"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ....’ün 16 parsel sayılı taşınmazdaki payını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile torunu olan davalıya temlik ettiğini, temlikin kendisinden mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalının taşınmazın hileli olarak devrini sağladığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, küçük yaşlardan itibaren, mirasbırakan anneannesinin yanında kalmaya başladığını, yaşlılığında mirasbırakana baktığını, bakım karşılığı olarak dava konusu taşınmazı kendisine devrettiğini, davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek, reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2018/652 E., 2021/279 K. sayılı kararıyla; davalı tarafın hileli davranışı ile yahut mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile ölünceye kadar bakma akdini yaptığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, mirasbırakanın ölene kadar kendi evinde, bekar kızları .... ve.... ile kaldığını, davalı torunu tarafından bakılmadığını, bakımını kızlarının yaptığını, evde bakım aylığının da ...tarafından alındığını, dava konusu taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu, asıl amacın bağış ve mirasbırakan adına bakım aylığı alabilmek olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11.04.2022 tarihli ve 2021/1121 Esas, 2022/591 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın 16 parsel sayılı taşınmazdaki 100/131 hissesini bizzat 03.05.2013 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile 40.500 TL bedelle davalıya devrettiği, dosya içeriğine göre davalı ve annesi ile birlikte bekar kızların mirasbırakana ölene kadar baktıkları, bakım parasının kızları tarafından alınmasının devrin muvazaalı olduğu sonucunu doğurmayacağı, temlikin muvazaalı olmadığının sabit olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı devir ettikten hemen sonra bakım aylığı ve yoksulluk maaşı bağlandığını, mirasbırakana kimin baktığı hususunda araştırmanın eksik yapıldığını, bakımını kızları ... ve Elif’in yaptığını, dava konusu taşınmazdan da gelir elde ettiğini, taşınmazın 10 dönümünü fiilen müvekkilinin kullandığını, davalıdan payını kendisine devretmesini istediğinde tarım arazisinin bölünme şartları oluşmadığından pay devrinin gerçekleşmediğini, bunun üzerine niza çıktığını, müvekkili ile eşinin mirasbırakan ile aralarında husumet olduğunu, husumetin müvekkilinin çocuğu olmamasından kaynaklandığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611 inci maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan Selver’in 16 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazdaki 100/131 payını 03.05.2013 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı torunu İbrahim’e temlik ettiği, mirasbırakanın 23.09.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları davacı ... ile dava dışı ..., ... ve ...’nin kaldığı, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki toplam değerinin 1.946.772,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
3.3.2. Yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Mirasbırakanın davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği taşınmaz dışında temlik tarihinde üzerinde malvarlığı bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Temlik tarihinde tüm malvarlığı araştırılarak mirasbırakanın maliki ve paydaşı olduğu taşınmazların rayiç değerlerinin bilirkişi raporu ile saptanması, bu taşınmazlar ile ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazın temlik tarihi itibariyle değeri esas alınarak yapılan devrin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, mirasbırakanın temliklerdeki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenle; davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.