"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve 6 müştereği vekili, 25.3.2004 tarihli dava dilekçesi ile tespitte uygulanmış tapu kaydında davacılar murisinin 30/48 hissedar olup, bu hissenin yarı hissesinin haricen davalıya satışının söz konusu olmadığı iddialarına dayanarak, tapu iptali ve tescil davası açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı ..., davacıların murisinden haricen pay satın almasının söz konusu olmadığını ve tapuda kayden malik bulunduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.09.2005 tarihli ve 2004/22 Esas, 2005/54 Karar sayılı kararıyla, taraflar arasında kadastro tespit gününden önce görülüp kesinleşmiş Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.1990 tarihli ve 1988/87 Esas - 1990/68 Karar sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu kabul edilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.06.2008 tarihli ve 2008/3183 Esas, 2008/4639 Karar sayılı kararıyla “Kök tapu kaydındaki maliklerle bu davanın tarafları olan kişiler arasındaki akdi veya irsi ilişkileri belirlemeye yarar veraset ilamları veya nüfus kayıtları ile varsa bu davanın tarafları ile bayileri arasında düzenlenmiş sözleşme örneklerinin dosya içine getirtilerek mahallinde yeniden usulen keşif yapılması, yapılacak keşifte, keşfe katılacak mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri ve kimin tarafından zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin kimden kime intikal ettiği ve ne şekilde sürdürüldüğü bu davanın tarafları ile diğer müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim olup olmadığı, taksim yapılmışsa hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı; taraflar ile müşterekleri arasındaki mülkiyet ilişkisinin nasıl olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine mi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine mi tabi olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine tabi paylar yönünden tapunun hukuki değerini koruyup korumadığı, hukuki değerini korumayan paylar yönünden kimin veya kimlerin yararına edinme şartlarının oluşup oluşmadığı; taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı; taraflar ile müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim yoksa tarafların neden bir bütün olan taşınmazın bazı bölümlerine zilyet oldukları; kök kaydın tedavülleri arasında bulunan Nisan 316 tarih 120 ve 123 numaralı kayıtlar (ve tedavülleri) kapsamında kalan yerlerin nereleri olduğu ve o taşınmazların tespitlerinin nasıl yapıldığı Şubat 334 tarih 25 numaralı kayıt kapsamındaki .... ve ...Efendiler yerlerinin nereleri olduğu, bu yerlerin tespitte hangi miktarla kimin veya kimlerin adına tespit gördüğü gibi hususlar tek tek sorulup saptanmaya çalışılması; taraflar ve müşterekleri ile bayileri arasındaki akdi ve irsi ilişkileri belirleme veya taksimi kanıtlama yönünden tarafların dosyaya sunabilecekleri kayıt ve belgeler gerektiğinde mahallinde uygulanması; keşfe katılacak uzman fen bilirkişisinden keşif ve uygulamayı izleyip değerlendirmeye olanak verir ayrıntılı rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; gerektiğinde tarafların talepleri de gözetilerek, komşu taşınmazlar için derdest olan davaların birleştirilmesi gereği de düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.06.2021 tarihli ve 2008/50 Esas, 2021/188 Karar sayılı kararıyla, keşifte alınan beyanlar ile davacı tarafından sunulan tapu kaydının, dava konusu taşınmaza komşu parseller olan 174 ada 1 ve 5 parsellerin kadastro tutanağında malik kaydı yazılan isimlerle aynı olduğu, gerek tapu uygulaması göz önüne alındığı zaman davacı tarafın tapu kaydının tümünü talep etmesine karşın bunu ispatlayamadığı, ancak tapu kaydında gösterilen 30/48 pay üzerinde davacıların olağanüstü zamanaşımı ile ayni hak iktisabının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 174 ada 6 parselin tapu kaydının iptali ile her bir davacı adına ayrı ayrı 355/2688 pay edilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmın davalı adına bırakılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı verilen kabul kararının hatalı olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacıların zilyetlikle iktisap koşullarının bulunmadığını, davalı tanıklarının dinlenilmemesi sebebiyle hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tapu kaydı nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmaz hakkında davacılar tarafından, çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydında kendilerinin satış yoluyla kazanmış oldukları paylarının bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir. (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz.
6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde; tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC. kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Belirtilen şekilde düzenlenmeyen ve zorunlu yasal unsurları ihtiva etmeyen kararın temyiz denetiminin yapılabilmesi mümkün değildir.
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.2.4. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanun'un 719., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Davacılar ... ve 6 müştereği vekili, 25.3.2004 tarihli dava dilekçesi ile tespitte uygulanmış tapu kaydında davacılar murisinin 30/48 hissedar olup, bu hissenin yarı hissesinin haricen davalıya satışının söz konusu olmadığı iddialarına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Davaya cevap veren ... da, davacıların murisinden haricen pay satın almasının söz konusu olmadığını ve tapuda kayden malik bulunduğunu bildirmiştir.
6.3.2. Hemen belirtmek gerekir ki; taraf teşkili dava koşulu olup, usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz. Öte yandan davacı tarafın tutunduğu ve çekişmeli taşınmaza uyduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayan Mayıs 302 D. tarih 20 numaralı tapu kaydındaki payların mahiyeti duraksamasız belirlenmelidir.
6.3.3. Bu açıklamalar ve ilkeler karşısında, HMK'nın 355. maddesi de dikkate alınarak inceleme yapıldığında, Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda tarafların dayandıkları delillerin tam olarak toplandığı ve değerlendirildiği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğu söylenemez. Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usulü müktesep hak doğacağından, bu hakkın zedelenmemesi için, bozma kararının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Somut olayda; önceki tarihli bozma kararında, kök tapu kaydındaki maliklerle bu davanın tarafları olan kişiler arasındaki akdi veya irsi ilişkileri belirlemeye yarar veraset ilamları veya nüfus kayıtları ile varsa bu davanın tarafları ile bayileri arasında düzenlenmiş sözleşme örneklerinin dosya içine celbi ile bilahare mahallinde yeniden usulen keşif yapılması, keşfe katılacak mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri ve kimin tarafından zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin kimden kime intikal ettiği ve ne şekilde sürdürüldüğü bu davanın tarafları ile diğer müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim olup olmadığı, taksim yapılmışsa hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı; taraflar ile müşterekleri arasındaki mülkiyet ilişkisinin nasıl olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine mi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine mi tabi olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine tabi paylar yönünden tapunun hukuki değerini koruyup korumadığı, hukuki değerini korumayan paylar yönünden kimin veya kimlerin yararına edinme şartlarının oluşup oluşmadığı; taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı; taraflar ile müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim yoksa tarafların neden bir bütün olan taşınmazın bazı bölümlerine zilyet oldukları; kök kaydın tedavülleri arasında bulunan Nisan 316 tarih 120 ve 123 numaralı kayıtlar (ve tedavülleri) kapsamında kalan yerlerin nereleri olduğu ve o taşınmazların tespitlerinin nasıl yapıldığı Şubat 334 tarih 25 numaralı kayıt kapsamındaki Nuri, Şevket ve Fazıl Efendiler yerlerinin nereleri olduğu, bu yerlerin tespitte hangi miktarla kimin veya kimlerin adına tespit gördüğü gibi hususlar tek tek sorulup saptanmaya çalışılması; taraflar ve müşterekleri ile bayileri arasındaki akdi ve irsi ilişkileri belirleme veya taksimi kanıtlama yönünden tarafların dosyaya sunabilecekleri kayıt ve belgelerin gerektiğinde mahallinde uygulanması; gerektiğinde tarafların talepleri de gözetilerek, komşu taşınmazlar için derdest olan davaların birleştirilmesi gereği de düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi hususlarına değinildiği halde, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda bozma gereklerini karşılar mahiyette keşif yapılmamış, keşif esnasında bozma hususlarının hiçbirisi yerine getirilmeyerek sadece zilyetlik hususunun açıklığa kavuşturulması ile yetinilmiş, öte yandan karar başlığında davacı olanların tamamının ismi gösterilmemiş, eksik kalan davacılar tashihle karar başlığına usule aykırı şekilde eklenmiş, gerçek davacı sayısı dikkate alındığında pay - payda eşitliğinin de sağlanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece işin esasına ilişkin eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması ve gerekçeli kararın HMK’nın 297. maddesine aykırı şekilde oluşturulması isabetsiz olup, bu haliyle hükmün denetlenmesine olanak bulunmamaktadır.
6.3.4. Hal böyle olunca; Mahkemece, kök tapu kaydındaki maliklerle bu davanın tarafları olan kişiler arasındaki akdi veya irsi ilişkileri belirlemeye yarar veraset ilamları veya nüfus kayıtları ile varsa bu davanın tarafları ile bayileri arasında düzenlenmiş sözleşme örnekleri dosya içine getirtildikten sonra mahallinde yeniden usulen keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, keşfe katılacak mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri ve kimin tarafından zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin kimden kime intikal ettiği ve ne şekilde sürdürüldüğü bu davanın tarafları ile diğer müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim olup olmadığı, taksim yapılmışsa hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı; taraflar ile müşterekleri arasındaki mülkiyet ilişkisinin nasıl olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine mi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine mi tabi olduğu, müşterek mülkiyet hükümlerine tabi paylar yönünden tapunun hukuki değerini koruyup korumadığı, hukuki değerini korumayan paylar yönünden kimin veya kimlerin yararına edinme şartlarının oluşup oluşmadığı; taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı; taraflar ile müşterekleri arasında usulen yapılmış bir taksim yoksa tarafların neden bir bütün olan taşınmazın bazı bölümlerine zilyet oldukları; kök kaydın tedavülleri arasında bulunan Nisan 316 tarih 120 ve 123 numaralı kayıtlar (ve tedavülleri) kapsamında kalan yerlerin nereleri olduğu ve o taşınmazların tespitlerinin nasıl yapıldığı Şubat 334 tarih 25 numaralı kayıt kapsamındaki Nuri, Şevket ve Fazıl Efendiler yerlerinin nereleri olduğu, bu yerlerin tespitte hangi miktarla kimin veya kimlerin adına tespit gördüğü gibi hususlar tek tek sorulup saptanmaya çalışılmalı; taraflar ve müşterekleri ile bayileri arasındaki akdi ve irsi ilişkileri belirleme veya taksimi kanıtlama yönünden tarafların dosyaya sunabilecekleri kayıt ve belgeler gerektiğinde mahallinde uygulanmalı; keşfe katılacak uzman fen bilirkişisinden keşif ve uygulamayı izleyip değerlendirmeye olanak verir ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; gerektiğinde tarafların talepleri de gözetilerek, komşu taşınmazlar için derdest olan davaların birleştirilmesi gereği de düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Mahkemece, eksik incelemeyle bozma gereklerini yerine getirmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.