Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5676 E. 2023/71 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, verilen hükmün içeriği ve ödenen harcın miktarının doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazdaki bağımsız bölümler ve miras payları belirtilmeden tapu iptali ve tescili hükmü kurulması ile fazla harca hükmedilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bağımsız bölümler ve miras payları belirtilerek, harç miktarı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil- tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ... ...' ün maliki olduğu 382 ada 8 parsel sayılı taşınmazını muvazaalı bir şekilde ve mirasçılardan mal kaçırma kastıyla davalıların babaları olan oğlu ... ... ...' e devrettiğini, ... ...’ın devir tarihinde satış elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, alım gücünün olmadığını, satış bedelinin de düşük olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazın murisleri ... ...’a davacının bilgisi dahilinde devredildiğini, daha önce kök muris ...’nin çocukları olan davacı amcaları ile babaları arasında rızai taksim yapıldığını, davacıya da Adana ili Tarsus ilçesinde portakal arazisi verildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, bu husustan bahsetmediğini, murislerine devredilen taşınmaz üzerinde ... ...’ın bina yaptığını, muris ...'nin ölene kadar davalıların yanında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı ile davalıların babalarının kardeş olduğu, iki kardeşin annelerinin 1989 yılında dava konusu taşınmazı davalıların babası ve davacının kardeşine devrettiği, bu hususun davalıların da kabulünde olduğu, davalılar miras taksimi olduğunu, Tarsus'ta bulunan bahçenin de satılarak bedelinin davacıya verildiğini iddia etmiş iseler de, bu hususu ispatlayamadıkları, dinlenen tanık beyanları ve toplanan tüm deliller ile yapılan kazandırma işleminin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı, davalılar babalarının taşınmazın üzerine kendi kazancı ile bina yaptığını iddia etmiş iseler de bunun ayrı bir davanın konusu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, murisin paylaşım yaptığını, ayrım yapmadığını, mal kaçırma kastıyla hareket etmediğini, taşınmazın tapu iptali ve tescile değil, tenkise tabi olduğunu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığını, eksik harcın tamamlanmadığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin davacı ve davalıların babası olmak üzere iki çocuğu olduğu, tanık beyanlarına göre murisin emekli olduğu, gelirinin bulunduğu, taşınmazı satma ihtiyacının olmadığı, murisin davalıların babası ile birlikte kaldığı, davalılara murisin baktığı, davalının alım gücünün bulunmadığı, murisin adına kayıtlı olan Mersin'deki taşınmazın satıldığı, bedelinin büyük bir miktarının davalıların babasına verildiği, bunu bizzat görgü tanığı olan davalı tanığının beyan ettiği, her ne kadar davalı taraf harici taksimden bahsetmiş iseler de bu hususu kanıtlayamadıkları, Mersin' deki taşınmazın üçüncü kişiye satıldığının tapu kayıtlarıyla belli olduğu, tüm bu delillere göre taşınmazın mal kaçırma kastıyla davalıların babasına devredildiği, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ancak, Mahkemece doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca dava konusu 382 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümler yönünden, davacının miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payların ise davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ve bağımsız bölüm numaralarının belirtilmesi gerekirken, bağımsız bölüm numaraları belirtilmeden ve davalılar adına da olacak şekilde tapu iptal ve tescil hükmü kurulması doğru değildir.

3. Öte yandan, harç hususu kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Somut olayda; mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazın dava tarihi itibarıyla saptanan değeri 1.864,942,00 TL olup, bu değerden davacının 4/8 miras payına isabet eden değer olan 932,471,00 TL üzerinden alınması gerekli 63.697,09 TL nispi karar ve ilâm harcından peşin alınan 15.969,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 47.727,69 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekirken, fazla harca hükmedilmesi doğru değildir.

4. Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 1.bent olarak ; " Davanın Kabulüne, İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, Ayazma Mahallesi, 382 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 1-2-3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerin davalılar adına 1/4'er paylı olan tapu kayıtlarının Antalya 13. Noterliğinin 19/07/2019 tarihli 16920 yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde belirtilen davacının miras payı (4/8) oranında ayrı ayrı İPTALİ ile aynı oranda davacı adına tapuya KAYIT VE TESCİLİNE, kalan payların davalılar uhdesinde bırakılmasına’’ cümlesinin yazılmasına,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının harca ilişkin 2.bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 2.bent olarak; " 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınması gerekli 63.697,09 TL nispi karar ve ilâm harcından peşin alınan 15.969,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 47.727,69 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılmasına, kararın bu şekliyle 6100 sayılı Kanun'un 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.