"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu kaydında pay düzeltim davasında davanın kabulüne ilişkin verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece husumet yokluğuna değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, paydaş oldukları 1166 ada 4 parsel sayılı taşınmazda Tapu Müdürlüğünce yapılan yanlışlık neticesinde dava dışı paydaşların paylarının yanlış tescil edildiğini ileri sürerek düzeltilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Tapu Müdürlüğü, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek, davanın görev yönünden reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI-1-
Mahkemece, 18/07/2014 tarihli ve 2014/3 Esas, 2014/484 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. YARGITAY BOZMA KARARI
Mahkemenin 18/07/2014 tarihli ve 2014/3 Esas, 2014/484 Karar sayılı kararı, Dairenin 31/05/2021 tarihli ve 2021/648 Esas, 2021/2937 Karar sayılı kararı ile; uyuşmazlığın mülkiyet uyuşmazlığı niteliğinde olduğu ve yalnızca taşınmazdaki diğer paydaşlara husumet yöneltilerek açılacak bir dava ile çözümlenmesi gerektiği, Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği, o nedenle davanın sıfat yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
V. MAHKEME KARARI-2-
Mahkemece, Dairenin bozma kararına uyularak 30/11/2021 tarihli ve 2021/413Esas, 2021/530 Karar sayılı kararıyla ″davanın sıfat yokluğu nedeni ile usulden reddine″ karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda değinilen kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Temyiz Nedenleri
Davaya konu edilen pay yanlışlığının Tapu Müdürlüğünce yapıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan tapu kaydında pay düzeltimi isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu′nun 683 ve 688. maddeleri şöyledir:
“Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”
″Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.″
3.3. Değerlendirme
Öncelikle belirtilmelidir ki, bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır
Bu noktada, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir.
Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan(husumetten) reddedilir.
Öte yandan sıfat, dava şartı olmayıp itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Başka bir anlatımla, dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Bu karar, davanın dinlenemeyeceğine ilişkin bir karar olmayıp, yine davanın esasına ilişkin bir karardır. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur.
Değinilen kanuni düzenlemeler ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki pay oranlarının düzeltilmesinden taşınmazın tüm paydaşlarının etkileneceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, Daire bozma kararına uyularak davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA; alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.