"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı tereke temsilcisi ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı tereke temsilcisi, mirasbırakan ... ...’ın maliki olduğu 2826 (yeni 128 ada 36) parsel sayılı taşınmazını 21/06/2000 tarihinde satış suretiyle dava dışı ...’e, ...’in de 04/03/2005 tarihinde davalı ...’a temlik ettiğini, taşınmazın ... tarafından da ...’in oğlu olan diğer davalı ...’a devredildiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... ... mirasçıları adına payları oranında tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., taşınmazı iyi niyetle ...’den satın aldığını ve uzun süre malik olduktan sonra ...’a sattığını, kayıt maliki olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., mirasbırakanın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunu, taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyi niyetli olarak satın aldığını, temlikin üzerinden uzun zaman geçtiğinden zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.03.2016 tarihli ve 2014/244 E., 2016/153 K. sayılı kararıyla, temlikin 21.06.2000 tarihinde gerçekleştiği 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 09.01.2020 tarihli ve 2016/13869 E., 2020/114 K. sayılı kararıyla; ''...Bilindiği üzere; ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarının zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davanın niteliğine göre bu tür iddiaların süreye tabi kılınmaksızın her zaman ileri sürülmesinin olanaklı bulunduğu tartışmasızdır.
Somut olayda, Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu'nun 07.03.2007 tarih ve 888 sayılı raporu ile mirasbırakanın 21.06.2000 tarihi itibari ile fiil ehliyetini haiz olmadığı sabittir. Bu durumda ilk el ...’e yapılan temlikin ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olduğunda kuşku yoktur. Ne varki, ...’den taşınmazı temlik alan ...’ın iyi niyetli olması durumunda ediniminin korunacağı kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, ...’ın iyi niyetli olup olmadığı, bir başka anlatımla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunda tarafların bildirdikleri delillerin toplanması, ...’ın iyi niyetli olmadığı saptanır ise son kayıt maliki ..., ilk malik ...’in oğlu olup, durumu bilmesi gereken kişi konumunda olduğundan iyi niyetli sayılmayacağından davanın kabul edilmesi, ...’ın kötü niyetinin ispatlanamaması durumunda davanın reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09/03/2022 tarihli ve 2020/163 E., 2022/11 K. sayılı kararıyla, davalı ...’ın iyi niyetli olmadığı, son kayıt maliki ...'ın ise, ilk malik ...’in oğlu olup durumu bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğundan iyi niyetli sayılmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı kararın hatalı değerlendirmeler ve zorlama gerekçelendirmeler içerdiğini, ne davalılar ne de eşleri arasında yakın bir akrabalık ilişkisi bulunduğunu, köy yerinde tek bir kahvehane olup, iddia edilen tarafların bu köy kahvesinde bir araya gelmesinin gayet normal olduğunu, davacı tarafın iddialarının sorgusuz bir şekilde kabul edildiğini, dava konusu taşınmazın bağımsız ve tek tapu olması nedeniyle, ev inşaatına başlandıktan sonra ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak üzere nakde çevrilebilecek en kolay mal varlığı olduğunu, davacı tarafın iddialarını destekler tek bir delil bulunmadığını, tanık ... ...'ın beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davalının babası ...'in diğer davalı ...'a taşınmazı satmak zorunda kaldıktan sonra çocuğu olan davalının bu taşınmazı maddi imkanı elverdiğinde geri almayı amaçladığını, ilerleyen yıllarda şartlar elverdiğinde ise taşınmazın bedeli ödenerek satın alındığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla davalı lehine mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik ve hatalı inceleme ve yanlış değerlendirmelere dayalı olarak verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...'ın, Nuray adında bir eşi bulunmadığını, davalıların kendi aralarında olmadığı gibi eşleri arasında da kesinlikle yakın bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, davacılar ve davalıların aynı köylü olup, davalılar ... ve ...'in, diğer köylüler gibi aynı kahveye gittiklerini, mahkemece maddi gerçeklerin görmezden gelindiğini, davalının ... ...'ın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu bilmesi ve bunu bilebilecek durumda olmasının da mümkün olmadığını, davacı tanığı ... ...'ın beyanlarının gerçek dışı olduğunu, sonradan, önceki doktor raporlarıyla çelişir şekilde ... ...'ın ehliyetsizliğine karar verilmesinin davalının iyi niyetini ortadan kaldırmadığı gibi, ... ... ve ... arasındaki satışın bedeli ödenerek yapılmış bir devir olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, kötü niyet iddiasının davacı tarafça ispat edilmesi gerekirken, ispat yükünün tersine işletilip iyi niyetli olduğunu davalının ispat etmesinin beklendiğini, karşı tarafça kayda değer objektif hiç bir delil sunulamamasına rağmen haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davalının iyi niyetli olmadığının kabul edildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının davalı lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun;
114. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(1) Dava şartları şunlardır:
...
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
..."
2. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...'ın 16.08.2007 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak eşi Sabiha (2010'da öldü) ile çocukları ... , ... ... ve ...’ın kaldığı, Suşehri Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 14.05.2014 tarihli 2013/61 Esas, 2014/152 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan ... ... terekesini Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/93, 2005/94, 2008/79, 2005/207 ve İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/202 Esas sayılı dava dosyalarında temsil etmek üzere ...'in tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği, eldeki davanın tereke temsilcisi adı altında ... tarafından açıldığı, ne var ki ... somut dosyada tereke temsilcisi olmadığı gibi, mirasbırakan ...'in terekesinin yönetimi için de atanmadığı anlaşılmaktadır.
2. Hal böyle olunca; öncelikle mirasbırakan ... ...'ın mirasçılarının tamamının davaya muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması sağlanarak davanın tereke temsilcisi huzuruyla görülmesi gerekirken anılan usuli eksiklik gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı tarafın değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 22/11/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekilleri için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacı taraftan alınmasına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.