"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECEMAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın eski 860 parsel (ifraz ve taksim sonucu yeni 1121 parsel) sayılı taşınmazdaki ½ payını ve 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını mirastan mal kaçırma amacıyla tek oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, temlik tarihi itibariyla mirasbırakanın bakım ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da bakım borcunu yerine getirmediğini, ölümüne yakın kendi işlerini halledemeyecek duruma gelen mirasbırakana davacı ...’in vasi olarak atandığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.05.2018 tarihli ve 2017/477 E., 2018/286 K. sayılı kararıyla; temlikin bakım karşılığında gerçekleştirildiği, temlik harici terekenin bulunduğu ve bakım akdinin ivazlı nitelikte olması nedeniyle tenkisinin de istenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.09.2018 tarihli 2018/1302 E., 2018/1608 K., sayılı kararıyla; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, temlikin kız çocuklardan mal kaçırma amaçlı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 19.01.2021 tarihli ve 2018/4939 E., 2021/238 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince, mirasbırakanın temlik harici terekesinin değeri tespit edilmediğinden, temlik edilen taşınmazların makul sınırda kalıp kalmadıkları görülememektedir. Hal böyle olunca, temlik dışı terekenin değeri tespit edilerek, temlik içi terekenin mirasbırakanın tüm mamelekine oranı ve bunun makul karşılanabilecek sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve ondan sonra hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.05.2022 tarihli ve 2021/411 E., 2022/931 K. sayılı kararıyla; temlik harici terekeyi oluşturan taşınmazların dava tarihindeki toplam değeri 5.007.339,50 TL, dava konusu taşınmazlardan 104 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından devredilen 1/6 payın değeri 315.785,00 TL, 1121 parsel sayılı taşınmazın 379.281,94 TL olarak tespit edildiği, temlik dışı terekenin tespit edilen değeri ile temlik içi terekenin mirasbırakanın tüm mamelekine oranı dikkate alındığında makul karşılanabilecek sınırlar içinde kaldığı, mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırma kastı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, açıkça muvazaa olduğunu kanıtlayan deliller bulunduğunu, yapılan temliklerin makul olmadığını, davalının diğer mirasçılara oranla zenginleştiğini, Mahkemece verilen kararın usule aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın;
190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın;
6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3) numaralı parağrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.