Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5179 E. 2023/1333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın önceki eşinden olan çocuğunun, miras payının davalıya muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının mirasçı olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasçı olup olmadığının tespiti için, intikale esas veraset ilamının iptali ve hasımlı veraset ilamı alınması gerektiği, davacının mirasçı olduğunun belirlenmesi halinde davanın esasının incelenmesi gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm kuran yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 04.01.1996 tarihinde ... ... ile evlendiğini ve evliliklerinin ... ...'ın vefat ettiği 11.04.1998 tarihine kadar devam ettiğini, ... ...'ın önce ... ile evlendiğini bu evliliklerinin ...'ın vefat ettiği 1995 yılına kadar sürdüğünü, ... vefat ettiğinde geride mirasçı olarak ... ... ile oğulları olan ...'ın kaldığını, ... ... vefat ettiğinde geride kendisi ile ilk eşinden olan çocuğu ...'ın mirasçı olarak kaldığını, ...'den ...'a ve ...'ın vefatından sonra kendisine kalması gereken taşınmaz hisselerinin bir kısmında hiç sorun yaşanmazken dava konusu parsellerin de içinde bulunduğu bir kısmında ise sorunlar yaşandığını ve dava konusu payların geçişinin diğer mirasçı olan davalı adına muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, 13532 ada 19 parsel, 13517 ada 21 parsel, 13528 ada 25 parsel ve 13525 ada 18 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, talebinin açıklamasına ilişkin 20.10.2020 tarihli dilekçe de açıkça öncelikle muris muvazaası hukuksal nedenine, olmazsa yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, mirasbırakan ...'ın anne babasından kendine intikal edecek miras mallarının, ... ölü olduğundan doğrudan oğlu davalı ...'a geçeceğini, sağ kalan eş ... ...'ın, ölen önceki eşi ...'nin anne ve babasına mirasçı olamayacağını, davanın muvazaa ile ilgisinin olmadığını, intikal işlemi yapanın Tapu Müdürlüğü olduğunu ve davanın genel zamanaşımı süresine tabi olduğunu, kötüniyetli olmadığını, davalının kendi babasından ve dedesi ile anneannesinden miras yolu ile intikal eden taşınmazlarda miras yolu ile kendisine düştüğü için senelerce tarım yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2021 tarihli ve 2018/498 E., 2021/175 K. sayılı kararıyla; muvazaalı işlemin bulunmadığı, geçerli veraset ilamına göre işlem yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mirasbırakan ...'ın kendisinden önce ölen ilk eşi ...'nin mirasının 1/4'üne, davacı ...'nin ...'tan kalan mirasın 1/4'üne ve ...'tan önce ölerek ...'ı mirasçı olarak bırakan ...'nin mirasının 1/16'sına hak kazandığının sabit olduğunu, dava konusu taşınmazların davalıya kalan paylarının, ...'ye üst soyundan kaldığını, ...'nin vefatından sonra kalan mirasçıları ... ve Ünal arasında paylaştırmadan sonraki yıllarda davacının görmezden gelindiğini, davacının hak kaybına uğramasına neden olunduğunu, davacının dava konusu taşınmazlarda pay sahibi olduğunun açık olduğunu, karara dayanak gösterilen Mahkeme kararına ilişkin beyanlarının alınmadığını, İlk Derece Mahkemesince yanlış ve eksik değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işlemin veraset ilamına göre yapıldığı, muvazaanın söz konusu olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası ve yolsuz tescil (ketmi verese) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir davada 11.04.1990 tarihi,1990/1-152-236 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere birden fazla hukuki sebebe dayanılması olanaklıdır. Bu halde, mahkemece önem sırası dikkate alınmak suretiyle her bir hukuki sebep yönünden araştırma yapılması gerektiği yasal ve yargısal uygulamalar sonucudur.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”

1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî ... zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

4. TMK'nın 599. maddesi, "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler." hükmünü içermektedir.

5. Ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/2100 E.-1511 K. sayılı hasımsız veraset ilamı ile kök mirasbırakan ... ... ...’in 03.06.1978 tarihinde ölümü ile Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/2101 E.-1512 K. sayılı hasımsız veraset ilamı ile eşi ... ...’in ise 17.12.1980 tarihinde ölümü ile kızları ... ve ..., ölen kızları ... ve ...’nin çocukları ve torunları, kızları ...’nin oğlu davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/1542 E.-1425 K. sayılı hasımsız veraset ilamına göre ise mirasbırakan ...’ın 18.05.1995 tarihinde ölümü ile geriye eşi ... ... ve oğlu davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/834 E.-734 K. sayılı hasımsız veraset ilamına göre ... ...’ın 11.04.1998 tarihinde ölümü ile geriye eşi davacı ... ile ilk eşi ...’den olma oğlu davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 13532 ada 19 parsel (eski 477), 13517 ada 21 parsel (eski 21), 13528 ada 25 parsel (eski 640) ve 13525 ada 18 parsel (eski619) sayılı taşınmazların kök mirasbırakan ... ... ... adına kayıtlı iken 01.06.2016 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, davalı ... adına 30/150 payın tescil edildiği, 12.04.2011 tarihinde yenileme işlemi ile aynı payların davalı adına kayıtlı olduğu, davacı adına kaydın bulunmadığı anlaşılmaktadır.

2. Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden muris muvazaası ve ketmi verese hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmış olup, muris muvazaası iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur.

3. Öte yandan, davacının 1998’de ölen eşi ...’ın, 1995’te kendisinden önce ölen ilk eşi ...’nin babası mirasbırakan ... ...’nin mirasında, davalı ... ile birlikte hak sahibi olduğu iddiası ile de eldeki davayı açtığı, Mahkemece dosya arasına alınan veraset ilamlarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

4. Hemen belirtilmelidir ki, davada dayanılan ketmi verese olgusunun, kesinleşmiş verasetin iptali kararıyla ve davacının mirasçı olduğunu gösterir yeni veraset ilamıyla sabit olacağı tartışmasızdır.

5. Hal böyle olunca, öncelikle dava konusu taşınmazın intikaline esas alınan Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/2100 E.-1511 K. sayılı ve Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/2101 E.-1512 K. sayılı veraset ilamlarının iptal edilip edilmediğinin saptanması, iptal edilmedi ise davacıya, intikale esas veraset ilamının iptali ve hasımlı veraset ilamı alması için süre verilmesi, davacının taraf sıfatının bulunduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye

Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.