Logo

1. Hukuk Dairesi2022/533 E. 2022/5789 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekil vasıtasıyla gerçekleştirilen taşınmaz satışının muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasıyla tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın kanser hastası olduğu, toplam malvarlığı ve devredilen taşınmazların değeri gözetildiğinde, satış işleminin bedelli ve minnet duygusuyla yapıldığı, semenin sadece para ile sınırlı olmadığı, hizmet ve emek de olabileceği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - ECRİMİSİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tazminat- ecrimisil istekli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 10/11/2021 tarih 2021/1404 Esas – 2021/1422 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar ve davalı vekilleri tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldiler, önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, kök muris ...'nın 24/08/1976 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçılar olarak tarafların kaldığını, davalı murisi ...'nın, babası ...'ın ölmesinden kısa bir süre önce aldığı vekaletname ile babası adına kayıtlı 189 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazları muvazaalı şekilde eşi ...'ya devrettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, vekaletin kötüye kullanıldığını, murisin taşınmazı satmaya ihtiyacının olmadığını, ...'nın ev hanımı olup taşınmazı alım gücünün bulunmadığını, murisin taşınmaz devir tarihlerinde kanserle mücadele ettiğini ve bakımlarının eşi davacı ... tarafından yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların meyvelerini toplayıp satmasından dolayı da 5 yıllık süre için ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, muris ...'nın geçimini tarımla sağladığını, sosyal güvencesi bulunmadığını, ihtiyacı oldukça taşınmazlarını sattığını, kanser hastalığı ile mücadele ettiğini, acil nakit ihtiyacını karşılamak için gelini olan ...'nın ziynet eşyalarının paraya çevrildiğini, para yeterli gelmeyince taşınmaz satışlarının gündeme geldiğini, murisin bu yönde oğlu Hüseyin'e talimat verdiğini, murisin yer satmak istediğini duyan murisin dünürü, ...'ın babası olan dava dışı ...'nın murise davaya konu yerleri satın almayı teklif ettiğini, daha sonra taşınmazların ...'a temlik edildiğini, muris adına kayıtlı yaklaşık 80 parça taşınmaz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/11/2020 tarihli ve 2018/186 E. - 2020/140 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 03/03/2021 tarihli ve 2021/236 E.- 2021/357 K. sayılı kararıyla; davacıların istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede; her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak mahkeme kararı gerekçelendirilip davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafın iddia ve talepleri arasında muris muvazaası yanında vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine de dayandığı görülmekle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı iddia yönünden mahkemenin gerekçeli kararında herhangi bir tartışmaya yer verilmediğinin görüldüğü, davalının istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ise; eldeki dava davacı tarafından 910.275,00 TL, üzerinden harçlandırıldığı halde davanın reddine karar verilmesine rağmen neye göre hesaplandığı belli olmayacak şekilde davalı taraf lehine 10.200,00 TL ücreti vekalete hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; murisin ölümüne yakın zamanlarda kanser hastalığıyla mücadele ettiği, ancak aklı başında olduğu herhangi bir ruhsal rahatsızlığı bulunmadığı, hukuki ehliyetinin olduğu, murisin davacılar ile arasında davacılardan mal kaçırmasını gerektirir bir husumet bulunmadığı, dinlenen davalı tanıklarının davalı iddialarını destekler nitelikte beyanda bulundukları, davacı tarafın dayanmış olduğu muvazaa olgusunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5.İstinaf Nedenleri

5.1. Davacılar vekili, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf ilamında bahsedilen vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı iddia yönünden gerçekçi bir şekilde herhangi bir tartışmaya yer verilmediğini, sadece harç ve vekalet ücreti yönünden bir takım değişiklikler yapılarak birebir aynı kararın verildiğini, istinaf kaldırma kararının gereklerinin yapılmadığını, davanın kabulünün gerektiğini, satış bedelinin ödendiği hususunun usulünce senetle ispatlanmadığını, vekalet yolu ile devralan kişinin vekilin eşi olması nazara alındığında hem de satış bedelinin ödendiğine yönelik bir ispat olmaması karşısında davanın kabulü gerektiğini belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesi kararını vekalet ücreti yönünden istinaf ettiklerini, dava değeri 910.275,00 TL olduğu halde mahkemece hatalı şekilde müvekkili yararına eksik vekalet ücretine hükmolunduğunu belirterek, kararın bu kısmının düzeltilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10/11/2021 tarihli ve 2021/1404 E. - 2021/1422 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça ileri sürülen iddiaların usulünce ispatlanamadığı, Yerel Mahkemece davanın esasına yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, AAÜT'nin 13/1.maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince harçlandırılan dava değeri uyarınca ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar aleyhine belirtildiği şekilde ücreti vekalete hükmetmek gerekirken uyuşmazlıkla ilgisi olmayacak şekilde AAÜT'nin 3.maddesi uyarınca davacılar aleyhine ücreti vekalete hükmedilmesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye aykırı bulunduğu gerekçesi ile davalının istinaf talebi kabul edilmiş, yerel mahkeme kararı HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilerek davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar vekili, müvekkillerinin dava konusu taşınmazın varlığından avukatları tarafından muris ...'nın pasif tapu kayıtlarının incelenmesi neticesinde haberdar olduklarını ve anne ve babaları tarafından böylesine bir usulsüzlüğün gerçekleştirildiğini öğrendiklerini ve işbu davayı açtıklarını, murisin ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, davalı tanıklarının davalı ile doğrudan akrabalığı bulunan kişiler olmaları nedeniyle beyanlarının tarafsız olmadığını, davalı tarafından dava konusu taşınmazların satışına ilişkin bedelin kök murise ödendiğinin ispatlanamadığını, davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olarak artırıldığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı vekili, ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde vekalet ücretinin ayrı ayrı olacak şekilde hükmedilmesi gerektiğini, kararın bu yönü ile hatalı olduğunu belirterek, kararın bu yönden düzeltilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekil vasıtasıyla gerçekleştirilen satış işlemine ilişkin muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. TMK 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan deliller itibariyle, kök muris ...’nın, davalının babası olan oğlu Hüseyin Lütfü’yü vekil tayin ederek, vekili aracılığıyla dava konusu 189 ada 6-7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarını gelinine temlik ettiği, murisin son zamanlarında kanser hastası olup bakıma muhtaç olduğu, toplam malvarlığı ile devredilen taşınmazların miktar ve değerleri dikkate alındığında yapılan devir işlemindeki amacın mirastan mal kaçırma olmayıp, kısmen bedel karşılığında ve minnet duygularıyla gerçekleştirildiği sabit olmakla ve semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.2. Öte yandan, hem muris muvazaası hem de vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı davalarda (bu davaların niteliği itibariyle) hak düşürücü ve zamanaşımı süresi söz konusu olmayıp, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 24/2.maddesinde yer alan; “ Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.” ilkesi gereğince belli bir süre içerisinde hakların kullanılmamasının Türk Medeni Kanunu 2.maddesi ile bağdaştırılmasının mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince bu gerekçe ile de davanın reddedilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğrudur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 24.850,95 TL fazla alınan peşin harcın talep halinde davalıya iadesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 3.815.00'er TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı alınıp verilmesine, 15/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.