Logo

1. Hukuk Dairesi2022/448 E. 2022/2583 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazının, tasarruf edene ait mirasçıların bulunmaması nedeniyle Hazine'ye mi yoksa vakfa mı kalacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi ve 2888 sayılı Yasa'nın 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Yasa'nın 29. maddesi uyarınca, 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazine'ye intikalinin mümkün olmadığı ve mirasçı bırakmayan tasarrufçunun ölümü halinde taşınmazın vakfa ait olacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/07/2018 tarihli 2018/95 Esas 2021/632 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... İdaresi, 37 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 390/540 payının Abdullah kızı ....., 150/540 payının ise....Ağas.....Vakfı adına kayıtlı olduğunu, Hazinenin .....’in mirasçılarından, mirasçı bırakmaksızın ölen ve 49/324 paya malik olanların yasal mirasçısı olduğuna ilişkin mirasçılık belgesi almak suretiyle muaraza oluşturduğunu, vakıf taşınmazının Hazineye intikalinin mümkün olmadığını ileri sürerek, çekişme konusu 49/324 payın iptali ile ....Ağası .....Ağa Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın ispatlandığı, 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 11/01/2017 tarihli 2016/6330 Esas 2017/156 Karar sayılı kararıyla; "...Vakıflar Genel Müdürlüğünün 27.10.2009 tarihli ve 1883 sayılı yazısında, "...Söz konusu taşınmazların kadastro tespitinden önce tamamının .... kızı ...diğer adı.... adına kayıtlı iken, Şaban 1235 tarihinde vefatı ile taşınmazların 540 hisse itibariyle 360 hissesinin...ve ....a ve 180 hissesinin kızı...ye, ....’nin .... 1294 tarihinde vefatı ile oğulları .....’e’ kaldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca..... mirasçılarının araştırılarak sağ olup olmadıklarının, ölmüşlerse ölüm tarihlerinin ve mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanarak hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 18/01/2018 tarihli 2017/2456 Esas 2018/385 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17/07/2018 tarihli ve 2018/95 Esas 2018/632 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı sonrasında Mahkemece husumet yönünden araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile sonuca giderek karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.”

6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 588. maddesi; “Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.

Gaiplik kararı verilebilmesi için gerekli ilan süresinde hiçbir hak sahibi ortaya çıkmazsa, aksine hüküm bulunmadıkça, gaibin mirası Devlete geçer. Devlet, gaibe veya üstün hak sahiplerine karşı, aynen gaibin mirasını teslim alanlar gibi geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.

6.2.3. 22/09/1983 tarihli 2888 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Yasa’nın 29. maddesinde, Medeni Kanun’un 501. maddesindeki Hazinenin mirasçı olacağı yönündeki genel hükmünden ayrılmak suretiyle "mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlarda maliklerin bu Yasa’nın yürürlük tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edipde bu husus tapu kaydına bağlanmış bulunan taşınmazlar ayrık bırakılmış tapuda intikal işlemleri yapılmamış olan taşınmazların mahlulen vakfına rücu edeceği" kuralı getirilmiştir. Bu nedenle, 2888 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihi 24/9/1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanağın kalmadığı sonucuna ulaşılmalıdır.

Öte yandan, daha önce Hazine üzerine oluşan tapu kayıtlarının iptal edilememesi için de; taşınmazın önce mutasarrıfına geçip özel mülk haline gelmesi, mal sahibinin mirasçı bırakmadan ölmesi ve 2888 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce tapuda Hazine üzerine yazılması gibi üç koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir. Vakıflar Yasası’nın tasfiye hükümlerinin işlemesinden önce vakıf malın kuru mülkiyetinin mutasarrıfa geçtiğinden, mutasarrıfın tam malik sıfatını kazandığından söz edilemez. Anılan Yasa’nın 29. maddesinde açıklanan koşullar gerçekleşmeden, mirasçı bırakmaksızın ölen kişi malik olamayacağı gibi tasarruf hakkı dahi sona ereceğinden taşınmazın mülkiyetinin Hazineye geçtiği ileri sürülemez. Aynı şekilde mutasarrıfı kaçak ve yitik kişi durumuna düşen taşınmazların mülkiyetinin de metruken vakfına dönmesi asıl olup hiçbir surette Hazineye geçmesine yasal olanak yoktur.

6.3. Değerlendirme

Kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 30/03/2022 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.