"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1972/271 E., 1973/394 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın işlemden kaldırılması
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ... İli Kentoğlu mevkiinde bulunan 645 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapu kaydının iptali ile zilyetlik sebebiyle kendi adlarına tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı tarafın 23.10.1972 tarihli duruşmaya gelmediği, dosyanın müracaata bırakıldığı, 6 ay içinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle HUMK'un 409 uncu maddesi uyarından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen işlemden kaldırma kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409 uncu maddesi (22.12.1934 tarihli 2606 sayılı Kanunla değişik),
2. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409 uncu maddesi (08.05.1973 tarihli 1711 sayılı Kanunla değişik) ve 1711 sayılı Kanunun geçici maddesinin son fıkrası,
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Dosyanın işlemden kaldırılmasına dair karara ilişkin Mahkeme dosyasının imha edildiği, 4473 sayılı Yangın, Yer Sarsıntısı, Seylap ve Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 30.01.2006 tarih, 107 numaralı Genelgesi uyarınca dosyanın yenilenmesi için dosyanın Mahkemece aranıp bulunamamasından ötürü tutanak düzenlenmesi, düzenlenen tutanağın Genel Müdürlüğe gönderilmesi, dosyanın yenilenmesi kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmesi, tapu müdürlüğünden bilgi edinilmesi, Bakanlıkça Resmi Gazete'de ilan edilmesi işlemlerinin yerine getirildiği görülmüştür.
3. İmha sonrası yenilenebildiği ölçüde dosya yenilenmiş, dava dilekçesi, ilk Mahkeme kararı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı da dahil olmak üzere 1972 yılından öncesine ait hiçbir evrakın bulunamadığı görülmüştür. Dosya kapsamında davacının ... ve ..., davalının Hazine olduğu, davanın 1958 yılında açıldığı, dosyanın bozma kararı öncesi 1958/17 E., 1958/995 K. sayılı dosya üzerinden görüldüğü, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin kararıyla bozulduğu, bozma kararı sonrası esasın 1962/165 olduğu, davanın 14.11.1962 tarihinde müracaata bırakıldığı ve 21.02.1964 tarihine kadar takip edilmediğinden hıfza kaldırılmasına karar verildiği, davacılar vekilinin yenileme talebi üzerine dosyanın yeni esas numarasının 1972/271 olduğu, 30.04.1973 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
4. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 448 inci maddesi uyarınca 1086 sayılı HUMK'un yürürlüğü sırasında tamamlanmış usuli işlemler için 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı açıktır. Davanın işlemden kaldırılmasına ilişkin 30.04.1973 tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'un 409 uncu maddesinin ilk fıkrasında (22.12.1934 tarihli 2606 sayılı Kanunla Değişik), "Celseye çağrılmış olan taraflardan hiç biri gelmezse dava yenileninceye kadar dosyanın muameleden kaldırılmasına karar verilir." hükmü düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında, davanın yenilenmesinin iki taraftan birinin dilekçesi ile mümkün olduğu, yenileme üzerine Mahkemenin kaldığı noktadan devam edeceği, dosyanın muameleden kaldırıldığı tarihten itibaren 6 ay içinde yenilenmeyen davanın görülebilmesinin yeniden harç vermekle mümkün olduğu belirtilmiştir.
5. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, usulüne göre çağrıldıkları halde iki taraf da celseye gelmezse ya da taraflardan biri celseye gelir diğer taraf gelecek celse için davetiye çıkartmak istemez veya açıkça talep ederse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir ve dosyanın işlemden kaldırılması ile dava düşmüş olmaz, yalnızca durur, derdest olmaya devam eder ve davaya devam edilmesi için her zaman talepte bulunulabilir (KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Genişletilmiş 2. Baskı, Ekim 1968, sayfa 551 ve 552).
6. Dosyanın işlemden kaldırılması ile dava sadece durduğundan bu noktada işlemden kaldırma kararının temyiz edilebilir olup olmadığı noktasında değerlendirme yapmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.12.1974 tarihli, 1/840-101 Esas / Karar sayılı kararıyla, "Usulün 409. maddesinin uygulanması dosyanın işlemden kaldırılması kararının verilmesini gerektirir ve bundan sonra Mahkeme kendiliğinden yeniden davaya bakmaya devam edemez; bunun sonucu olarak Mahkeme davadan elini çekmiş olur. Bu nitelikte bir kararın ise temyiz kabiliyeti bulunduğunun kabulü gerekir" yönündeki içtihadı ile dosyanın işlemden kaldırılması kararının temyiz edilebilir olduğuna karar vermiştir (Karar için bakınız, DOĞAN Mehmet, Hukuk Muhakemeleri Usulünde Gıyapta Yargılama ve Dosyanın İşlemden Kaldırılması, ... 1979, s. 206 ve devamı).
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan düzenlemede, daha sonra yapılan değişikliklerden farklı olarak açılmamış sayılma kararı ve azami bir süreye kadar yenileme talebinde bulunulacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. 1086 sayılı HUMK'un 409 uncu maddesi 08.06.1973 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 1711 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve maddenin üçüncü fıkrasınada, dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 1 yıl içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebileceği; beşinci fıkrasında, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 1 yıl içinde yenilenmeyen davaların açılmamış sayılmasına karar verileceği ve Mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı düzenlenmiştir.
8. 30.04.1973 tarihli 1711 sayılı Kanun'un geçici maddesinin 2 inci fıkrasında, "Kanun yürürlüğe girdiği tarihte mevcut davalar bakımından, 409 uncu madde hükmü, bu maddedeki süreler Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay sonra işlemeye başlamak suretiyle uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme ile 08.09.1973 tarihine kadar işlemden kaldırılan ve 08.09.1974 tarihine kadar yenilenmeyen tüm eski davalar derdest olmaktan çıkmış ve mahkemece açılmamış sayılmasına karar verilmemiş olsa da açılmamış sayılmıştır (DOĞAN, s. 209 ve 242).
9. Somut olaya gelindiğinde, 1972 yılı sonrası davacılar vekilinin yenileme talebi üzerine görülen yargılamada Av. ...ın her iki davacının da vekili olarak dosyaya dilekçe sunduğu ve duruşmalara katıldığı tespit edilmiştir.
10. Art arda son dört celseye ilişkin duruşma zaptları incelendiğinde, 28.04.1972 tarihli celsede yenileme dilekçesi ve cevabın okunduğu, 'verilen vekaletnameye göre Av. ...ın davacılar vekili olarak duruşmaya kabulüne karar verildiği'; 19.06.1972 ve 08.09.1972 tarihli duruşmaya davacılar vekilinin geldiği; 23.10.1972 tarihli duruşmaya davacılar vekilinin gelmediği ancak mazeret dilekçesi sunduğu, Davalı Hazine ve Belediye vekilinin 'davacılar vekili mazeretini açıklamadığı için dosyanın müracaata bırakılmasını' talep ettiği ve dosyanın müracaata bırakıldığı, HUMK m. 409 uyarınca müracaata bırakılmasının üzerinden 6 ay geçtiği ve dosyanın yenilenmediği gerekçesiyle 30.04.1973 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 02.06.2021 tarihinde davacıların mirasçılarının temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
11.1711 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 30.04.1973 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, 1711 sayılı Kanun'un geçici maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca 09.09.1974 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayıldığı değerlendirilmiştir.
12. Her ne kadar dahili davacılar vekili temyiz dilekçesinde, işlemden kaldırma kararının verildiği tarihte davacı ...'nin ölü olduğunu bu nedenle davacının mirasçılarının davaya daveti sağlanmadan işlemden kaldırma kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmişse de, dosyada bulunan evraktan davanın davacılarının ... ve ... adlı iki kardeş olduğu, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin bozma kararından sonra 1962 tarihli esas numarası aldığı, daha sonra 1962 yılında işlemden kaldırıldığı, 1972 yılında vekaletnamesi dosyada bulunmayan ancak davacılar vekili olarak dilekçe veren Av. ...tarafından yenileme dilekçesi ile yenilendiği ve ilk celsede davacılar vekili olarak davaya kabulüne karar verildiği, bu vekilin bir sonraki celse davacıların annesi Ayşe'nin de mirasçılık belgesini sunacağını ifade ettiği, böylece tapu iptali ve tescil davasının terekeye dönüşlü açıldığı; Av. ...ın davacılar vekili olarak davaya kabul edildiğinden ve o sırada davacı ...'nin ölü, ...'nin ise sağ olduğu anlaşıldığından bir başka mirasçının daha vekaletname vermiş olabileceği; bunların da ötesinde davanın davacı ... yönünden 1972 yılında yenilenip, davacı ... yönünden yenilenmeyip 1962 tarihli esas dosyasında davacı olarak kalmasının mümkün olmadığı, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu; davayı 1972 yılından sonra ilk kez takip eden vekilin davacı ...'nin vekili olmasa dahi 10 yıl aradan sonra yeni bir vekalet sunduğu, her şekilde vekaletini aldığı davacıların menfaatini koruyacağının açık olduğu değerlendirilmiştir.
13. Sonuç itibariyle davacılar vekilinin dosyanın işlemden kaldırıldığı celseye gelmediği, davalıların talebi ile dosyanın 23.10.1972 tarihinde müracaata bırakıldığı, 6 ay içinde yenilenmediğinden 30.04.1973 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin hukuka uygun olduğu değerlendirilerek hükmün onanmasına karar verilmek gerekmiştir.
14. Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğine dair 1086 sayılı HUMK'un 440 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrasının 2 nci bendi 30.04.1973 tarihli 1711 sayılı Kanun'la Kanun'a eklenmiş, bu hükmün Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılacak davalar bakımından uygulanacağı düzenlendiğinden, hükme yöneltilecek karar düzeltme yolu açık tutulmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.