"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan....'ın adına kayıtlı 11 parsel sayılı taşınmazdaki 9 no.lu bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın gerçek iradesinin kuru mülkiyet satışı olduğunu, mirasçılardan mal kaçırma amacı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2016/350 E., 2019/408 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın keşfen saptanan temlik tarihindeki değeri ile satış değeri arasında fahiş fark bulunduğu, davalının ödeme savunmasını destekler delil ibraz etmediği, taşınmazın intifa hakkı saklı olarak devredilmiş olmasına rağmen mirasbırakan tarafından kullanılmadığı, mirasbırakanın torunu olan davalıyı çok sevdiği, buna karşın davacı ile aralarında yıllardır süren bir küslük olduğu, tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, müvekkilinin temlik tarihinde taşınmazın çıplak mülkiyeti için 80.000 TL ödeme yaptığını, Mahkemece taşınmazın kuru mülkiyeti dikkate alınmadan değer tespiti yapıldığını, müvekkilinin Citibankda yüksek maaşla çalıştığını, alım gücü bulunduğunu, temlikten bir hafta sonra mirasbırakanın Ziraat Bankası hesabına yatırılan 48.691 TL’nin taşınmaz bedeli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 14.04.2022 tarihli 2020/578 E., 2022/701 K., sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, akit tarihine göre yurt dışında yeni çalışmaya başlayan davalının taşınmazı alabilecek bir gelirinin olmadığı, taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile akitte gösterilen değer arasında fahiş fark bulunduğu, tanık beyanlarına göre murisin davacıyla küs olduğu, buna karşın torunu olan davalıyı çok sevdiği, mirasbırakanın davalıya tapuda satış gibi göstermek suretiyle yaptığı temlikin, 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.977,13 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 01.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.