Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5202 E. 2023/2232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro davası devam ederken davalıların murisi adına yapılan tapu tescilinin yolsuz olup olmadığı ve davacı adına tapu iptal ve tescili ile bedel talebinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro davası devam ederken yapılan tapu tescilinin yolsuz olduğu, davalıların tapuda güven ilkesine dayanmasının mümkün olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... Kadastro Mahkemesinin 1990/1 Esas ve 2001/48 Karar sayılı 11/02/2005 kesinleşme tarihli ilamı ile 269 ada 75 ve 56 parsel sayılı taşınmazların tespitleri iptal edilerek Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, ... Kadastro Mahkemesinin 1990/1 Esas sayılı dosyasında yargılama devam ediyor olmasına rağmen 269 ada 56 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... adına, 269 ada 75 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu... adına tescil edildiğini, ...’in 75 parsel sayılı taşınmazı 28.08.1963 tarihinde, ...’in ise 56 parsel sayılı taşınmazı 27.09.1963 tarihinde ...’ya satış suretiyle devrettiğini, anılan devirler nedeniyle ... Kadastro Mahkemesinin 1990/1 Esas ve 2001/48 Karar sayılı kararının infaz edilemediğini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline, olmadığı takdirde 56 parsel sayılı taşınmaz yönünden 231.444,00 TL‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... mirasçılarından, 75 parsel sayılı taşınmaz yönünden 90.820,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte...’in evlat edindiği yasal mirasçısı ... ve ... mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ..., ... ve ...; mirasbırakanları ...'nın söz konusu taşınmazları ... Kadastro Mahkemesinde görülen davadan önce 1963 yılında satış suretiyle temlik aldığını, taşınmazların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/180 E- 1962/180 K sayılı ilamına istinaden ... ve... adına tescil edildiğini, 1958 ve 1959 tarihli kadastro tutanaklarında ilgili taşınmazların ... ve...'e ait olduğunun açık olduğunu, ...’nın iyi niyetli 3. kişi konumunda olup tapu siciline güven esasına göre taşınmazların maliki olduğunu, onun vefatı ile de mirasçılarının bu güne kadar taşınmazları nizasız ve fasılasız kullandıklarını belirterek, öncelikle zamanaşımı yönünden, esasa girildiği takdirde ise tüm ... mirasçıları yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ..., ...’nın gelini olup, eşinin kayınpederinden önce ölmüş olması sebebi ile ...'nın mirasçısı olmadığını, taraf sıfatı olmaması sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ...'nın ölümü ile mirasçılarının bu güne kadar taşınmazları nizasız fasılasız kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalılar ..., ..., ... ve ..., sorumluluğun alıcının mirasçısı olarak kendilerinde değil, satıcılar ... ve... de olduğunu, davanın öncelikle zamanaşımı sebebi ile tüm ... mirasçıları yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.

4. Davalı ..., taşınmazların kendisi ve...'e ait olduğunun açık olduğunu, herhangi bir zarar varsa bu zararın idare tarafından karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

5. Davalı ..., taraf sıfatı bulunmadığını, mirasbırakanı ... ...’ın taşınmazları bedelini ödeyerek, satın aldığını, devir işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazların kendilerine dedeleri ...'dan miras kaldığını, taşınmazların hazineye ait olmadığını, bu taşınmazların amcaları ve diğer mirasçılar tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

7. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.

8. Dahili davalı ..., herhangi bir yolsuz tescil söz konusu olmadığını, ...’nın tapu kaydına güvenerek taşınmazları satın aldığını, zamanaşımı ve husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2014/258 Esas, 2019/314 Karar sayılı kararı ile davacının davasında haklı olduğu, taşınmazların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/180 E, 1962/180 K. sayılı ilamına istinaden ... ve... adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazlarla ilgili ... Kadastro Mahkemesinin 1990/1 E. ve 2001/48 K.sayılı davası devam ederken taşınmazların 28/08/1963 ve 27/09/1963 tarihlerinde, ...'ya devrinin yapıldığı, bu durumda davalıların tapuda güven ilkesine dayanamayacağı, davalılar adına yapılan tescilin yolsuz olduğu, tescil hususunda iki farklı Mahkeme kararı bulunduğu, ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının şerhe rağmen devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalılar ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların ... mirasçıları olduklarını, eldeki davanın tapu iptali ve tescil talebi içerdiğini, davanın açıldığı tarih itibari ile davalıların mirasbırakanı ...’in tapu kayıtlarına göre malik olmadığını, bu nedenle davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bedele ilişkin ise taşınmazları sonradan edinen diğer davalılar hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların davalıların mirasbırakanı ... ve diğer davalı... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/180 E. 1962/180 K. sayılı ilamına göre haklı bir şekilde iktisap edildiğini, temliklerin 28/08/1963 ve 27/09/1963 tarihlerinde olduğunu, 1958 ve 1959 tarihli kadastro tutanaklarında da ilgili taşınmazların ... ve...'in zilyetliğinde olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla ortada yolsuz bir tescil olmadığını,tapu sicillerinin tutulmasında görev ve sorumluluğun tapu sicil memurlarına ait olup bu konuda davalılara bir kusur atfedilemeyeceğini, tapu iptal ve tescil davasının 10 yıllık zamanaşımına tabi olup, eldeki davanın yasal süresinde açılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, tapu siciline güven ilkesinin gözardı edildiğini, davacı tarafça davalının kök murisi ... oğlu ...'nın kötü niyetli olduğu hususunun ispat edilemediğini, delillerin eksik toplanıldığını ve yanlış takdir edildiğini,hak düşürücü sürenin, zamanaşımı ve sıfat itirazlarının dikkate alınmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarihli ve 2022/401 E., 2022/383 K. sayılı kararıyla; dava konusu 269 ada 75 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi müteveffa ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı olduğu, ...'nın taşınmazı satış suretiyle 28.08.1963 tarih ve 460 yevmiyeli işlemle edindiği, yine dava konusu 269 ada 56 parsel sayılı taşınmazın tapuda ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, ...'nın taşınmazı satış suretiyle 27.09.1963 tarih ve 531 yevmiyeli işlemle edindiği, 56 parsel sayılı taşınmazın 20.08.1963 tarihinde 445 yevmiyeli işlem ile davalı ... (... oğlu) adına hükmen tapuya tescil edildiği, ...'in bu taşınmazı 27.09.1963 tarihinde 531 yevmiyeli satış işlemiyle ... oğlu ...'ya sattığı, yine 75 parsel sayılı taşınmazın 20.08.1963 tarihinde 445 yevmiyeli işlem ile ifraz şeklinde ... oğlu... adına tapuya tescil edildiği, ...'in taşınmazı 28.08.1963 tarih ve 460 yevmiye numaralı işlem ile ... oğlu ...'ya sattığı, dava konusu taşınmazlarla ilgili ... Kadastro Mahkemesinin 1990/1 E. ve 2001/48 K. sayılı davası devam ederken ilgili taşınmazların 28.08.1963 ve 27.09.1963 tarihlerinde mirasbırakan ...'ya devrinin yapıldığı, kadastro davası devam ederken tapuda bulunan şerhe rağmen davalıların murisi adına tapu iptal ve tescil kararı verildiği, bu durumda davalıların tapuda güven ilkesine dayanamayacağı, davalılar adına yapılan tescilin yolsuz olduğu, tescil hususunda iki farklı mahkeme kararı bulunduğu, ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının şerhe rağmen devam ettiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, istinaf nedenlerinin incelenmediğini,tapu siciline güven ilkesinin göz ardı edildiğini,davalının mirasbırakanı ...’nın dava konusu taşınmazların mülkiyetini kazandığında , tapu kaydında mülkiyetin devrini önleyici herhangi bir takyidat bulunmadığı gibi taşınmazlara ilişkin devam eden bir dava olduğuna dair de herhangi bir şerh bulunmadığını, bu nedenle ...’nın tapu siciline güveninin korunması gerektiğini,davacı tarafça ...’nın kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğini, dava konusu taşınmazların niteliği itibari ile kamu malı olmadığı gibi kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazlardan da olmadığını,delillerin eksik toplandığını ve yanlış değerlendirildiğini, ... mirasçıları yönünden davanı reddine karar verilmesi gerektiğini, koşulların oluşması durumunda kamu zararının... mirasçılarından tahsil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 ... maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 20.878,51 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan alınmasına,

12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.