahrum bırakarak taşınmazlarını davalı ...'e intikal ettirmek olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilmiş olan kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu 31 parsel açısından öncelikle davacının dava dilekçesinde açık bir şekilde dava konusu 31 parselin ölünceye kadar bakım vaadi sözleşmesi ile müvekkili davalıya devredildiğini ve ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescilini talep ettiğini, ancak 31 parselin muris tarafından müvekkili davalıya satış suretiyle devredildiğini, davacının 31 parsel yönünden muvazaalı satış olduğu gerekçesine dayandırdığı muris muvazaasına yönelik sonraki yeni iddialarının, savunma ve iddia genişletme yasağı kapsamında kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca davacının muvazaa iddiasına karşılık olarak dosyada muvazaa olgusuna yönelik hiçbir delil bulunmadığını, müvekkili davalı ile muris arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, sadece satış bedelinin düşük olmasından kaynaklı olarak muvazaa olgusuna dayanılmasının hukuka uygun düşmeyeceğini, dava konusu 120 ada 5 ve 29 parsel ile 105 ada 1 parsel açısından ise bu taşınmazların muris tarafından ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapılarak müvekkili davalıya devredildiğini, bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasının yalnızca mirasbırakan tarafından ileri sürülebileceğini, ayrıca tanıkların bir kısmının müvekkili davalının murise bakmadığını iddia etmekte ise de bir kısmının da müvekkili davalının murisi bakıp gözettiğini belirttiklerini, müvekkili davalının murisi bakıp gözetmediğini söyleyen tanıkların dahi murisin son zamanlarını davalının yanında geçirdiğini, davalının murisi kendi ikametine getirdiğini beyan ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/04/2022 tarihli, 2022/505 Esas ve 2022/822 Karar sayılı ilamı ile; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 120 ada 5, 105 ada 1 ve 29 parselin dairenin kaldırma kararının öncesinde de davacı lehine tapu kayıtları iptal edilmekle önceki Yerel Mahkeme kararına davalı istinafı bulunmadığından kabul kararının bu parseller yönünden davacı için usulü müktesep hak olmasına göre, İlk Derece Mahkemesince tüm parseller açısından davanın kabulüne karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış akdi ve ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesinin (IV/6.) paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı 13.777,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.