Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4780 E. 2024/467 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra çocukları arasında yapılan taksimle davalıların adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların da miras paylarının bulunup bulunmadığı ve tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescil edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın sağlığında davalılara hibe ettiği iddia edilen bazı taşınmazlar yönünden, davalıların zilyetliğini devralıp almadıkları ve mirasbırakanın hibe edip etmediği hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiği, diğer bazı taşınmazlar yönünden ise iptal ve tescile karar verilirken hangi paydaştan ne kadar payın iptal edilip davacı adına tescil edileceğinin hükümde açıkça belirtilmesi gerektiği gözetilerek, karar kısmen bozulmuş, kısmen düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1003 E., 2021/1172 K.

DAVACILAR : ..., ... vekili Avukat ...

DAVALILAR : ..., ... vekili Avukat ..., ..., ...,

..., ..., ...,

..., ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Kabul-İlk Derece Mahkemesi Kararı Kaldırılarak Kısmen Kabul Kısmen Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/150 E., 2021/152 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım davalıların istinaf başvurusunun hükmün ferilerine yönelik olarak kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 1, 108 ada 7, 109 ada 12, 114 ada 1, 117 ada 2, 119 ada 3, 122 ada 1, 123 ada 3, 132 ada 1, 139 ada 10 ve 16, 174 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ...; 107 ada 5 ve 6, 111 ada 1, 114 ada 2, 117 ada 1, 112 ada 26, 109 ada 14, ve 164 ada 10 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ...; 108 ada 8 ve 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ...; 109 ada 11, 112 ada 24 ve 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ... adına; 110 ada 7, 114 ada 3 ve 9, 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ... adına; 108 ada 9, 109 ada 13, 164 ada 9, 174 ada 2, 116 ada 2, 119 ada 2 ve 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ... adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların davacıların mirasbırakanı ...’ten intikal ettiğini ve davacıların da taşınmazlarda miras paylarının bulunduğunu, kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmazların tamamının mirasbırakanın erkek çocukları ile 2012 yılında ölen oğlu ...'un eşi ... adına tespit edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili; mirasbırakana ait taşınmazların mirasçılar arasında rızai olarak taksim edildiğini, yirmi yılı aşkın süredir taksime uygun şekilde taşınmazların nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığını, taksim doğrultusunda davacı ... adına ... parsel, davacı ... adına da 139 ada 11, 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazların tespit edildiğini, hatta rızai taksim sırasında davacılara verilen ancak bakmadıkları için ormana dönüşen ve bunun sonucunda da kadastro sırasında orman olarak sınırlandırılan fındık bahçeleri de bulunduğunu, davacılardan ...'in Avustralya'da, ...'un ise İstanbul'da yaşadığını, mirasbırakandan kendilerine kalan fındık bahçelerine bakamadıklarını ve imar edemediklerini, dava konusu taşınmazların tamamının mirasbırakandan kalmadığını, dava konusu 106 ada 1, 119 ada 3, 122 ada 1, 123 ada 3, 174 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazların davalı ... tarafından dayısından satın alındığını, bu taşınmazların mirasbırakan ile bir ilgisinin bulunmadığını, dava konusu 110 ada 7 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... tarafından orman vasfında iken fındık bahçesine dönüştürüldüğünü ve yirmi yılı aşkın süredir nizasız şekilde kullanıldığını belirterek davanın reddini istemişler; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakan ...'ün sağlığında çocukları arasında paylaşım yaparak taşınmazlarını paylaştırmadığı, mirasbırakanın ölümünden sonra tüm çocuklarının bir araya gelerek yapılmış bir taksim bulunmadığı, mirasbırakanın oğulları olan davalıların kendi aralarında taksim yaparak bir kısım dava dışı taşınmazları kız kardeşleri olan davacılara ayırdıkları, sonuç olarak mirasçılar arasında geçerli bir taksim yapılmadığı ancak davalı ... adına tespit edilen dava konusu 106 ada 1, 119 ada 3, 122 ada 1, 123 ada 3, 174 ada 4, 174 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ile davalı ... ve dahili davalı ... adına kayıtlı olan 174 ada 2, 116 ada 2, 119 ada 2, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...'ten intikal etmediği, davalılar tarafından bir kısım taşınmazın ağaçlık olduğu ve kendileri tarafından imar-ihya edildiğine dair savunmada bulunulmuş ise de bu taşınmazların da mirasbırakandan intikal ettiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; 108 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davalı ...'e, 117 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin ...'e, 114 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davalı ...'e, 114 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin ...'e, 108 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin ...'e ait olduğuna dair tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama giderlerinin oranlanmadığını, davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmediğini, rızai taksim sonucu taşınmazların 20 yılı aşkın süredir kullanıldığını, bu taksim sonucu davacılar adına da taşınmaz tescil edildiğini, davacıların kendilerine taksimen isabet eden taşınmazlar ile ilgilenmediklerini, bu nedenle bir parça fındık bahçesinin de bu şekilde orman olarak tespit edildiğini, davacıların taşınmazları ile ...’un ilgilendiğini ve kendilerine fındık gönderdiğini, bu hususların tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile de sabit olduğunu, 110 ada 7 parsel sayılı taşınmazın öncesinde orman olduğunu ve davalı ... tarafından fındık bahçesi haline getirildiğini, davalıların evlerinin bulunduğu ... ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazların ise mirasbırakan tarafından davalılara bağışlandığını, nitekim Karadenizde köyde ikamet eden erkek evlada evlendiğinde ev yeri bağışlandığını, bu yerlere de erkeklerin ev inşa ettiklerini, bağışlama işleminin göz ardı edildiğini, anılan taşınmazlara evlerin mirasbırakanın sağlığında inşa edildiğini, mirasbırakanın bu taşınmazları bağıştan sonra kullanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kabul/red oranına göre paylaştırılmayarak tamamının davalılardan tahsiline karar verilmesi ve ayrıca kabul kararı verilen taşınmazlardaki davacıların paylarının keşfen belirlenen değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken fazla harca hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun hükmün ferilerine yönelik olarak kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13 üncü, 14 üncü ve 15 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dava konusu ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 1, ... ada 1, 139 ada 10 ve 139 ada 16 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile, 108 ada 7, 109 ada 12, 114 ada 1 ve 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye binaen davalı ... adına; 110 ada 7, 114 ada 3, 133 ada 1 ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye davalı ... adına; 109 ada 14, 111 ada 1, 114 ada 2, 117 ada 1, 112 ada 26 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye binaen, 107 ada 5, 107 ada 6 ve 164 ada 10 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ...; 108 ada 8 ve 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye binaen davalı ... adına; 109 ada 11, 112 ada 24 ve 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye davalı ... adına; 108 ada 9, 109 ada 13 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kaydı ile harici hibeye binaen, 164 ada 9, 174 ada 2, 116 ada 2, 119 ada 2 ve 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına tespit edildiği, tespitlerin 27.01.2012 tarihinde kesinleştiği; mirasbırakan ...’ün 1995 yılında öldüğü, geride kızları olan davacılar ..., ... ve dava dışı ... ile oğulları olan davalılar ..., ..., ... ve 2012 yılında ölen oğlu ...’un eşi davalı ... ve dahili davalı kızı ... , 2012 yılında ölen oğlu ...’ın çocukları davalılar ...,...,...’nin mirasçı olarak kaldığı, davalı ... adına tespit edilen dava konusu 106 ada 1, 119 ada 3, 122 ada 1, 123 ada 3, 174 ada 4, 174 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ile davalı ... ve dahili davalı ... adına kayıtlı olan 174 ada 2, 116 ada 2, 119 ada 2, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...'ten intikal etmediği gerekçesi ile anılan taşınmazlar yönünden davanın reddine, kalan taşınmazlar yönünden iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalılar ... ve ... tarafından istinaf ve temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Hemen belirtmek gerekir ki, temyiz eden davalı ... adına kayıtlı dava konusu 132 ada 1, 139 ada 10 ve 139 ada 16 parsel sayılı taşınmazların tarafların mirasbırakanı ...’ten intikal ettiği ve mirasbırakanın ölmünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir taksim bulunmadığı gözetilerek anılan taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar ... ve ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

4. Davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü maddesinin A fıkrasında, tapuda kayıtlı taşınmaz malın, kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa kayıt sahibi adına, kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına tespit edileceği düzenlenmiş olup davalı ... adına tespit edilen dava konusu 108 ada 7, 109 ada 12, 114 ada 1 ve 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile davalı ... adına tespit edilen dava konusu ... ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazların Şubat 1953 tarihli tapu kayıtlarına göre tarafların mirasbırakanı ...’e ait iken mirasbırakanın anılan taşınmazları 1992 yılında haricen davalılara hibe ettiğinden bahisle davalılar ... ve ... adına tespit edildiği, belirtilen taşınmazlardan 108 ada 7 parselin üzerinde 3 katlı betonerme bina ve depo, 114 ada 9 parselin üzerinde 2 katlı betonerme bina bulunduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ...’ın mirasbırakanın ölmeden önce oğlu ...’e yer verdiğini, ... dışındaki diğer oğullarının ... öldükten sonra bir kısım taşınmaz üzerine ev yaptıklarını, tespit bilirkişisi olarak dinlenen ... ...’ün mirasbırakanın sağlığında sadece davalı ...'a ev yapması için yer verdiğini, dava konusu 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanın sağlığında davalı ...’a gösterdiği taşınmaz olduğunu, davalı tanığı olarak dinlenen ...’in dava konusu 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanın sağlığında ev yapması için davalı ...'a gösterildiğini ve davalının mirasbırakanın sağlığında taşınmaza ev yaptığını, davacı tanığı olarak dinlenen ...’nın mirasbırakanın sağlığında davalı ...’a 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ev yapması için gösterdiğini ve ...’ın mirasbırakanın sağlığında taşınmaza ev yaptığını duyduğunu ifade ettiği görülmektedir.

5. Hal böyle olunca; dava konusu 108 ada 7, 109 ada 12, 114 ada 1 ve 117 ada 2, 110 ada 7, 114 ada 3, 133 ada 1 ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanın sağlığında kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, mirasbırakanın kadastro tespit tutanağında belirtildiği gibi dava konusu taşınmazları davalı ... ve ...’a 1992 yılında hibe edip etmediği, hibe etti ise davalıların taşınmazların zilyetliğini devralıp almadıkları hususları açıkça saptanarak ve mahalli bilirkişiler ile tanıkların bu yöne ilişkin beyanları arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mirasbırakan ...'ün sağlığında çocukları arasında paylaşım yaparak yerleri çocuklarına bağışlamadığı gerekçesi ile anılan taşınmazlar yönünden yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir.

6. Öte yandan; dava konusu ... ve 164 ada 9 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan ... adına tespit edildiği, taşınmazların 2013 yılında intikal işlemine tabi tutularak 1/4 payının ..., 3/4 payının ... adına tescil edildiği, doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca iptal tescile karar verilirken hangi paydaştan ne kadar payın iptal edilip davacılar adına tescil edileceğinin hükümde açıkça belirtilmesi gerekirken sadece davacılar adına tescil edilecek pay oranının yazılması da isabetli değildir. Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının dava konusu ... ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

1. Davalılar ... ve ... vekilinin dava konusu 132 ada 1, 139 ada 10 ve 139 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan anılan taşınmazlar yönünden ONANMASINA,

2. Davalılar ... ve ... vekilinin temyizi üzerine re’sen yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün B fıkrasının 3 üncü bendi hükümden tamamen çıkartılarak yerine 3 üncü inci bent olarak ''Dava konusu ... ilçesi, ... 109 ada 13 ve 164 ada 9 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı 2/36 payının tapu kaydının iptali ile 1/36 payın davacı ..., 1/36 payın davacı ... adına; aynı taşınmazlarda dahili davalı ... ... adına kayıtlı 6/36 payın tapu kaydının iptali ile 3/36 payın davacı ..., 3/36 payın davacı ... adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, bakiye payların davalı ... ve dahili davalı ... ... uhdesinde bırakılmasına” cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün anılan taşınmazlar yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

3. Davalılar ... ve ... vekilinin dava konusu 108 ada 7, 109 ada 12, 114 ada 1 ve 117 ada 2, 110 ada 7, 114 ada 3, 133 ada 1 ve 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazları değinilen yönden yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının anılan taşınmazlar yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde onanan hükümler yönünden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.