Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5367 E. 2022/5926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında davalıların iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı, miras reddi beyanlarının ve davalıların savunmalarının yeterince incelenip incelenmediği hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Miras reddi beyanına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğunun karar düzeltme aşamasında tespit edilmesi, davalıların iyiniyet iddialarının ve savunmalarının yeterince araştırılmamış olması, ifraz sonucu oluşan parseller ve yargılama giderlerine ilişkin hususlar gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel istemli dava sonucunda Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.03.2021 tarihli ve 2019/78 Esas, 2021/166 Karar sayılı kararın bozulmasına dair Dairenin 07.02.2022 tarihli ve 2021/7334 Esas ve 2022/820 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile Sevim hariç davalı ... mirasçıları tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar, davalı ...’ye karşı açtıkları muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı ...’nin hükmün infazını engellemek amacıyla; asıl davada dava konusu 2730 ada 20, 2755 ada 5, 2754 ada 25, 2757 ada 4 ve 147 ada 2 parsel sayılı taşınmazları satış göstermek suretiyle davalılara devrettiğini, birleştirilen davada dava konusu 3394 ada 5, 3395 ada 3, 3398 ada 1 ve 3399 ada 2 parsel sayılı taşınmazları ise yine satış göstermek suretiyle davalı ...'e devrettiğini, tüm temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde miras paylarına isabet eden bedelin davalı ...'den tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada birleştirilen davada dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden davayı takipsiz bıraktıklarını bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Asıl davada davalılar ve birleştirilen davada davalı ..., dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını, asıl ve birleştirilen davada davalı ... ise, davacıların muvafakati ile dava konusu taşınmazların satıldığını, davacıların miras paylarına isabet eden bedeli az bulunca satış bedellerini almayarak dava açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalı ...'nin ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28/10/2014 tarihli ve 2013/223 E. - 2014/312 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazlardaki payların mülkiyetinin mahkeme kararı ile davacılara geçtiği ve davalıların iyiniyet savunmasına değer verilemeyeceği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 15/03/2018 tarihli ve 2015/17619 E. - 2018/7357 K. sayılı kararıyla; "...dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalı ...’den çekişmeli diğer taşınmazları temlik alan davalıların iyiniyetli olup olmadıklarının, bir başka ifadeyle Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacaklarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir..'' gerekçesiyle Mahkemenin kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30/03/2021 tarihli ve 2019/78 E. - 2021/166 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz bakımından davayı takip etmeyeceğini bildirdiği, bu parsel bakımından davanın 09/07/2020 tarihinde HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına, davacı vekilinin dava dilekçesi ile yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel tazminini talep ve dava ettiği, tapu iptali ve tescil talebini bir kısım davalılara, tazminat talebini ise davalılardan ...'e ve sonrasında mirasçılarına yönelttiği, bu haliyle davacı taleplerinin 6100 sayılı HMK uyarınca terditli dava olarak nitelendirilemeyeceği, yine 6100 sayılı HMK'nın 125/1 maddesi ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarihli ve 2015/17619 Esas, 2018/7357 karar sayılı bozma kararı gereğince davacı vekiline seçimlik hakkının hatırlatıldığı ve davacı vekilinin "...biz HMK'nın 125/1. maddesi uyarınca seçimlik hakkımızı tapu iptal ve tescil talebimize yönelik olarak kullanıyoruz yani davamıza tapu malikleri yönünden devam ediyoruz." şeklinde beyanda bulunduğu gerekçesiyle, ... mirasçıları bakımından davanın pasif husumet (dava şartı yokluğu) nedeniyle usulden reddine, tapu siciline güvenerek iyi niyetle kazanım sağlayan üçüncü kişi konumundaki davalıların iyiniyetli olmadıklarını gösterir bir delil sunulamadığı, tanıkların verilen kesin sürede bildirilmediği, davacının kötüniyet iddiasını ispatlayamadığı, davalıların TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacakları gerekçesiyle diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, bu karardan sonra asıl davada davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili tarafından dava konusu 28 parsel yönünden ve vekalet ücretine ilişkin olarak, birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından vekalet ücretine ilişkin olarak kararın düzeltilmesi talebi üzerine; Mahkemece 07/06/2021 tarihli ek karar ile davalıların tavzih taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve birleştirilen davada davalı ... vekili, 07/06/2021 tarihli ek kararına karşı ise davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 07.02.2022 tarihli ve 2021/7334 Esas ve 2022/820 Karar sayılı kararı ile "6.3.1. Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2012 tarihli ve 2012/310 Esas-388 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verildiği, İİK’nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirilmediği, kararın 10.01.2013 tarihinde kesinleştiği ve kararın kesinleşmesi üzerine Mahkemece 28.02.2013 tarihinde dava konusu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırıldığı, davalı ...’nin dava konusu 257 ada 4 sayılı parseli 04.03.2013 tarihinde davalı ...’ye, 147 ada 2 (eski 583) sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’a, 2730 ada 20 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalılar Sezai ve Turan’a, 2754 ada 25 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’a, 2755 ada 5 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’ye, 3395 ada 3, 3399 ada 2, 3394 ada 5 ve 3398 ada 1 parsel sayılı taşınmazları da 22.04.2013 tarihinde davalı ...’e devrettiği, davalı ...’in 3395 ada 3 sayılı parseli 26.04.2013 tarihinde dahili davalı ...’e, Öztürk’ün aynı taşınmazı yargılama sırasında 19.03.2014 tarihinde dahili davalı ...’a temlik ettiği, davacıların bozma kararından sonra anılan 3395 ada 3 sayılı parsel yönünden davayı takipsiz bıraktıklarını bildirdikleri, dava konusu 3394 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise 22/09/2014 tarihinde ifraz edildiği ve ifraz neticesinde 3394 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 9 sayılı parselin davalı ... tarafından 26/09/2014 tarihinde dava dışı Bektaş Murat Demir'e satış suretiyle devredildiği, 10 parsel sayılı taşınmazın ise halen davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

6.3.2. Somut olaya gelince; davacı tarafın davayı takipsiz bıraktıklarını bildirdikleri dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz; birleştirilen davada dava konusu olduğu halde; asıl dava bakımından kurulan hükümde bu parsele yer verilmiş olması doğru değildir.

6.3.3. Dava konusu 3394 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan parsellerden 3394 ada 9 sayılı parselin davalı ... tarafından yargılama sırasında dava dışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşılmaktadır. O halde, kararın (IV/6.2.3. ) numaralı paragrafında yer verilen ve kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu olan yasal düzenlemeler Mahkemece uygulanarak davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, sonucuna göre işlem yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru değildir.

6.3.4. Davalı ...'nin yargılama sırasında öldüğü, mirasçıları olan çocukları Seyfi, Sermet, Selim ve Sevim'in davaya dahil edildiği, öte yandan Selim ve Sevim'in mirası reddettiklerini bildirdikleri, Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/219 E., 2020/1812 K. sayılı ilamı ile ...'den intikal eden mirasın ... tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/110 E., 2020/78 K. sayılı ilamı ile ... mirasının mirasçısı ... tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, ancak bu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, kesinleşmeyen kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun değerlendirilmemiş olması da hatalı olmuştur.

6.3.5. Öte yandan, ölen davalı ... hakkında açılan dava terditli olup, tapu iptali ve tescil talepleri kabul edilmediği takdirde, davacıların terditli tazminat talebi bulunduğu gözetilmek suretiyle, mirası reddetmeyen Elife mirasçılarının tazminattan sorumlu olacakları düşünülmeksizin, haklarında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yanlış olmuştur.

6.3.6. Birleştirilen davada davalı ...'in; diğer davalı ... ile paydaş oldukları dava konusu taşınmazların kendisine, bir kısmının ise davalı ...'ye (Elife'nin belirttiği kişiye) devredildiğini, bu suretle dava konusu taşınmazları satın aldığını belirtmiş ise de davalının bu savunmasına yönelik yeterli araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Mahkemece davalının bu savunmasının değerlendirilerek gerekli araştırmanın yapılması, tapu kayıtlarının getirtilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

6.3.7. Mahkemece 07/06/2021 tarihli ek karar ile davalıların tavzih istemlerinin reddine karar verilmiş olması doğru ise de; asıl ve birleştirilen davada dava konusu taşınmazlar farklı olup, davalılara temlik edilen taşınmazlar da farklıdır. Bu durumda her bir davalı ya da davalılara ayrı ayrı devredilen taşınmaz veya taşınmazlar bakımından değerlendirme yapılmak suretiyle, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden her bir davalı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

6.3.8. Davacıların, bozma kararından önce kendilerine verilen ilk kesin sürede tanıklarını bildirmedikleri anlaşılmakla, Mahkemece davacıların tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiş olması ise doğrudur.” gerekçeleriyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay bozma kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile Sevim hariç davalı ... mirasçıları tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar Düzeltme Nedenleri

2.1. Asıl ve birleştirilen davada davacılar, bozma kararının 6.3.2. ve 6.3.5. maddelerinin yerinde olduğunu, bunlar dışındaki bozma nedenleri için karar düzeltme yoluna başvurduklarını, 6.3.3. maddede belirtilen 9 no.lu parsel davalı ...’in ifraz öncesi 5 parsel sayılı taşınmazdaki kendi adına olan payına isabet eden pay olduğunu, Elife’den Yeliz’e devredilen payın ifraz sonrası oluşan 10 parsel üzerinde ihtiyati tedbirin de devam ettiğini ve taşınmazın Yeliz adına kayıtlı olduğunu, bilirkişi raporunda durumun belirtildiğini, bozma kararının bu maddesinin hatalı olduğunu, davalı ...’in 04.02.2022 tarihli dilekçesi ile kesinleşme ilamını sunduğunu, bu nedenle onun yönünden verilen bozma kararının da hatalı olduğunu, 6.3.3. nolu bozma nedeninin de hatalı olduğunu, Yeliz’in Elife’den aldığı paylara karşılık devrettiğini iddia ettiği 3394/8 ve 3394/1 parseldeki Yeliz paylarının ...’a devredildiğinin tapu kayıtlarından belli olduğunu, (bozma da zaten Elife’nin gösterdiği kişilere de denildi, ... da Elife’nin kızı) 3395/3 parselin de dava tarihinden önce Öztürk’e ondan da Kubilay Cenk’e devredildiğinin ve onun yönünden davayı takipsiz bıraktıklarını, esasın incelenmesi gerektiğini, bitişik parsel sahibi şirketin iyi niyetli olmadığını, tedbirin kaldırıldığı gün taşınmazı edindiğini, birlikte işlem yapan diğer kayıt maliki davalıların da iyi niyetli olmadıklarını, Yeliz’in de iyi niyetli olmadığını, beyanlarının çelişkili olduğunu, Elife’nin kızı Sevim’e devrettiği yönünde temyizde beyanda bulunduğunu, asıl ve birleştirilen davanın tek dava olduğunu, terditli talepli olduğunu ve buna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının dikkate alınması gerektiğini, tanık listesi için verilen sürede "ihtarat yapılmasına" yazıldığını ama "ihtarat yapıldı" yazılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

2.2. Davalı ...'nin Sevim dışındaki diğer mirasçıları, Mahkeme kararının yerinde olduğunu, davacıların seçimlik haklarını tapu iptali - tescil yönünde kullandıklarını, bu nedenle kararın fer'iler düzeltilerek onanması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı TMK'nın 1024/2. maddesinde ''Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.'',

3.2.2. 4721 sayılı TMK'nın 1025/1 maddesinde ise ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.'' hükümlerine yer verilmiştir.

3.2.3. Öte yandan, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “Dava konusunun devri” kenar başlığı altında; “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay kararında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Sevim hariç davalı ... mirasçıları ile asıl ve birleştirilen davada davacıların sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir. Ne var ki; 07.02.2022 tarihli ve 2021/7334 Esas ve 2022/820 Karar sayılı kararın (IV/6.3.4.) numaralı paragrafında ...’in mirasçısı ... tarafından mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, ancak bu kararın henüz kesinleşmediği belirtmiş ise de, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/110 Esas ve 2020/78 Karar sayılı kararının 03.02.2022 tarihinde kesinleştiği karar düzeltme isteği üzerine yapılan inceleme sonucunda anlaşılmıştır.

3.3.2. Hal böyle olunca; Dairenin 07.02.2022 tarihli bozma gerekçelerinden (IV/6.3.4.) numaralı paragrafın çıkarılması gerekmektedir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...'nin ... dışındaki diğer mirasçılarının karar düzeltme taleplerinin reddine, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin karar düzeltme taleplerinin değinilen yön itibariyle kabulü ile Dairenin 07.02.2022 tarihli, 2021/7334 Esas ve 2022/820 Karar sayılı bozma kararından (IV/6.3.4.) numaralı paragrafın çıkarılmasına, takip eden paragraf numaralarının buna göre teselsül edilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 20.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.