Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5548 E. 2023/7580 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, yaklaşık 30 yıldır kullandığını iddia ettiği ve Aksu Çayı yatağı içerisinde bulunan taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetine geçirilmesi talebiyle açtığı tapu tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın Aksu Çayı yatağı içerisinde kalması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olması sebebiyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/242 E., 2022/827 K.

DAHİLİ DAVALILAR : Türkoğlu Belediye Başkanlığı vekili Avukat ..., Hazine

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/469 E., 2019/326 K.

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Şirket vekili; dava dilekçesine ekli olarak sunulan krokide 129, 128 ve 132 parsellere komşu (A) harfi ile gösterilen bölüme fasılasız ve nizasız olarak yaklaşık 30 yıldır malik sıfatıyla zilyet olduklarını, burada kum ocağı işletmeciliği yaptıklarını, söz konusu yer üzerindeki zilyetliğinin halen devam ettiğini ve bundan sonra da aynı yerde işletmesini devam ettireceğini ileri sürerek (A) harfi ile gösterilen yerlerin davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili; dava konusu yerin 6360 sayılı Kanun gereği köy statüsünden mahalle statüsüne kavuştuğunu ve aynı adla bağlı bulundukları ilgili ilçe belediyesi sınırları içerisinde kaldığından yetki ve sorumluluğun bu belediyeye ait olduğunu belirterek davanın husumet ve esastan reddini savunmuştur.

2. Davalı ... Başkanlığı vekili; dava konusu taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaba elverişli bir zilyetliğin mevcut olmadığını, davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, zilyetlik sürelerinin dolmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Dahili davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2016/469 Esas, 2019/326 Karar sayılı kararıyla; dava konusu krokide (A) harfi ile belirtilen taşınmazın fen bilirkişi raporunda kadastro paftalarında Aksu çayı olarak belirtme yapılan alan içerisinde kaldığı, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın eylemli haliyle tarım arazisi olmadığı, kum ocağı olarak kullanıldığının tespit edildiği, taşınmazın özel mülkiyete konu olan yerlerden olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, orman mühendisi ve harita mühendisi bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu hususlarının belirtildiği, jeoloji mühendisi bilirkişinin raporunda fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmazın Aksu çay yatağına ait olduğu ve çay yatağından kazanıldığının belirtildiği, Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesinde; "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar gibi tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir." düzenlemesinin yer aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 30-35 yıldır davacı Şirket tarafından kullanıldığını, şirketin faaliyet alanı içinde kaldığını ve zilyet olduğunu, yasal unsurların oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2020/242 Esas, 2022/827 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı Şirket vekilinin belirttiği istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 1958 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Kahramanmaraş ili, Türkoğlu ilçesi, Pınarhöyük (Fanfas) Mahallesi çalışma alanında bulunan taşınmaz Aksu Çayı olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı ... Mad. İnş. Tah. Tem.Taş. San. Ltd. Şirketi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle 09.05.2016 tarihinde dava açmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.