"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, aralarında ticari alışveriş bulunan dava dışı ... ...’den yüksek oranda faizle senet karşılığında borç para aldığını, borcu için dava konusu 2015 ada 4 parseldeki taşınmazlarına ipotek tesis edildiğini, zaman içerisinde borcunu ödeyemeyecek duruma geldiğini, ...’ın; bankalara olan kredi borçlarının kapatılmasını, aksi halde gayrimenkullerin tamamını kaybedeceklerini, bu durumda kendi alacağını da alamayacağını belirterek hem banka satışlarının önüne geçmek, hem de kendi alacağını kurtarabilmek için mevcut tapuların kendisine devredilmesi konusunda yoğun baskı kurması neticesinde, taşınmazdaki 1, 2 ve 3 no.lu bağımsız bölümlerini dava dışı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, 20/06/2016 tarihli protokol gereğince, dava dışı ...’ın bankalara olan risklerini kapattıktan sonra kalan bakiyeyi kendisine ödemesi gerekir iken, banka risklerinin devirden yaklaşık 25 gün sonra kapatıldığını ancak, ... tarafından kendisine başka bir ödeme yapılmadığını, taşınmazlarını dava dışı ...’a haciz baskılarından kurtulmak, bununla birlikte ticari faaliyetini normale döndürebilmek inancıyla devrettiğini, ...’ın asıl amacının hata, hile ve gabin yoluyla taşınmazları ele geçirmek olduğunu, ... tarafından kendisine karşı tahliye davası açıldıktan sonra kendisinin de ona karşı tapu iptali ve tescil davası açtığını, dava dilekçesinin ...’a tebliğ edildiği gün ...’ın taşınmazları dava dışı 3. kişi ...’a devrettiğini, ... tarafından da davalı ...’ya temlik edildiğini, taşınmazların satış bedellerinin gerçek değerlerinin çok altında olduğunu, taşınmazlar üzerine dava dışı ...’ın sahibi olduğu dava dışı ... ... ve ....Ltd. Şti. adına, dava dışı ... Bankası lehine ipotek tesis edildiğini, davalının bu ipoteği bilerek, görerek satın aldığını, davalının taşınmaz bedellerini ödemek için verdiği çeklerin akrabası olan dava dışı ...’ye ait olduğunu, ...’ın ise dava dışı ... ile ortak ... yaptığını, davalının dava dışı ... ile el ve ... birliği içerisinde hareket ettiğini, şikayeti sonucunda dava dışı ... hakkında tefecilik suçundan ceza yargılaması yapılmakta olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazları tapu siciline güvenerek ve bedellerini ödeyerek satın aldığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, aynı taşınmazlara ilişkin olarak davacı tarafından tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan ve aşamada tazminat isteğine dönüştürülen davanın ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/265 Esas sayılı dava dosyasında halen derdest olduğunu belirtip davanın öncelikle dava şartı yokluğundan, aksi durumda esastan reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının taşınmazları ediniminin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyerek, davalının taşınmazları satın aldığını, ancak almış olduğu bu taşınmazları görme, bakma ve değerlendirme gereği dahi duymadığını, davalının, hiç görmediği ve içerisinde halen davacının ikamet ettiği taşınmazı, dava dışı ...'a ait şirket borcundan dolayı tesis edilen ipotekle birlikte gerçek değerinin çok altında bir bedelle almış olduğu nazara alındığında yapılan bu satış işleminin kötü niyet barındırdığını ve taraflar arasında muvazaa ilişkisi bulunduğunun açık olduğunu, taraflar arasındaki tüm bu iddialar ile muvazaa ilişkisi, dava dışı kişiler ile davalının daha evvel tanıştıkları ve danışıklı olarak bu devir işlemlerini yaptıkları nazara alınmaksızın davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının çekişme konusu taşınmazların dava dışı ... tarafından satılması hususunda iradesinin bulunduğu, davacının kendisine karşı dava açılması ve satış bedelinden artan kısmın kendisi ile paylaşılmaması üzerine eldeki davayı açtığı, davalının taşınmazları ediniminin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, "Dava Konusunun Devri" başlıklı 125. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'in maliki olduğu 2015 ada 4 parseldeki 1, 2 ve 3 no.lu bağımsız bölümleri 21.06.2016 tarihinde dava dışı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, ...'ın taşınmazları 26.07.2018 tarihinde dava dışı ..., ... de 10.08.2018 tarihinde davalı ...'ya devrettiği, davacı ... tarafından başta ilk el ...'a karşı eldeki davada ileri sürülen iddialar ile aynı taşınmazlara ilişkin olarak hile hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davanın ... ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/265 Esas sayılı dosyasında görülmekte olduğu, geri çevirme ile Dairemize gönderilen kayıtlardan anılan davanın yargılaması sırasında taşınmazların iki kez el değiştirdiği ve davacı vekilinin 13.06.2019 tarihli duruşmada, davalarını davalı ...'a karşı tazminat davası olarak devam ettirdiklerini bildirdiği, aşamada Mahkemece, eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır.
2. Davacının ... ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/265 Esas sayılı davasını HMK'nın 125. maddesinde düzenlenen hakkını kullanarak önceki malike karşı tazminat davasına dönüştürdüğü, artık yeni malike karşı tapu iptali tescil isteğinde bulunamayacağı gözetildiğinde davanın reddi bu gerekçe ile sonucu itibariyle usul ve kanuna uygun olduğundan davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.