Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5013 E. 2022/7931 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinde tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, yasal süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 06/12/2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davalı asil ... ve vekili Avukat .... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili ve diğer davalı vekili gelmedi.Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 854 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacı Belediyeye ait iken, ihale ile davalı ...'a satıldığını, satışa dayanak teşkil eden meclis kararının İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2009/1410 E., 2010/942 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın iptal kararının sonuçlarını bertaraf etmek üzere davalılar arasında satış gibi gösterilerek kötüniyetli bir biçimde devredildiğini, dava konusu 854 ada 3 no.lu parsel ile yine davalılardan ... adına kayıt ve tescilli 854 ada 4 no.lu parselin tevhiden ifrazı ile 854 ada 9,10,11,12 nolu parsellerin oluştuğunu, dava konusu 854 ada 3 no.lu parselden gelen 854 ada 9 parsel ile 854 ada 10 no.lu parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar tapu siciline güven ilkesi ve iyiniyetli olarak bu taşınmazı edinmeleri nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2019 tarihli ve 2017/277 E., 2019/159 K. sayılı kararıyla; davalıların kötü niyetli olduklarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın satışına yönelik iptal kararının sonuçlarının bertaraf edilmek istenmesi nedeniyle davalılar arasında kötü niyetli olarak devir ve tescil işlemi yapıldığını, Mahkemenin bu hususta yeterli inceleme ve araştırma yapmadığını, Mahkemenin yalnızca tanık beyanlarına itibar ederek davalıların iyi niyetli olduğu kanaatine vardığını, davalı tarafın iddialarını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafın tanık dinletme taleplerine muvafakatları olmadığı halde Mahkemece tanık dinletme taleplerinin kabul edildiğini, davalı tanıklarının beyanlarının da çelişkili olduğunu ve çelişkinin Mahkeme tarafından giderilmediğini, her iki davalının da iptal kararından haberdar olmamalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nitekim Silivri yerel basınında haber konusu olduğunu, davalıların alım gücünün araştırılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 25/02/2020 tarihli ve 2019/1826 E., 2020/272 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 854 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacı ... tarafından davalı ...'a, ... tarafından da davalı ...'ya satıldığı, davalı ...'nun dava konusu taşınmazı satın almadan önce bitişiğinde bulunan 854 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, dava konusu taşınmazı her iki parseli tevhid edip ifraz etmek üzere satın aldığı, davalının taşınmazın yolsuz tescille devredilmiş olduğunu bilebilecek durumda olduğunun kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı gibi, keşfen belirlenen dava değeri üzerinden davalı taraf lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında da kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, tapu iptali ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılacağından, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinin doğru olmadığı, anılan hususun yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/06/2021 tarihli, 2020/1604 Esas, 2021/3007 Karar sayılı kararı ile; “Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tescilinin dayanağı olan idari işlem, yani 06.07.2009 tarihli ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararı idari yargı yerinde iptal edildiğine ve bu karar kesinleştiğine göre, sicilin illetten yoksun hale geldiği, başka bir ifadeyle ilk el konumunda olan davalı ... adına oluşan sicil kaydının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu kuşkusuzdur. Ne varki, son kayıt maliki ... ikinci el konumunda bulunup, TMK'nın 1023. maddesinin koşullarının gerçekleşmesi halinde ediniminin korunacağı tartışmasızdır. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davalı ...’nin aynı yerde 4 no.lu taşınmazın maliki bulunduğu, diğer yönden o bölgede müteahhitlik yaptığı, dosya kapsamından davalı ...’nin taşınmazın Belediyeden davalı ...’a intikalini bilebilecek konumda olmakla iyi niyetli kabulünün mümkün olmadığı gibi kabule göre de davanın niteliği gereği ...’la ...’nin el ve işbirliği içerisinde olduğu kabulüyle davanın ... açısından da kabulü gerekirken reddi doğru değildir. Hâl böyle olunca, her iki davalı açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/03/2022 tarihli ve 2022/1500 E., 2022/483 K. sayılı kararıyla; dava konusu 854 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tescilinin dayanağı olan 06.07.2009 tarihli ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararının idari yargı yerinde iptal edildiği, iptal kararı kesinleştiğinden sicilin illetten yoksun hale geldiği, ilk el konumundaki davalı ... adına oluşan tapu sicil kaydının TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu; ikinci el durumundaki son kayıt maliki ...'nun aynı yerde 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu ve o bölgede müteahhitlik yaptığı, taşınmazın Belediyeden davalı ...'a intikalini bilebilecek konumda olduğu ve iyi niyetli sayılamayacağı, TMK'nın 1023. maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği, davalılar ... ile ...'nun el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri,davalı ... adına kayıtlı dava konusu 854 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile aynı yer 854 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tevhit ve ifrazı sonucu oluşan 854 ada 9, 10, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların 29.04.2016 tarihli ... yevmiye no.lu işlem ile davalı ... adına tescil edildiği, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 20/03/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava konusu 854 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tevhit ve ifraz işlemi sonucunda 854 ada 9 parsel sayılı 1.1156,33 m2 lik taşınmazın tamamı ile 854 ada 10 parsel sayılı 1.000,42 m2 lik taşınmazda 579,32 m2 lik alanı kapsadığının belirlendiği, hüküm kurarken anılan hususların da göz önüne alındığı, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının İstanbul'da ikamet ettiğini, önceki malik ... ile hiç bir akrabalığı ve tanışıklığı olmadığını, davalının Silivri ilçesinde değil, Gaziosmanpaşa ilçesinde müteahhitlik yaptığını, daha önce Silivri ilçesinde inşaat yapmadığını, tanık beyanlarından da açıkça anlaşılacağı üzere taşınmazı emlakçı vasıtasıyla satın aldığını, davalının tescilin yolsuz durumda olduğunu bilebilecek konumda olmadığını, dava konusu taşınmazı almadan önce gerekli araştırmayı yaptığını, taşınmazda tevhid ve ifraz yönünden bir sakınca olup olmadığını araştırdığını, sıkıntılı bir durum olmadığını öğrenmesi üzerine de taşınmazı satın aldığını, daha sonra da tevhit ve ifraz işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu aşamada davacı ... tarafından hiç bir uyarıda bulunulmadığını, davalının taşınmazı satın aldığında tapu kaydında herhangi bir tedbir ve ya şerh bulunmadığını, davalının tapu kaydına güvenerek iyi niyetle taşınmazı iktisap ettiğini, aksi durumun davacı tarafça ispatlanamadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. TMK'nın 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”

6.2.2. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.3. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

(V/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gereklerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı 38.236,32 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan alınmasına, 06.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.