"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, ortak mirasbırakan babaları ...’ın 4, 8, 9, 319, 413, 634 ve 386 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakan ile birlikte hayatını sürdürdüğünden ve onun tüm işlerini, bakımını yaptığından dolayı dava konusu taşınmazların uygun bir bedel karşılığında kendisine satıldığını, alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kadınhanı Asliye Mahkemesinin 30/11/2021 tarihli ve 2020/84 E., 2021/352 K. sayılı kararıyla; satışın gerçek olduğu, davalının alım gücünün bulunduğu, mirasbırakanın geride pek çok taşınmazının kaldığı, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, davacı tarafından muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, dosya kapsamı ile muvazaa iddalarının sabit olduğunu, taşınmazların temlik tarihindeki keşfen saptanan değerleri ile akitte gösterilen bedeller arasında fahiş fark olduğunu, taşınmazları alım gücünün varlığını ispatlayamayan davalının sadece traktörden elde ettiği gelirle hem kendisini ve ailesini geçindirip hem de tasarruf ederek bu kadar değerli taşınmazları satın alabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı süresinde delil listesi sunmadığı için kabul etmedikleri halde dinlenen davalı tanıklarının gerçeğe aykırı ve taraflı beyanda bulunduklarını, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 30/11/2021 tarihli ve 2022/662 E., 2022/852 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın davaya konu 4 ve 9 parsel sayılı taşınmazları ile 8 parseldeki 7/8 payının tamamını 22.08.1995 tarihinde; 319, 386, 413 ve 634 parsel sayılı taşınmazları ile dava dışı 429 parsel sayılı taşınmazını 24.08.1995 tarihinde, davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, davalının dava dışı 429 parsel sayılı taşınmazı 2011 yılında dava dışı ...’e devrettiği, 1928 doğumlu mirasbırakan .....’ın 18.10.2004 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ... ile çocukları ..... ve kendisinden önce (1977 ve 1987 yıllarında) ölen çocukları ..... ve ......’dan torunlarının kaldığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. Somut olayda, mirasbırakanın köyün zenginlerinden olup taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davacının da taşınmazları alım gücünün bulunmadığı, taşınmazların davalının kullanımında olduğu, keşfen saptanan değerler ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, muvazaa iddiasının kanıtlandığı anlaşılmakla; süresinde davaya cevap vermeyip, delil bildirmeyen davalının, sonradan bildirdiği delillere davacı tarafından muvafakat edilmemesine rağmen, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek savunmaya değer verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
3.3.3. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın karar veren Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.