Logo

1. Hukuk Dairesi2022/49 E. 2022/2343 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’in 239 ada 38 ve 644 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarını 1/2’şer paylarla oğulları ... ve ...’e satış göstermek suretiyle devrettiğini, ... ve ...’in ölümü ile de taşınmazların davalı mirasçılarına intikal ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını satmaya ihtiyacı olmadığı gibi oğullarının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakanın oğulları ... ve ... ile birlikte çiftçilik ve hayvancılık yaparak aynı çatı altında geçimlerini sağladıklarını, mirasbırakanın oğullarının haricindeki mirasçıların edinilen mallar üzerinde hiç bir katkı ve paylarının bulunmadığını, 1950'li yıllarda sağlığı bozulan mirasbırakanın artık çalışamadığını, ... ve ...’in çiftçilik ve hayvancılıktan elde ettikleri gelirleri mirasbırakana verdiklerini, taşınmazların da bu kazançlar ile satın alındığını, temliklerdeki amacın mal kaçırmak olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temliklerin mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Mahkemece mirasbırakanın başka taşınmazı bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, mirasbırakanın, davacıların mirasbırakanı kızı ... dışındaki dört çocuğuyla aynı çatı altında yaşadığını, ancak kızlarına hiç mal bırakmadığını, adına kayıtlı tüm mal varlığını oğullarına devrettiğini, dava konusu taşınmazların kök muris ... tarafından oğulları ... ve ...’e 13.11.1974 tarihinde devredildiğini, taşınmazların temlik tarihindeki gerçek değerleri ile resmi senette gösterilen değerleri arasında fahiş fark olduğunu, kaldı ki, mirasbırakana satış bedeli ödenmediğinin davalıların beyanları ile sabit olduğunu, dava konusu taşınmazları mirasbırakanın kendi kazanımları ile satın aldığını, taşınmazlar satın alındığında ... ve ...’in genç yaşlarda olup, taşınmazların satın alınmasında hiç bir katkıları olmadığını, temlik tarihinde mirasbırakanın 81 yaşında olup, iki ay sonra da öldüğünü, temliklerdeki asıl amacın kız çocuklarından mal kaçırmak olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2020/929 Esas 2021/1277 Karar sayılı kararıyla; davacıların mirasbırakanın 09.09.2016 tarihinde ölen kızı ...’nin çocukları olduğu, davalıların da mirasbırakanın oğulları ... ve ...’in mirasçıları oldukları, davaya konu temlik işleminin 13.11.1974 tarihinde gerçekleştiği, mirasbırakan ...’in 25.01.1975 tarihinde öldüğü, mirasbırakanın oğulları ... ve ...’le birlikte çiftçilik işi ile iştigal ettiği ve birlikte yaşadığı, dosya kapsamı, davacı tanıklarının beyanları nazara alındığında mirasbırakanın adına kayıtlı dava konusu taşınmazları oğulları ... ve ...’e temlik işleminde diğer mirasçılarından mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinin HMK’nın 190/1, TMK’nın 6. maddesi uyarınca ispat edilemediği sonucuna varılmış olup, Mahkemece verilen kararın sonucu itibariyle hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2) no.lu paragrafda yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına (III.) nolu paragrafda yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu bendde yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.