"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü ile 79 ve 601 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, asli müdahiller yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı Hazine ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, çekişme konusu 79 ve 601 parsel sayılı taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kaldığını, 79 parsel sayılı taşınmaz için ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/88E., 2009/815 K. sayılı kararı ile 601 parsel sayılı taşınmaz yönünden de ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/2005E., 2008/193 K. sayılı kararı ile Belen Mal Müdürünün yönetim kayyımı olarak atandığını ileri sürerek, söz konusu ... kanunları uyrınca kaçak ve yitik kişilerden hazineye kalan taşınmazlardan olan dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Belen mal müdürü (kayyım), malikin kaçak ve yitik kişilerden olup olmadığı hususunda araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III.MÜDAHALE
... ve..., 17.07.2012 tarihli harçlandırılmış dilekçeleriyle, mirasbırakanları ...'nin çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak tapu iptal tescil isteğiyle ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/614 E. ve 2005/80 K. sayılı dosyasına açtığı davanın kabulle sonuçlandığını belirterek mülkiyet iddiasında bulunup, mahkemeden asli müdahilliklerine karar verilmesini istemişlerdir.
IV. MAHKEME KARARI
... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2013 tarihli ve 2012/202 E., 2013/223 K. sayılı kararıyla; Hasan Emre ve Naciye Esra'nın asli müdahilliklerine karar verilerek yapılan yargılama sonunda, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 27.05.2014 tarihli ve 2013/21127 E., 2014/10431 K. sayılı kararıyla;
“...Somut olaya gelince, her ne kadar ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/614 E. ve 2005/80 K. sayılı kararıyla çekişmeli taşınmazların asli müdahillerin mirasbırakanı ... adına tesciline karar verilmiş ise de, taraf olmadığı için bu kararın davacı Hazine'yi bağlamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda kayıt maliki ...kızı ...'nın kayıp ya da yitik kişilerden olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur. Hal böyle olunca, öncelikle kayıt maliki ...kızı ...'ya kayyım tayin edilmesi, davanın kayyım huzurunda görülmesi Hazine'nin iddiasının yeterince araştırılıp... kızı ...'nın kayıp ya da yitik kişilerden olup olmadığının açıklığa kavuşturulması varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.03.2017 tarihli ve 2015/436 Esas, 2017/977 Karar sayılı kararıyla; 79 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, asli müdahiller yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
C.İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı Hazine ve asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 2017/14525 Esas, 2020/3421 Karar sayılı kararıyla; "Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmişse de bozmanın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, bozma sonrası ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/103 Esas, 2016/324 Karar sayılı ilamıyla 13.05.2016 tarihinde Belen Mal Müdürü ...’ın kayyım olarak atandığı fakat duruşma günü kayyıma tebliğ edilmeden savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, Mahkemece kayyıma duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece, davaya konu 79 parselde kayıtlı taşınmaz hakkında hüküm kurulmasına rağmen davaya konu 601 parselde kayıtlı taşınmaz hakkında hüküm kurulmamıştır. Buna göre, 601 parselde kayıtlı taşınmaz da dava konusu olmasına rağmen bu taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyerek yazılı şekilde HMK’nin 297/2 maddesine aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D.Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.06.2021 tarihli ve 2020/432 Esas, 2021/272 Karar sayılı kararıyla; tapu kayıt maliki ...kızı ...’nın kayıp ve yitik kişilerden olduğu, taşınmazların kayıp ve yitik kişilerden gelen taşınmazlar olduğu sabit olduğundan bu tür taşınmazların zilyetlikle kazanılmasına yasal olanak bulunmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü ile 79 ve 601 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, asli müdahiller yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yönetim kayyımına karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen Mahkemece vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Asli müdahiller vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 79 ve 601 parsel sayılı taşınmazların asli müdahillerin mirasbırakanı ... adına tesciline ilişkin ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/614 E., 2005/80 K. sayılı kararının olduğunu, bu nedenle kesinleşmiş Mahkeme kararı var iken talebin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, eldeki davanın davacısının Hazine, davalısının ise Belen Müdürlüğü olduğunu, bu durumda Hazine vekilleri tarafından karşılıklı yürütülen bir dava olduğunu ve taraf sıfatlarının birleştiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... kanunları uyrınca kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.... Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır."
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu 237/1.maddesi, "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18/2. maddesi; “Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar tapuda kayıtlı olsun veya olmasın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılamaz.”
4. ... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,
5 .3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6. 6100 sayılı HMK'nın 326/1.maddesi, "Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve asli müdahiller vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın kayıp yitik kişilerden gelen taşınmaz olduğunun sabit olduğu ve kayıp yitik kişilerden gelen taşınmazların zilyetlikle kazanılmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tapusu 3402 sayılı kanunun 18/2. maddesi gereğince iptal edilerek davacı Hazine adına tesciline, aynı gerekçelerle asli müdahale davasının reddine karar verilmiştir.
3. Dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanımı mümkün olmadığından, taşınmazın aslını hak etmeyen bedelini de hak etmeyeceğine göre, hüküm fıkrasından asli müdahiller yönünden reddine karar verildikten sonra tazminat davası açmakta muhtariyetine ilişkin karar verilmesi ile 6100 sayılı HMK'nın 326 maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmamıştır.
4. Ancak, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2020/432 E., 2021/272 K. sayılı kararın "B asli müdahale davası yönünden" kısmının 2.fıkrasında yer alan "Asli müdahalede bulunan tarafların tazminat davası açmakta muhtariyetine," cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yine aynı gerekçeli kararın "A asıl dava yönünden davanın kabulüne" ilişkin kısmın 5.fıkrasında yer alan "Davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına," cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 5.fıkra olarak, "Davacı lehine 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile; ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2020/432 E., 2021/272 K. sayılı kararın "B asli müdahale davası yönünden" kısmının 2.fıkrasında yer alan "Asli müdahalede bulunan tarafların tazminat davası açmakta muhtariyetine," cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına,
2. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2020/432 E., 2021/272 K. sayılı kararın "A asıl dava yönünden davanın kabulüne" ilişkin kısmın 5.fıkrasında yer alan "Davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına," cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 5.fıkra olarak, "Davacı lehine 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.