"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/336 E., 2022/88 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli 2016/13880 Esas 2020/2166 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyünde 1951 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, sınırları dava dilekçesinde gösterilen ve çevresinde davacının zilyet ve hissedar olduğu 120 ada 47,48,96 ve 97 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu, tespit dışı bırakılan kısmın davacının babası tarafından imar- ihya edildiğini ve taşınmaza davacının uzun süredir zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu kısmın davacı ... tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılardan Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle, dava konusu yerin dere yatağı ve taşkın saha içerisinde kalan özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.2012 tarih ve 2007/197 Esas 2012/22 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunun eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 19.450,28 m2'lik yerin davacı ... tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.02.2013 tarih ve 2012/8124 Esas, 2013/1387 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, jeoloji bilirkişi raporunda krokinin bulunmadığı, fen bilirkişi raporunda eski ve yeni Menderes Nehri'nin akış yerlerinin gösterilmediği, hava fotoğraflarının incelenmediği, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilecek paftalara göre taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi, Menderes Nehri'nin kıyı kenar çizgisi ile ilgili kroki temin edilerek jeoloji ve harita mühendisinden Menderes Nehri'nin eski ve yeni yatağın krokide gösterilmesinin istenilmesi, ondan sonra iddia ve savunma kapsamında tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.05.2016 tarih ve 2013/259 Esas, 2016/454 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunun eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 19.650,39 m2'lik yerin davacı ... tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarih ve 2016/13880 Esas, 2020/2166 Karar sayılı kararı ile; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması ile Koçarlı Belediyesi hakkındaki davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti çalışmaları sırasında Menderes Nehri'nin geçmesi nedeni ile tescil harici bırakıldığı ancak daha sonra Menderes Nehri'nin yatak değiştirdiği, davacı tarafından taşınmazın imar ve ihya edilmek sureti ile tarım arazisi niteliğine kavuşturulduğu davacı tarafından 20 yılı aşkın bir süredir aralıksız ve nizasız malik sıfatı ile zilyet edildiği, taşınmazın orman ile bir ilgisi olmadığı, TMK'nın 713 üncü madde ve 3402 sayılı Kanun'un14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 19.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunun eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 19.650,39 m2'lik yerin davacı ... tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMK'nın 708/1 inci maddesinin; “ Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazi Devlete ait olur.” hükmü gereği bu tür taşınmazlar kendiliğinden oluşan taşınmaz niteliğinde olduğundan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu ve bu yerlerin TMK'nın 713 üncü maddesi kapsamında kazanıma elverişli alanlardan olmadığını, dava konusu yerin Menderes Nehri'nin yatak değiştirmesi sonucu kendiliğinden oluşan arazi olduğunun anlaşılması halinde TMK 708/1 inci maddesi gereği Hazine adına tescilinin gerekeceğini, belli yıl aralıkları ile Menderes nehrinde taşkınlar oluştuğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, nehir yatağı olan taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını,araştırmanın yetersiz olduğunu, nizasız ve fasılasız 20 yıllık kullanım koşulunun oluşmadığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
F.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.03.2013 tarih ve 2012/8-869 E., 2013/375 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi bir yerin imar-ihya ile kazanılabilmesi için öncelikle taşınmazın orman sayılmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerden olması gerekir. Kamu hizmetine tahsis, hukuken olabileceği gibi fiilen de olabilir. Kamu hizmetine tahsis edilmeyen, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, orman sayılmayan çalılık, makilik ve fundalık gibi topraklar imar ve ihyaya müsait olan yerlerdir. 3402 sayılı Kanun'un 16/A maddesinde belirtilen hizmet malları, 16/B maddesinde belirtilen orta malları, yollar, meydanlar ile 16/C ve 16/D maddelerinde belirtilen taşınmazların imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir.
Nitekim, nehir ve çay gibi akarsuların eski (terk edilmiş, metruk) yatakları, kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Ancak bu yerlerin koşulları oluştuğu takdirde imar ve ihya ile kazanılması mümkündür. Buna karşılık aktif nehir, çay yatakları etki alanında bulunan yerlerin imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir (HGK'nun 02.10.1996 gün ve 1996/20-429 E., 1996/643 K.; HGK'nun 18.02.1998 gün ve 1998/4-122 E., 1998/138 K. sayılı ilamları).
... ilçesi ... çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Menderes Nehir yatağı vasfı ile tescil dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni ile büklüm tipi akarsularından olması dikkate alındığında nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, Menderes Nehri'nde taşkın olup olmadığı, ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihleri, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamıştır. Ayrıca taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmemiş, yine tereddüte mahal verilmeyecek şekilde Menderes Nehri'nin hangi tarihlerde yatak değiştirdiği, taşınmazın hangi tarihlerde nehrin etkisine maruz kaldığı kesin olarak ortaya konulmadığı gibi tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, öncelikle taşınmaz bölümünün imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ... ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeler dosya arasına getirtilmeli; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden taşınmazın sınırında bulunan Menderes Nehrinde ıslah veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı,nehrin yatak değiştirip değiştirmediği ve nehirde taşkın olup olmadığı hususları sorulmalıdır.
Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik jeolog mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, davacı ya da başkaları tarafından toprak getirtilip doldurulup doldurulmadığı, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, sel baskını olup olmadığı, en son sel baskının ne zaman olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya edilip edilmediğini, imar-ihya edilmiş ise imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmazın halen nehir yatağı vasfında olup olmadığını belirten, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerinde taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmelidir.
Mahkeme hâkiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
3 kişilik Jeolog bilirkişi kurulundan zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın nehir yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif nehir yatağında kalıp kalmadığı, nehir yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve nehrin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı hususlarında kot farkını da gösterir, önceki raporu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, imar- ihya edilip edilmediği, imar-ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli,bundan sonra ıslah çalışmasının tamamlandığı tarih ile dava tarihi arasında kazanmaya yeterli zilyetlik süresinin geçip geçmediği üzerinde durulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 Sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
05.03.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
...